Beraber büyüdük traduction Anglais
176 traduction parallèle
Beraber büyüdük.
We grew up together.
Doğu yakasında, aynı mahallede beraber büyüdük.
We were raised together on the East Side in the same neighborhood.
- Evet, beraber büyüdük.
We grew up together.
- Söylediğim gibi, beraber büyüdük.
- I told you, we all grew up together.
Beraber büyüdük biz, kardeşler gibi...
We grew up together, like brother and sister.
- Beraber büyüdük.
- We grew up together.
Biz beraber büyüdük.
We grew up together.
Ben de öyle. Biriyle beraber büyüdük.
So do I. I grew up with one.
Raza ve ben beraber büyüdük.
Raza and I grew up together.
Beraber büyüdük, David.
We grew up together, David.
Ömer beraber büyüdük... 70 yıl önce ikimiz de çocuktuk hatırlıyor musun?
Omar, we grew up together. Don't you remember 70 years ago, we were boys together.
Beraber büyüdük
We grew up together.
Yani, bilirsin, beraber büyüdük...
I mean, you know, we've grown up...
Biz beraber büyüdük.
I mean, we grew up together.
Biz beraber büyüdük ve sen beni öldürmeye çalıştın?
And you tried to kill me? - And you killed Bonnie.
Mihalis ile beraber büyüdük.
I grew up with Mihalis.
Babanla ben beraber büyüdük.
Your father and I grew up together.
Beraber büyüdük.
I grew up with him.
Bunu nasıl söylersin? Biz beraber büyüdük.
We grew up together.
Bilirsin Brooklyn'de beraber büyüdük.
You know, we grew up together in Brooklyn.
Kocam ve ben beraber büyüdük.
My husband and I have grown together.
Beraber büyüdük. Bir hayalimiz vardı.
We grew up together.
Neden, çünkü beraber büyüdük o herifle.
Well, we grew up together, that's why.
Seninle beraber büyüdük orospu çocuğu.
We fucking grew up together, you motherfucker.
Onunla beraber büyüdük.
We've hung out since we were children.
Carlo'yla beraber büyüdük.
Carlo and I grew up together.
Yani biz beraber büyüdük.
Well... ... we grew up together.
Biz beraber büyüdük.
We've grown up together.
Beraber büyüdük.
We grew up together, you know?
Beraber büyüdük....
We grew up together so....
Beraber büyüdük.
Me and Anthony Frankowski, who would later become- - l'll tell you a real funny story in a second. We grew up together.
Sen çok güzel bir kızsın, ama, biliyorsun, o- onunla beraber büyüdük- -
You're a very beautiful girl, but, you know, he's- - - I grew up with him- -
O ve ben hemen hemen beraber büyüdük.
She and I virtually grew up together.
Burlingame'de beraber büyüdük.
We grew up together down in Burlingame.
Ben ve Rondell beraber büyüdük.
Me and Rondell, we grew up together, man.
O, Mary ve ben beraber büyüdük.
He and Mary and I grew up together.
Futbol sahalarında beraber büyüdük.
We grew up on football terraces together with my old man.
Leonor ve ben beraber büyüdük.
Leonor and I grew up together.
Beraber büyüdük. Hep o çok sevildi.
We grew up together.
Biz beraber büyüdük.
We were children together!
Biz Peter'la beraber büyüdük.
Peter and I grew up together.
Beraber büyüdük.
You know, we grew up together.
Biz beraber büyüdük.
We grew up together
Jimmy Dooley, beraber büyüdük.
Jimmy Dooley. We grew up together.
Sarah ile Georgia'da beraber büyüdük.
I grew up with Sarah back in Georgia.
Beraber büyüdük.
We grew up together
Çocukluğumuz beraber geçti, aynı köyde büyüdük.
She was my uncle's daughter. I was 3-4 years older.
Bu beraber yatmak istememden dolayı bana karsı aldıgın artık bunlar icin cok büyüdük tavrı. anlıyorum.
It's up there with sleeping over on the "we're too old for this" list. I see.
Gözlük ve tellerimizi beraber takarak büyüdük.
We all had headgear and braces together.
Çoğuyla beraber büyüdük. Hep ailem gibiydiler.
Sometimes I get up to pee in the wee small hours... and I can't get back to sleep.
Gerçekten de eski bir dostum, beraber sörf yaparak büyüdük.
She really is an old friend, we grew up surfing together.
beraber 96
beraber gidelim 16
berabere 30
beraberiz 22
beraber gideriz 22
beraberce 16
beraber olacağız 16
beraber gidelim 16
berabere 30
beraberiz 22
beraber gideriz 22
beraberce 16
beraber olacağız 16