Bekliyorum traduction Anglais
14,565 traduction parallèle
Tahmini varış süresini bekliyorum.
Stand by for responder ETAs.
Mitterrand'ın özrünü bekliyorum ve ellerim bağlı.
I'm waiting for a pardon from Mitterrand and my hands are tied.
Şimdi saat 3 toplantıdan yaklaşık olarak 5 gibi gelmesini bekliyorum.
It's about three now, so I expect he'll be back from his meeting... I don't know, maybe five? / Would you ask Lou to call me when he's...
İçinde kıpır kıpır eden bir şeyin çıkmasını bekliyorum ama bunu ispat etmenin yolu yok.
It's itching inside of you, just waiting to get out, but there's no way to prove it.
- Seni bekliyorum, Büyükbaba.
- I'll wait for you, Grandpa.
Arkadaşımı bekliyorum.
I'm waiting for my friend.
İki saattir bekliyorum da.
Because I've been waiting for two hours.
Hayır, tam yerinde bekliyorum.
No, no, I'm standing right here.
♪ sıraya bekliyorum
♪ I'm waiting in line
♪ Geçen trenleri bekliyorum
♪ Waiting for the passing trains
Sen eşyalarını yerleştir, ben koridorda bekliyorum.
Clear your things. I'm waiting in the hallway.
Hadi bekliyorum.
I'm waiting.
Teddy, senden daha fazlasını bekliyorum evlat.
Teddy... Expect more from you, son.
Bekle! 2 gün içerisinde 6 milyon dolar bekliyorum.
I expect $ 6 million down there two days from this very second.
Hâlâ Genel Merkezi'nden bilgi bekliyorum.
I am still waiting on intel from HQ.
Uzman Lynn, seninle tanışmak için sabırsızlıkla bekliyorum.
Specialist Lynn, I've been looking forward to meeting you.
Talimatları bekliyorum.
Waiting for instructions.
Hayır, o çocukların bir hata yapmasını bekliyorum.
No, I'm waitin'for these boys to make a mistake.
Yılladır onun ölmesini bekliyorum.
But I have been waiting years for her to die.
Bunun bedelini ödemeni bekliyorum.
I expect that bill to be paid.
Zebanileri kovalıyorum ve Aziz Peter'ın Kapı'yı aç diyeceği zamanı bekliyorum.
I been chasing hellhounds and waiting for the time to tell Saint Peter to open the Gates.
- Bekliyorum zaten.
I mean, I'm in here.
Senin için günde 24 saat çalışmaya hazır bekliyorum. Bekâr anne halimle diye eklemek istiyorum.
I made myself available for you 24 hours a day while being a single mom, I might add.
Evet. "Teşekkürler Michelle" demeni bekliyorum.
Yes. I'm kind of waiting for a, "Thank you, Michelle!"
Telefonun çalmasını bekliyorum.
Waiting for the phone to ring.
Şuan küçük bir kriz yaşıyorum ve kardeşimden küçücük bir yardım bekliyorum.
I'm going through a little crisis and it'd be real nice to get a little support from my brother.
Onu mu bekliyorum?
Is that who I'm waiting for?
Kıdemlilerin, yeni gelenlere etrafı tanıtmasını bekliyorum.
For you vets, I expect you to show the new guys around.
Tanrım, daha heyecan verici bir şeyler bekliyorum senden.
Jesus, you have to give me something more exciting.
Aferin kızıma. Seni bekliyorum.
I'm waiting for you.
Bir arkadaşımı bekliyorum.
I'm waiting for a friend.
Bekliyorum. 39 numaralı oda.
Well, I'll wait here. Room 39.
Gelecek konseri heyecanla bekliyorum çünkü öğrenci konseyi binasında olacak.
I'm looking forward to the next gig, actually,'cause it's a student union.
O anlar. " - Dışarıda bekliyorum.
- I'm gonna wait outside.
Diğer zamanlarda sahnenin kenarında bekliyorum.
You know, the rest of the time, I'm just standing around at the side of the stage.
Bayanlar ve baylar, biz bütün projeden yaşadığıınız dosyaları bekliyorum, şimdi vardır.
Ladies and gentlemen, we are now all been waiting for the files you all had from the project.
Bu yüzden lütfen sizden biraz sabır bekliyorum.
So we kindly ask you for a little bit of patience.
Hayır, Ben sadece... sadece... bekliyorum.
No, I was just... just... waiting.
- Sabırsızlıkla bekliyorum.
- I'll look out for it.
Bunu yakında bekliyorum.
That's what I'm about to start doing.
Ben de sabırsızlıkla bekliyorum.
OK. I look forward to that.
- Peki daha ne bekliyorum?
- What am I waiting for?
Annemin bana sarılsın diye gönderdiği meleği bekliyorum. Ama... Kimse gelmiyor.
I keep waiting for the angel Mommy sent to hug me, but... there's no one there.
Bir yıldır bu yolculuğu bekliyorum, baba.
I've been waiting for a year for this trip, Dad.
Sabırsızlıkla bekliyorum
Looking forward to it.
Bu nedenle, Senin önünde yardım isteyen bir dilenci gibi bekliyorum.
Thus, I stand before you as a beggar, asking for help.
Korkarım ki ben bir ev bekliyorum.
I'm afraid I'm expected at home...
Sabırsızlıkla bekliyorum
Now, let me tell you something. I'm lookin'forward to it.
Terminalin girişinde bekliyorum.
I'm in front of the terminal...
Ben... burada bekliyorum.
I'll, I'll wait here.
Ve hikayelerinizi bekliyorum.
Lots of love.