Bilemeyiz traduction Anglais
1,732 traduction parallèle
- Başına ne geldiğini bilemeyiz.
- You don't know what happened to it.
Bu yüzden Bay Adams'ın ve Bay Reyes'in bilgisayarlarını bulamazsak, birbirleriyle ne yazıştıklarını bilemeyiz.
So unless we recover Mr. Adams and Mr. Reyes'computers, we have no idea what they said to each other.
Ama bu olayın neden kaynaklandığını öğrenmeden bir daha tekrarlanmayacağını bilemeyiz.
But until we know what caused this incident we can't be certain it won't recur.
Biri bizden ayrıldığında, asıl sebebi asla bilemeyiz.
We never know why someone breaks up with us.
Bilemeyiz.
We wouldn't know.
Hayır, bunu bilemeyiz.
We don't know that.
Hayır, hayır, elbette bilemeyiz.
No, no, no, of course we don't.
Ve eğer telefonu açmazsan, bilemeyiz.
And if you don't answer the phone, we can't know.
Kimin aldığını bilemeyiz.
This is western union, Though.
Katilin hala orada olup olmadığını bilemeyiz.
We can't be sure That the killer's Still on site.
Gidip konuşmazsak, asla bilemeyiz.
We'll never know unless we go talk to him.
Dışişleri Bakanlığı resmi suçlamada bulunmadan ayrıntıları bilemeyiz.
We won't know the details until formal charges are filed with the State Department.
McÇaylak, bunu kesin bilemeyiz, değil mi?
McProbie We can only assume, right?
Doğa şartları ve hayvanlara çok uzun süre maruz kaldığı için ölüm zamanını kesin bilemeyiz.
He was exposed to the elements and animals too long to determine a more precise time of death.
Ne kadar sürer bilemeyiz.
- Never know how long that could take.
- Bunu bilemeyiz.
- We don't know that.
Bunu bilemeyiz.
We don't know that.
Mutlak bir doğru olsa bile, hepsini tamamen bilemeyiz ve bunun farkında olmadığı için onu suçlayamazsın.
Even if an absolute truth exists, we can't know all of it. And you can't condemn her for recognizing that.
Pek olası değil ama bilemeyiz.
but you never know.
Bir taşın bile varoluşunun sebebi vardır. Ama biz bilemeyiz.
A mere stone exists for a reason but we'll never know.
- Açana kadar bilemeyiz.
- We won't know until we get on there.
Asla bilemeyiz.
We'll never know.
Ona nasıl bir mesaj göndereceğimizi bilemeyiz.
We don't know what kind of message to send.
O barda ne olduğunu kesin olarak bilemeyiz.
We can't know for certain what happened in that bar. There are conflicting accounts.
Bunun senin nereye götüreceğini bilemeyiz.
There's no telling where they'll take you.
Laboratuara götürmeden bilemeyiz.
We won't know until I'll get her back to the lab.
Ama bakmadan bunu bilemeyiz.
We're not gonna know until we take a look around.
O dağda ne oldu bilemeyiz ama Pat bizim dostumuzdu
We may never know what happened on that mountain. But, as we grieve, well, we can remember Pat as our friend and why we loved him.
Görüyor musun? Atomun nasıl doğal davrandığını, kesin olarak asla bilemeyiz.
You see, we can never know with any kind of certainty, how an atom will behave naturally.
Eğer kardeşler yakalanırsa yetkililere ne diyeceklerini bilemeyiz.
If the brothers are caught we have no control over what they might say to the authorities.
Bilemeyiz.
We don't.
Bunu bilemeyiz.
- We don't know that.
Hayır, bunu bilemeyiz. Yelkenli, günler önce gitmiş olabilir.
I mean, sailboat could've been gone for days.
- Hayır, bunu bilemeyiz. - Biliriz.
- No, we don't know that.
- Evet fakat bilemeyiz ki.
- Yeah, but-but we... we don't know.
Bunun onu nasıl etkilediğini bilemeyiz.
There's no knowing how this might affect him.
Hiç birimiz güvende olmak nasıldır bilemeyiz.
None of us know what safety is like.
- Bunu bilemeyiz.
We don't know that.
Eğer vücudun bir tepki verirse hangisinin neden olduğunu bilemeyiz.
If you had a reaction, we wouldn't know which one caused it.
Bilemeyiz, ama benim işim bittiğimde her yer ektoplazma * dolu olacak.
I don't know, but it'll be covered in ectoplasm when I'm finished.
Ted olayında, evrenin sırlarını çözmek hakkında bildiklerimizden fazlasını bilemeyiz.
We can't know why any more than we can unlock the secrets of the universe.
Bizi neyin beklediğini asla bilemeyiz.
Never know what's coming for you.
- "Bizi neyin beklediğini asla bilemeyiz."
"You never know what's coming for you"? That's right.
Ne olacağını bilemeyiz.
And there is no telling what could happen.
Ne olacak bilemeyiz?
Don't know what's going to happen?
Bu Amerikaya ve dış güçlere bağIı ne düşünüldüğünü bilemeyiz
That'd depend on the US and the USSR... Don't make it so complicated. lt doesn't matter what anyone thinks.
Bizim gibi adamlar onla nasıI konuşacağımızı bilemeyiz
Men like us won't know how to talk to her.
Henüz bilemeyiz.
We don't know yet.
Bir daha ne zaman görüşürüz bilemeyiz, değil mi?
We won't know when will we meet again, right?
- Açana kadar onu bilemeyiz.
- No way to tell till we open it.
Bizi neyin beklediğini asla bilemeyiz.
You never know what's coming for you.
bilemem 161
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26