Bankalar traduction Anglais
1,608 traduction parallèle
Hayır, mesele bankaların ne yapacağı değil.
No, I don't think they can.
Bankalar iflas edecek ve buna bağlı olarak küçük ve orta ölçekli işletmeler batacak.
Banks will collapse, taking small and medium-size firms with them.
Bankalar mı?
Banks?
Bu ülkedeki bankalar sayende artık beni sevmiyor.
See, the banks in this country got no love for me anymore, thanks to you.
Bizim pislikler nakit paralarını yastık altında, çoraplarının içinde sakladıkları için bankalar kapandı.
Our scum keep their cash under their pillows, in socks... and banks closed down for that.
... bankalar gibi kurumsal hedeflerle sivil hedefleri birbirinden ayırmak için kullanılıyor. Şey gibi...
I read about the system used to differentiate between institutional targets - you know, like banks and stuff - and civilian targets - like a...
Bankalar, belirli hesaplara soygun parası yatırıldığını kanıtlamadıkça işbirliğini reddettiler.
Bank's refused to cooperate unless we can prove that specific deposits came from a felony.
Bunun gibi bankalar bir hesabı açmak için yasal bir arabulucu isterler.
These type of banks require a legal go-between to open an account.
Yasal off-shore bankaları için de kendilerini kara paradan izole etmenin bir yolu.
And for legit offshores, it's a way of insulating themselves from dirty money.
- Bankalar ona kredi vermeyince.. ... bizim adımıza kart çıkartıp daha çok borç yaptı.
When they stopped giving her credit, she took out cards and racked up debt.
Yarın Noel, bankalar kapalı.
Tomorrow's Christmas, the banks are closed.
Bankalar, avukat.
The banks, the attorney.
Babamı takip ettim. Avukat, doktor, bankalar, kilo kaybı. Bir anda her şey netleşti.
And I followed him - the lawyer's, the doctor'S the banks, the weight-loss, and it all came back.
Kadının da İsviçre bankalarında hesapları var.
She's got Swiss bank accounts.
Rus bankalarının verilerini nasıl sakladığını ve sunucuları nasıl yapılandırdıklarını bilmiyorum.
I have no idea how russian banks store their data, how their servers are structured.
Bilgisayar uzmanınız bu sabah eğer Rus bankalarının verilerini nasıl sakladıklarını anlarsa hesap bilgilerine ulaşabileceğini söyledi.
Something your computer expert said this morning about if she understood how russian banks hold their data she could get information about account holders.
Bütün bankalar paralarını çekip ayrılsalar ve biri Borsayı kapayıp, bir de kapısına zincir vursa?
Like, all the banks picked up and left and someone closed down the Stock Exchange and put a chain on the door?
Bankalar böyle küçük bir meblağı alabilirler mi?
Can the banks really get that kind of cash at such short notice?
Bankalar tünellere dayanıklıdır.
Banks are tunnel-proof.
Sanırım bu Federal bankaların varlığını inkar ediyor.
I guess that rules out the Federal Reserve.
Hayır, sperm bankalarına gidemem.
No, I can't go to a sperm bank.
Avukatları, bankaları, Çin'i arayacaksın.
You're going to call the lawyers, call the banks, call China. I don't care what time it is.
Lüksemburg bankalarından uzak durun.
Just avoid banks in Luxemburg.
Alıcı yok. Bankalar kapalı, her yer tatil.
Oh, the guys seem ghosts on holiday.
Bankalar kredi vermemişler. Neden?
The banks won't extend credit, why?
Bankalar dışında, bunlardan birine sahip olan fazla bina yok.
Outside of banks, there's not a lot of buildings that would have one.
İsrail ordusu, bizim bankalarımızı defalarca soydu.
The Israeli army Braque had our banks several times.
Huntsville'e yakın bankaları araştırıyorum.
I'm looking into banks near Huntsville that still use them.
Bankalar kredi vermiyor.
Banks aren't lending.
Bankalar kredi vermeyince, insanlar satın almıyor.
When banks aren't lending, people aren't buying.
Bankalar kredi vermiyor.
The banks aren't lending.
- Sesleri İnterpol'de, FBI'da ve veri bankalarında aratıyorum.
Running the voices through Interpol, FBI and databases.
Konuştuğumuz gibi, veri bankalarınızı kırıyoruz, kayıtlarınızı siliyoruz.
As we speak, we're crashing your data banks, wiping your records.
Bağış bankalarınız yok mu?
Don't you have donor banks?
Yani, bak, bankaların, iletişimin, veri tabanlarının internet sağlayıcıların tepesindeyiz.
I mean, look, we're on top of the banks, the telecoms, the databases these Internet carriers.
Ama ATM'ler sürekli boşalıyor. O yüzden bankalar sürekli paniklemiş insanlara nakit para yetiştirmeye çalışıyor.
But the ATMs run dry, so the bank needs to get all that extra cash out to the panicked populace.
Hisse sahipleri arasında sadece emeklilik fonları ve bankalar değil,.. ... yüzbinlerce ufak yatırımcı da var.
Its shareholders include not only pension funds and banks but also hundreds of thousands of small investors.
Bankalar var, ticari yapılar, oteller, restoranlar...
Uh, there's banks, commercial buildings, uh, hotels... restaurants, uh...
Bankalar kara para aklama veya terör finanse edişten şüphelendiklerinde onları Maliye'ye bildiriyorlar.
Banks file them with the Treasury when they suspect money laundering or terror financing.
Bankalar kapanacak, evlere haciz gelecek, insanlar dehşet içinde olacak.
Banks going under, homes repossessed - people are frightened.
"Bankalar okyanus ötesinden aldıklarımızı akılsızca borç verme kararı aldı."
'The banks have made unwise lending decisions that were taken overseas...'
"High Street'in önde gelen bankalarından birinin batmanın eşiğinde olduğuna dair bir söylenti yayıldı."
'One of the High Street's leading banks is rumoured to be on the brink of collapse.
"High Street bankalarından biri batmanın eşiğinde."
-'One of the High Street banks is on the brink of collapse.'
Hazine bu yıl High Street bankalarına zaten 150 milyar borç verdi.
The Treasury lent 150 billion to High Street banks this year.
O'Hanahan'ın diğer adları altında bir etkinlik var mı diye bankaları kredi kartı şirketlerini kontrol ediyorum.
We're checking banks and credit card companies for any activity under O'Hanahan's aliases.
Şu veri-bankalarına, hiçbirşey yoktu.
One of those online things and nothing came up.
biz Amerikan bankalarına güvenmiyoruz.
We don't trust American banks.
Bankaları sevmem.
I don't like banks.
Gerçekten bankaları onun soyduğunu mu düşünüyorsun?
You really think he robbed banks?
Temelinde büyük bankalar ve fonlar vesaire vesaire.
Mainly big banks and funds and so forth.
Seyahat kayıtlarına göre, 1985'te Syracuse Üniversitesi'nde bir konferans vermişsin. Bunlar da Syracuse civarındaki bankaların fotoğrafları.
Now, these photos are of banks in the Syracuse area.