Buz gibi traduction Anglais
2,536 traduction parallèle
Hava buz gibi!
It's chilly!
Buz gibi olmuş.
- Oh. He's ice-cold.
Buz gibi.
So just do me a favor.
Tanrım, elleriniz buz gibi.
My God, your hands are cold.
Sonra da beni oradan aşağı, buz gibi, az oksijenli havaya atacaklar ve ben de buzun üzerine düşeceğim.
And will throw me out into the cold, thin air..... and I will fall to the ice.
- Ama su buz gibi
- The water is frozen
Hava buz gibi.
It's freezing.
Bu anı kutlamak için buz gibi bir sodaya nedersiniz, iyi olur mu?
How about an ice cold soda to commemorate this moment, huh?
Yani, dışarısı buz gibi.
I mean, it's freezing out there. I don't remember.
Dışarısı buz gibi.
It's freezing outside.
Ben buz gibi soğuk metali karnıma bastırmam.
I'm not pressing ice-cold metal to my stomach.
Derileri buz gibi soğuk, insan eti yiyorlar, ve hepsi tabutta yatıyor.
Their skin is ice-cold, they feed on human flesh, and they all sleep in coffins.
Bunu ayrıştırmak için ihtiyacımız olan şeyler biraz tuzlu su biraz sıvı deterjan ve bir parça buz gibi alkoldür.
All it takes to extract is a little salt water, some washing-up liquid and a splash of ice-cold alcohol.
Onun buz gibi bakışları var.
He's got his icy stare.
Buz gibi.
It's freezing.
Günde beş paket sigara ve buz gibi...
Five packs a day and colder than a kitchen...
Buz gibi kardan kadın sanki.
Frosty the Snow-woman.
Buz gibi.
It's freezing
Buz gibi.
It's cold.
Dün gece buz gibi havada itmek zorunda kaldım.
I ended up having to push it last night in the freezing cold.
Arkadaşlarımla maç seyretmek için bara gidip eğlenmek varken neden seninle buz gibi bir fabrikada takılmak isteyeyim ki? - Neden?
Why wοuld I want tο sit in a freezing cοld factοry when I can gο dοwn tο the pub and watch it with my mates and have a laugh?
Soğuk derken buz gibi mi yani?
Cold? As in, you know, frigid?
Biliyor musun, burası buz gibi.
You know, it's freezing in here.
Buz gibi kaldım, siyah su.. ve mesaj doğru dedim. Anladın mı?
I watched the icy, black water and told myself the message was true.
Alt kısmın buz gibi.
Your lower body is so cold.
Ellerin buz gibi.
Your hands are freezing.
Şu lanet zili bir daha çalarsan buz gibi çorbayı içersin!
Ring that damn bell one more time, and I'm bringing you cold soup!
Ama buz gibi, su dizlerime kadar geldi.
But it's freezing, the water's up to my knees.
Baksanıza, bedeni buz gibi!
You see, her body cold
Dışarısı buz gibi baksana.
It's colder than a well-digger's ass out there.
İçi hâlâ buz gibi.
On the inside, it's a glacier.
Altı saat boyunca buz gibi uluslararası sularda baş başa kaldık gibi görünüyor.
Looks like it's just you, me and six hours in frigid international waters.
Vücudu, parçalanıyor altını ıslatıyor, bebek beziyle yatağa giriyor ayakları buz gibi, her zamanki gibi ters ve ölmüyor.
Her body's falling apart, she's pissing herself, she's going to bed in a nappy, feet like blocks of ice, but this up here, oh, man, up here she's as sharp as ever, and she doesn't die.
Yani dün gece kabul etmiş olabilir ama sabahın köründe buz gibi havada imkânı yok- -
I mean, she may have agreed to it last night, but in the cold, hard light of day, there's no way...
- Çünkü Seung Jo ona karşı buz gibi.
- He's so cold. - What..?
Bildiğiniz gibi, altı ay önce, Hermes isimli deniz altı aracı Lomonosov Sırtı üzerine buz altından dalış yaptı.
As you know, six months ago, DSV Hermes was diving under the ice on the Lomonosov Ridge.
Patlayıcıyı iyice çökeltmek için buz kullanmak gerekiyor ancak bizim çocuk işini tam bitirememiş gibi.
Well, you need a serious chill to precipitate the explosive but... Looks like our boy didn't finish the job.
Buz gibi olmuş.
In the living room. She's ice cold.
Karın, karın, seni portakallı buz dondurma gibi giydiren karın.
Your wife, your wife, your wife, who dresses you like a creamsicle bar. Huh?
Buz kutusu gibi mi? Tamam.
You mean like an icebox?
Hava buz gibi.
It's freezing!
Önümüzdeki muazzam düzlük olduğu gibi kuzeye, Kuzey Buz Denizi'ne doğru ilerlemeye başlıyor.
An entire landscape starts to move north... towards the Arctic Ocean.
Buz gibi!
It's freezing.
- Bir gün boyunca üstüne buz koy yoksa Mike Tyson gibi görünürsün.
- Put some ice on it for the next 24 hours so you don't look like Mike Tyson. Unh! Ow!
Şu buz gibi kadının içinde atan bir kalp olduğunu düşünebilirler.
They might think there's an actual heart beating in that stone.
Küçük Henry'yi buz kalıbının içine sokmaya zorladığım zamanki gibi mi?
Yeah, like when I dared you To put your balls against that ice cube tray?
Bebek vücudundaki bir buz devi kafası gibi.
Like a frost giant's head on an infant's body.
Evet, buz rendesinden çok, kar gibi bir şey burada bahsettiğimiz.
Yeah. We're not talking about shaved ice. More like snow.
Sanki bir su tabancası gibi. Bilim insanları buz volkanlarında tuz ve bazı organik bileşimler tespit ettiler.
From the ice in the volcanoes, scientists have detected salt and simple organic compounds.
Aynı Buz Kralı gibi görünüyorsun.
You look just like the ice king.
Bunlarla herkes Buz Kralı gibi gözükür.
These whiskers would make anyone look like the ice king.