English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Ağlamıyorum

Ağlamıyorum traduction Anglais

532 traduction parallèle
~ Yalnız ve üzgün olsam da ağlamıyorum.
Even though I feel alone and sad, I don't cry.
Ağlamıyorum.
I'm not crying.
- Ağlamıyorum.
- I'm not crying.
Ben bu yüzden ağlamıyorum.
That's not why I'm crying.
Ağlamıyorum, fakat bana geri dön.
No, I don't. But come back to me.
Ağlamıyorum Lorenzo Rafael.
I'm not crying, Lorenzo Rafael.
- Kendime ağlamıyorum.
- I'm not crying for me.
- Ağlamıyorum.
I'm not crying.
Üzgün olduğum için ağlamıyorum.
I'm not crying because I'm sad
Ben ağlamıyorum.
I'm not crying.
Ağlamıyorum artık.
I've stopped crying.
- Hayır, ağlamıyorum.
Absolutely not!
Gittiğin için ağlamıyorum.
I'm not crying because you're going.
- Ağlamıyorum.
- I am not.
Bunlar için ağlamıyorum.
I'm not crying about'em.
Ağlamıyorum.
I stop.
Tamam, ben de ağlamıyorum, gördün mü?
OK, me too. I stop, see?
Ama bu yüzden ağlamıyorum.
But I'm not crying.
Sahiden ağlamıyorum.
I'm not really crying.
Şimdi ağlamıyorum bile.
Now I won't even cry.
Ağlamıyorum.
I'm not.
Onun için ağlamıyorum. Dans yüzünden.
- I'm not upset about her.
Hayır, ağlamıyorum
No, I'm not :
Ona ağlamıyorum.
Nor for him.
Kimse için ağlamıyorum.
Not for anyone.
- Ağlamıyorum.
I'm not crying.
Ama ben ağlamıyorum.
And I'm not crying.
Çorap yüzünden ağlamıyorum zaten.
It's not the goddamn stocking, anyway. Forget it.
Gezgin silahşör, ağlamayacağım bak, ağlamıyorum!
Wandering Swordsman, I won't cry Look, I'm not crying
Abi, ağlamıyorum beni ağlarken görmek istemiyordu bir daha ağlamayacağım!
Brother, I'm not crying He didn't like seeing me cry I won't cry again
Hayır, ağlamıyorum.
No, I'm not crying.
- Bunlar için ağlamıyorum!
I'm not crying for these souv!
Artık Brahms'ı dinleyebiliyorum ve ağlamıyorum.
Now I can hear Brahms... and not crying.
Ağlamıyorum.
I'm not, now.
ben ağlamıyorum!
Cry? I'm not.
- Ben ağlamıyorum, sağolun!
- I'm not crying, thank you!
Hiç bile ağlamıyorum.
I'm not crying at all.
Ağlamıyorum tatlım, soğan soyuyordum.
I'm not crying, honey, I've just been peeling onions.
- Ben ağlamıyorum.
I'm not crying.
- Ben ağlamıyorum.
- I'm not crying.
Ben ağlamıyorum... Ama ağlamak isterdim.
I'm not crying... but I'd like to.
- Ağlamıyorum zaten.
- But I'm not crying.
Ağlamıyorum, sadece soğan doğruyorum.
"I am not crying, i am just cutting onions!"
Ağlamıyorum, ağlamıyorum.
I'm not crying. I'm not crying.
Evet, ağlamıyorum.
Yeah, well, I'm not crying.
Ağlamıyorum.
You see, I'm not crying.
PETER BAİLEY ÖZEL - Ağlamıyorum.
I'm not crying, Mr. Potter.
Artık ağlamıyorum.
I won't cry anymore.
Ağlamıyorum.
Don't what?
Artık ağlamıyorum.
I'm no longer crying now.
Yine ağlamaya başlama. - Lütfen. - Ağlamıyorum zaten.
Why do you stand up there?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]