Cinayetten traduction Anglais
3,655 traduction parallèle
Bazı çizimlerden bahsediyordun. Gerçek bir cinayetten kalma mı?
So you were saying about the drawings, they're from a real murder?
Lemond Bishop, cinayetten tutuklusunuz.
Lemond Bishop, you're under arrest for murder.
Ve cinayetten kaçarken gören tanıklarımız var.
And we have witnesses who saw him fleeing the murder.
Cinayetten dolayı senin peşine düşmemeleri ne tuhaf.
Strange they're not going after you for the murder.
- Vince'in adam kaçırma ve cinayetten arandığının farkında mısın?
Are you aware Vince is wanted for kidnapping and murder?
Monroe Cumhuriyeti beni arıyor. Cinayetten.
It's the Monroe Republic that wants me... for murder.
Sen çoktan bir cinayetten dolayı dibe batıyorsun, Drazan.
You're already going down for one murder, Drazan.
Onu cinayetten soruşturman gerekir.
You should be investigating him for murder.
Kimse sana söylemedi mi, eğer bir cinayetten sıyrılmaya çalışıyorsan, asla arkanda kağıt izi bırakmayacaksın?
Anyone ever tell you, when you're trying to get away with murder, never leave a paper trail?
Onu diğer 1000 cinayetten yakaladım.
I got him on at least 1,000 other murders.
Rivka'nın eşkaline uyan birini cinayetten sonra oradan ayrılırken görmüş bir tanığımız var. Ne görmüş?
We've got a witness who saw a woman matching Rivka's description leave the scene shortly after the murder.
- Cinayetten içeri giremem.
I'm not going down for this murder.
Callaway Peter'ı cinayetten tutukladı.
What? Callaway arrested Peter for his murder.
15 sene önce olan bir cinayetten mi bahsediyoruz?
We're talking about a murder that happened 15 years ago?
Mısır'da cinayetten aranıyor.
Wanted for murder in Egypt.
Başka biri Brent'in bilgisayarını kullanmadıysa bu onun cinayetten 20 dakika önce otelde olduğunu gösterir.
Okay, so unless somebody else used Brent's computer, that puts him at the hotel less than 20 minutes after the murder.
Zanlının, farklı eyaletlerdeki 3 cinayetten daha sorumlu olduğuna inandıran geçerli sebebimiz var.
We have probable cause to believe that the unsub is responsible for 3 other murders in different states.
Onu cinayetten tutuklamak için yeterli değil.
What we don't have is enough to arrest her for murder.
Cinayetten hemen sonra De Groot Tamirhanesine ilk gidenlerdensiniz, doğru mu? - Doğrudur.
You were one of the first on the scene straight after the murder at De Groot Garage, is that correct?
Tezini çürütmekten nefret ediyorum ama cinayetten aradığımız adam o.
I hate to burst your bubble, but we're booking him for murder.
Evet.O cinayetten yırttığını düşünüyor.
Yeah. He thinks he got away with murder.
Cinayetten altı ay önce orayı temizlemiş.
He cleared it out six months before the murder.
Cinayetten en az 20 yıl hüküm giyip de hayatını mahvetme. Şu teklifi kabul et ve bütün her şeyi kaçırmak yerine 6 yıl ile kurtul ve en azından çocuğunun okulu bitirdiğini gör.
You've got life, with a minimum of 20 years for murder, or sign the offer, do six years and see your son finish school, instead of missing the whole thing.
- Tamam, peki. Söylediklerin doğruysa bile bu seni cinayetten aklamaz.
Okay, well, even if your alibi checks out, that still does not mean you weren't involved in the murder.
- Ayrıca Kuzey Yorkshire Polisi 15 yıl önce Whitby'de uçurumda gerçekleşen bir cinayetten söz etti.
Also, something from North Yorkshire Police, about a killing on the cliffs in Whitby 15 years back.
Evet, cinayetten günler önce.
Yeah, I mean, days before either murder.
Onca komplo, entrika ve cinayetten sonra bile bu aile yine her zamanki kadar tehlikede.
After all the plotting, scheming, and murder, this family's in as much danger as ever.
Şimdi, yüzüklerin, son cinayetlerden ve üç yıl önce aynı kişi tarafından işlenen cinayetten kalanlar olduğunu biliyoruz.
Now, the rings are the reason that we know that the recent murders and the ones from three years ago were committed by the same person.
Bak, sen İncil'i istiyorsun, biz Bobby S'i cinayetten istiyoruz, Siobhan nefes almak istiyor.
Look, you want the bible, we want Bobby S for murder, Siobhan wants to keep breathing.
Espo bakıyor, eğer ölüm saatinden önce oradan ayrıldığını kanıtlayabilirsek, o da bize cinayetten içeri tıkmamıza yetecektir.
Espo's checking right now, but if we can prove that he left just before our time-of-death window, then that should help us nail him for the murder.
2006 yılında cinayetten onu içeri tıktık ama zamanaşımından dolayı tacizden onu yakalayamadık.
We got him locked up for homicide in 2006, but because of the statute of limitations, we never got him for molestation.
Aynı yöntem, son cinayetten 10 blok ötede.
Same M.O. 10 blocks from the last murder.
Cinayetten şüphelenmişler.
Looks like murder.
Şu an cinayetten yargılanıyor.
He's on trial for murder.
Cinayetten sonra kimse burada yaşamadı.
No one's lived here since the murder.
Adam cinayetten yırtıyor.
He's getting away with murder.
Ben de cinayetten önceki günlerin ve haftanın görüntülerine bakmaya başladım.
So I began to look at footage from the days and weeks preceding her murder.
Şimdi, bu cinayetten 10 gün önce çekilmiş bir görüntü.
Now, this was recorded ten days before her murder.
Metrodaki cinayetten sorumlu olduğunu düşünmesi karısını ikinci kez onu terk etmesine mi zorladı?
What are the odds that the murder we think he is responsible for on the subway platform would compel his wife to leave the marriage for a second time?
Fakat eğer haklıysan, masum bir adam işlemediği bir cinayetten idam edilecek, ve suçlu olan serbest dolaşacak.
But if you're right, an innocent man is going to hang for a murder he didn't commit and the guilty one is going to run free.
Cinayetten öylece kurtulacak mı?
He just gets away with murder?
Cinayetten daha acil bir işiniz mi vardı?
Something a little more pressing than a murder?
Cinayetten bir gün önce patlama olması sana da şüpheli gelmiyor mu? Pek gelmiyor.
An explosion the night before a murder- - doesn't that seem suspicious to you?
Ian Percy, cinayetten tutuklusunuz. - Ian.
Ian Percy, you're under arrest for murder.
Görünüşe göre o zaman cinayetten şüphelenilmemiş.
Apparently there was no suspicion of foul play back then.
Larry Feretich, cinayetten tutuklusun...
Larry Feretich, you're under arrest for the murder of- -
Evet, Ruth Collins, 2002'de cinayetten tutuklanmıştı. Bu ofis onları mahkemeye çıkarmaya çalıştı. Bunu eski arkadaşın Trevor Holt yapmıştı sanırım.
Yes, Ruth Collins, arrested for murder in 2002, but... she was prosecuted in this office.
- Cinayetten sabıkası olduğunu öğrendik.
What'd you learn about
Şimdi cinayetten sınır dışı edileceğim.
Now I'm gonna be deported for murder.
Bu adamı cinayetten tutuklamıştık.
We arrested that guy for murder.
Eddie DeLuca cinayetten ömür boyu almalıydı.
Eddie DeLuca should have done life for murder.