Chambre traduction Anglais
33 traduction parallèle
Paris'de, Fransa Ulusal Kütüphanesi depolarında, dünya tarihinin en olağandışı belgelerinden biri bulunmaktadır :
In the library of the Chambre des députés in Paris is one of world history's most remarkable documents :
Ve Meclis... ne diyordunuz siz ona?
And the Chambre of, what do you call it?
"Et puis elle l'accompagne dans une chambre."
"Et puis elle I'accompagne dans une chambre."
B zavallı kızı Ludwig Bessner mi öldürdü diyorsunuz?
So now you think that I, Ludwig Bessner, have killed this miserable little femme de chambre?
- Bonjour. Un homme a réservé une chambre pour moi. ( Bir bey benim adıma oda ayırtmıştı. )
Un homme a réservé une chambre pour moi.
Size Paris'teki tarihi Alexandre Köprüsü'nden canlı yayın yapıyoruz. Fransız modasına yön veren Haute Couture Modacılar Birliği'nin Başkanı Olivier de la Fontaine burada limuzininin arkasında öldürüldü.
We are coming to you live from the historic Pont Alexandre in Paris where Olivier de la Fontaine, head of La Chambre Syndicale de la Mode et de la Haute Couture, which is French fashion's governing body,
Son 28 yıldır Haute Couture Hazır Giyimciler Birliği'nin başkanıydı. Bir jambonlu sandviçle boğuldu ve Paris moda dünyasını şaşkın ve üzgün bir halde bıraktı.
Olivier de la Fontaine, headde la Chambre Syndicale du Prêt-à-porter et de la Haute Couture for the past 28 years, has merely choked on a ham sandwich, leaving the Paris fashion world stunned and saddened.
( "Odanız var mı, beyefendi?" ) "Vous avez une chambre, monsieur?"
"Vous avez une chambre, monsieur?"
( "Peki, büyük yataklı bir oda istiyorum, )" OK, je voudrais une chambre avec...
" OK, je voudrais une chambre avec un grand lit, a large bed,
( "42 numaralı oda, beyefendi." ) "Er... c'est chambre 42, monsieur."
"Er... c'est chambre 42, monsieur."
( "Maymun odada mı?" ) "Est-ce q'le singe est dans la chambre?"
"Est-ce que le singe est dans la chambre?"
( "Maymun odada değil. )" Le singe n'est pas dans la chambre.
" Le singe n'est pas dans la chambre.
( "Michelle odada... )" Michelle est dans la chambre... ( "Burundi Başkanı ile birlikte." ) "avec le Président de Burundi."
"Michelle est dans la chambre " avec le Président de Burundi. "
- İte sana Picasso.
La chambre Picasso.
Zavallı hizmetliyi ben mi öldürdüm sanıyorsunuz?
Do you think I would kill a little miserable femme de chambre?
Kabare çok kötü.
The chambre is horrible.
Kendisi'Zimmeri'nde,'chambre'inde, yani odasında.
He's in his Zimmer, in his room, in the chambre.
Hareketlilik, Hareketsizlik, Kızgınlık # Quand tu es pres de moi... # acı, ölüm # Cette chambre n'a... # #... plus de parois
Action, Inaction, Madness, # Quand tu es pres de moi... # # Cette chambre n'a... # #... plus de parois
Akşamları, Lae'Chambre d'Amour'da çalışıyordu.
In the evening Lae worked in the "Chambre d'Amour".
Onu "Chambre d'Amour" da bulacağımı söyledi ben de buradayım.
She said I'd find her in the "Chambre d'Amour" this winter.
Benim hatam onu yaşam alanıma sokmaktı.
My mistake was inviting him into my personal chambre.
Burası... Benim odam.
This is my... my chambre.
Baştaki oda ama istirahat etmeli.
La chambre en face, mais il doit repose...
Oda servisi.
Service de chambre.
Buna chambre de chasse deniyor.
It's a chambre de chasse...
Erkek hizmetçiyim.
I'm a valet de chambre.
Görünüşe göre, Aya'nın cadısı, sizi benim için yarattığı lüks odanın içine sürüklemeyi uygun görmüş.
Apparently, it's what allowed Aya's witches to drag you to this chambre de chasse she created for me.
Freya, bizimkileri o odadan çıkarmanın bir yolunu buldu.
Freya figured out a way to get the boys out of the chambre.
Demek Chambre de Chasse.
Hence the chambre de chasse.
La chambre est bleu.
La chambre est bleu.
Hayali dünyadan... kaçtıktan sonra, sorunsuz bir aileye dönmeyi mi bekliyordun?
Did you expect to break out of the Chambre de Chasse and into a family cured of dysfunction?
Burası senin odan.
Voilà votre chambre.
Beğenmediyseniz çekinmeyin söyleyin.
And, uh, don't hesitate to complain if it isn't sufficiently chambré.