Cheerleader traduction Anglais
1,315 traduction parallèle
Seksi amigo kız komedisi.
Sexy cheerleader comedy.
Benim amigo kızım olmaktan hiç sıkılmıyor musun?
You ever get tired of being my cheerleader?
Ben ponpon kızken işler böyle yürümezdi.
It wasn't like that when I was a cheerleader.
Sen ponpon kız mıydın?
You were a cheerleader?
- çünkü gerçekten bu Ponpon kız organizasyonunu yapmalıyım...
- because I'm organising this cheerleader...
Senin bir ponpon kız olduğuna inanamıyorum.
I can't believe you were a cheerleader.
Ve ondan önce de, USF'te ponpon kız mıydınız?
And before that, you were a cheerleader at USF?
Limana taşınmamdaki tek neden İleri düzey dersleri alabilmekti, Yale'e erken erken kabul edilmek ve bir daha bir amigoya ya da polo oyuncusuna bakmak zorunda kalmamak.
The only reason why I transferred to Harbor was so I could load up on A.P. courses, get accepted into Yale early and never have to look at another cheerleader or water polo player ever again.
Theresa olmayınca 9 oluyoruz. Kıçımdan çıkartmadıkça bir kız eksiğimiz var.
Without Theresa we're only nine, so unless I can pull a cheerleader out of my ass...
Belki de bir ponpon kız olacaktır.
Maybe she'll be a cheerleader.
Bir ponpon kızken, futbol stadının ortasına bir zaman kapsülü gömmüştüm.
You know when I was a cheerleader we buried a time capsule midfield of the football stadium.
Bazen amigoları, bazen bebek bakıcıları, bazen de terapisleri olmalısın.
You gotta be part cheerleader, part babysitter, part therapist.
Onu ilk yargılayan kişinin sen olduğunu düşünürsek, şimdi onun destekçisi mi kesildin?
You were practically the first to condemn him and... and now you're, what, his cheerleader?
Kız arkadaşı Mandy ile görüşebilirsin.
You might want to interview his girlfriend mandy. She's a cheerleader.
Chloe, amigo giysisi ne iş?
Chloe, what's up with the cheerleader outfit?
Harika bir amigoydun.
You know, I thought you made a great cheerleader.
ve "pazartesi kimin götü bokluydu" haberinin arasına bunu nasıl sığdıracağımı bilemiyorum.
Frankly, Jimmy, I don't know how we're gonna fit that in between cheerleader pie-eating and Who's got Skidmark Monday.
pratik, pratik pratik... pon pon kız, pon pon kız... pon pon kızın annesi.
Practice, practice, practice... cheerleader, cheerleader... cheerleaders, mother.
Sen inanılmaz ponpon kızı almıştın, bense kız kardeşini yani inanılmaz güreşçiyi.
You got the incredible cheerleader and I got her sister, The Incredible Hulk?
Müzikalde başrolü var, ayrıca ponpon kız ve sunucu.
The lead in the musical, cheerleader, the anchor job.
Ben erkekler soyunma odasında hiç ponpon kızlar seçmelerini izleyip çavuşu tokatlamadım.
I've never taken matters into my own hand in the boys'locker room after watching cheerleader tryouts.
Ve annen olarak hakkında düşünülenlerle ilgilenmiyorum çünkü kalbimde, her zaman amigo kızların başı olacaksın.
and as your mother, I don't care what those people think of you now. Because in my heart you will always be a cheerleader. You're looking for the back door, aren't you?
Ken Lay oradaydı ve tezahürat yapıyordu.
Ken Lay was right there, acting as a cheerleader.
Üstelik, insanlar ponpon kızların gece gündüz eğlendiğini sanıyor... ama biliyor musun, çok yanılıyorlar.
Besides, people think being a cheerleader is this nonstop party and everything... but, you know, they're so wrong.
- Ponpon kız mı?
- Is she a cheerleader?
Vassar Üniversitesi " ni reddedip ponpon kız olmayı düşünüyordum.
I was thinking of turning Vassar down and becoming a cheerleader.
Çocukken, hep amigo olmak isterdim.
When I was a kid, I wanted to be a cheerleader.
Amigo?
A cheerleader?
Çok komik, amigoluk yapan bir kayınbiraderim var...
So funny, I've got an brother-inlaw who's a male cheerleader-fan...
Amigo olmak istemiyordum.
I didn't want to be cheerleader!
Bu şirketi çok iyi savunuyorsun.
You've been a great cheerleader for this company.
Bir amigo kızı becer, bilgiyi edin.
Bang a cheerleader, extract the information.
Gerçekten çok güzel bir tadı var.
Cheer, like "Cheerleader". Today.
Amigo kızlar gibi tokatlıyorsun.
- You slap like a cheerleader.
Anne, amigo kız peşimde!
Mom, the cheerleader's after me!
Artık ödeştik amigo kız.
Now we're even, cheerleader.
Sen kendini ne zannediyorsun?
What do you think you are, a basketball player or a cheerleader?
Bugün amigo kız kaptanı ve müstakbel Bayan Steve Smith olacak Lisa Silver'a çıkma teklif edeceğim.
Today I'm asking out Lisa Silver - head cheerleader and future Mrs Steve Smith.
- Kesinlikle, öyle. Oğlum amigo kızın birine çıkma teklif edecek.
My kid's asking out a cheerleader.
Bir ponpon kızdı.
She was a cheerleader.
Amigo kızların başı ve mezuniyet kraliçesiymiş.
Former head cheerleader, prom queen.
Oyun kurucuyla amigo başı, bunca yılın ardından hâlâ beraber miymiş?
Quarterback and head cheerleader, still together after all these years.
Bir maç öncesinde yapılan eğlencede ponpon kızlardan birinin saçını ateşe verdi.
Lit a cheerleader's hair on fire at a pep rally.
Şekilden çıktın amigo kız.
You're out of shape, cheerleader.
Sen sadece amigo kızın erkek arkadaşından kurtulmak isteyen azgın bir çocuksun.
You're just a horny kid who wanted to get rid of the cheerleader's boyfriend.
Eminim lisedeyken amigo kızdın, değil mi?
I bet you were a cheerleader in high school, weren't you?
Ben hala havalı partilere davet edilmeyen yabancıyım, ve sende hala hayat dolu, istediği herkesin bakışlarını üstüne çeken ponpon kızsın.
I'm still the outsider that doesn't get invited to the cool parties, and you're still the perky cheerleader who thinks that she can pull the wool over everyone's eyes.
Bende, Ben kendimde çok atletiktim, Futbol Amigo lideriydim.
I was a football cheerleader.
- Nasılmış benim Mikey'im?
You told me you were a cheerleader.
- Hârikayım. Güzel. Danny, bu benim Teyzem Gladys.
I said I could be a cheerleader... if you know what I mean.
Çünkü Constance Betterton, itibarımı zedelemek ve beni ADK bünyesinden atmak sonra da amigo gibi zıplayıp bacaklarını açarak inmek için fırsat kolluyor.
then jump in the air like a cheerleader and land doing the splits.