Bütün traduction Anglais
173,488 traduction parallèle
Bütün kardeşlerin evlenip, çoluk çocuğa karıştı.
Your sisters have all gone off to their own husbands and families.
Bütün İngiltere artık bundan kesin emin.
All of England is now quite sure of it.
Richard'ın doğuştan hakkı inkâr edilirken bütün ülkeyi o mu yönetsin?
That we allow him to rule while Richard is denied his birthright?
Bu, benden bütün oğullarımı alan bir karışıklığın devamı.
It's the continuation of a conflict that has claimed all of my sons.
Bütün gece boyunca sürdün.
You rode all through the night.
Bütün sorunlarımızın esas nedeni de budur.
This is the root of all our problems.
Bütün sorunlarımızın esas nedeni kafa karışıklığımız, öfkemiz. Anlayamadığımız şeylere duyulan korku.
We are the root of all our problems... our confusion, our anger, our fear of things we don't understand.
Bütün hareketlerini anlayabiliyorum.
And I get all the action.
Bütün aile geceleri alışverişte.
" Whole families shopping at night.
Bütün savaşlarında dövüşmek ve fethetmek üstün bir başarı değildir.
To fight and conquer in all your battles is not supreme excellence.
Bütün gün, konuş konuş nereye kadar.
All day, it's talk, talk, talk, talk, talk, talk.
Bütün hayatın boyunca hissettin bunu.
Your whole life you've felt it.
Şimdi bütün numaraları unutmanı istiyorum.
Now, I want you to forget all the tricks.
Hafıza çalışması olsun, MRI olsun. Bütün yalanları unut.
The memory work, the MRI... forget all the lies.
Tiyatro grubu bütün gece evin önünden bizi gözledi.
His troupe has been camped outside all night keeping an eye on us.
Hadisenize, bütün gün sizi mi bekleyeceğiz?
Come on. We don't have all day.
- Bütün şarabımı içtin.
- You drank all of my wine.
Bütün fabrikayı hipnotize etmiş.
I think it's the entire mill.
Böyle kişilerle tanıştığınızda dünyanız size biraz daha bütün gelebilir.
When you meet people like that, you may find your world feels a little more complete.
Bütün kitaplar Meymenetli Kokular Bıçkıhanesi Tarihi.
They're all The History of Lucky Smells Lumbermill.
Bütün çocuklar için daha az yaşatmayı seçti ve bu yüzden James, o ölmeyi hak ediyor
He chose a lesser life for all children, and that is why, James, he deserves to die.
Ve sonra... ve sonra bütün parçaları yeniden düzenleyebilseydin?
And then... and then you could rearrange all those pieces?
Bütün bulmacayı göremiyorum.
I can't see the whole puzzle.
Akciğerlerindeki bütün sıvıyı boşalttım. Ama kımıldayıp durursa akciğerleri tekrar iflas eder ve bu muhtemelen onu öldürür
Got all the fluid out of his lungs, but if he moves around too much, his lung will collapse again, and it'll probably kill him.
O canavar zavallı kızın bütün hayatını elinden aldı.
Poor girl had her whole life ahead of her before that monster took it.
Benim için bütün pislikler aynı.
All you dirt bags look the same to me.
Ryan, küçükken göle gidip bütün gün nasıl balık tuttuğumuzu hatırlıyor musun?
Ryan, you remember when you were little and we used to go to that lake and fish all day?
Heteroseksüel erkekler bütün insani duyguları ifade etmemeye teşvik edilir. Bu da hepsinin içlerinde birikmesine neden olur. Yalnızca spor sırasında açığa çıkar...
You see, straight guys are encouraged to never express the full range of human emotion, causing it all to be bottled up inside, only to be expressed during sports and- - you fuck bag!
Kederim kelimelerle ifade edilemez. Bütün bir sözlüğü kullansam bile yetmez.
I could never express my sorrow, no, not even if I used up a whole dictionary.
Annen yüzünden, bütün ailen listede.
Because of your mom, your whole family's on the list now.
Bütün gün bizimleydi.
He's been with us all day.
Şimdi bütün dünya kesinlikle öğrenecek.
Well, the whole world is certainly going to know now.
Normalde hafıza çalışmalarında adım adım, bütün hayatını didik didik ederek sistematik bir şekilde çalışırız.
Normally with memory work we go systematically, back to front, step-by-step through your life.
Bütün bunlar, sülükler falan...
So this, you, the leeches...
Bütün düşünebildiğim orda bir savaş çıktığı ve benim içinde olmayışım.
All I can think about is there's a war going on and I'm not in it.
Yüzerek mi? Bütün olasılıkların simulasyonunu çıkardım.
I've run all the simulations.
Bütün şehir savaş alanı
The entire city is the battlefield.
Tek bir insanın suçundan bütün klanı sürmeyeceğim.
I will not banish an entire clan because of one person's sins.
Kalbini, beynindeki bütün elektro faaliyetler... yeterince kesilene kadar durdurman gerek.
Now, listen to me. You'd have to stop your heart long enough for all electrical activity in your brain to stop, too.
Bütün klanların hissettiği bir acı.
A pain that all clans feel.
Bütün bu manyakça fikir senden çıkmıştı.
It was all your crazy idea to begin with.
Bütün sistem saat 9 civarında kapanmış gibi görünüyor.
Looks like they turned off the whole system right around 9 : 00.
Boştaki bütün ekipleri senin konumuna yönlendiriyorum.
Rolling all backup units to your location.
Ülkeye gelen bütün olası YŞT üyelerine bütün uçuş kayıtlarına ve çıkardığımız profillere ait arama sonuçlarını. Belki birşeyleri gözden kaçırdık.
All the search results for possible nmb members coming in to the country, all the flights and profiles we ruled out, maybe we missed something.
Ve bütün parçaları getirdiğinden emin ol.
And take care to bring it all.
Bütün birimler, harekete geçin.
All units move in.
Bütün gün onu düşünüyorum.
I've been thinking about him all day.
Tamirciler bütün gün çalışıyorlar.
We got repairmen in and out of here all day.
Bütün hemşireler yanımda adam yok diye beni dul zannediyor.
All the nurses just assumed I was a widow'cause my husband wasn't there.
Bütün bunları torunumuz için mükemmel hale getirmeyi. Canımız Harry için.
To make all this...
Sadece bütün bilgiyi aldığınıza emin olmak istedim. Tabii ki.
Of course.
bütün hayatım boyunca 16
bütün bunlar ne için 24
bütün kalbimle 26
bütün gün 52
bütün istediğim bu 17
bütün bunlar 64
bütün bunlar da ne 26
bütün gece neredeydin 17
bütün bunlardan sonra 25
bütün bunlar ne demek oluyor 23
bütün bunlar ne için 24
bütün kalbimle 26
bütün gün 52
bütün istediğim bu 17
bütün bunlar 64
bütün bunlar da ne 26
bütün gece neredeydin 17
bütün bunlardan sonra 25
bütün bunlar ne demek oluyor 23