Delilik traduction Anglais
6,180 traduction parallèle
Bu delilik!
It's insanity!
Bu tamamen delilik.
It's totally insane.
Bu delilik.
This is crazy.
Benim için mutlu bir son yazar mı diye. - Sence bu delilik mi?
To write me a happy ending.
Bu delilik!
Uh, this is insane.
Tüm pisti akılda tutmak delilik.
To memorize this entire track is insane.
Delilik bu.
Oh, this is crazy.
Delilik bu.
That's crazy.
- Delilik bu.
That's insane.
Bu delilik.
That's nuts.
Buna kasıtsız demek kolay değil. Daha fazla delilik lazım.
That looks like a lot of intent, so I'm gonna need a lot of nutty to go with it.
Bu delilik!
That is insane!
Cinayet veya delilik değil amaç.
It isn't an act of murder or madness.
Bu delilik.
That's crazy.
Yok bir şey bu delilik.
It's nothin'. It's crazy.
Hadi bu delilik.
Come on, this is insane.
Bu kesinlikle delilik.
This is absolutely insane.
Herkes biraz delilik yapabilir.
Everyone gets a little crazy.
- Benim icin bu sanki bulanik bir delilik.
Like for me it's just one blur of... Okay.
Sonra sizinle tanıştım ve anladım ki delilik ırsîymiş.
Then, I met you guys, and I realized crazy is relative.
Mark, bu resmen delilik.
Mark, this is crazy.
Üzgünüm. Sadece bunun artçı dalgasının ansızın beni vurması delilik.
I'm sorry, it's just... it's just nuts the way this wave of it just suddenly hits me.
Biraz taşkınlık, delilik iddiama yardım eder diye düşündüm.
I thought that a little outburst would... would-would help my insanity plea.
- Başka bir ilişkiye böyle balıklama dalmak delilik.
- It's crazy to jump into something so fast.
Anne, bu delilik!
Petra : Mother, that's crazy!
Bu delilik!
This is crazy!
Delilik bu!
This is insane!
- Bu delilik. - Ne?
- That's crazy.
Hayır, almıyor... Bu delilik!
- No, she was... that's crazy!
- Stresini geçtim bu delilik.
The stress alone is just crazy.
Aptalca evet, ama delilik değil.
Idiotic, yes, but not clinically crazy.
Bu delilik. - Bana görelim.
( Laughs ) That's crazy.
Bu adamdan ben de sizin kadar nefret ediyorum, ama bu delilik.
YOU KNOW I HATE THIS GUY JUST AS MUCH AS YOU DO, BUT THIS IS INSANE.
Bu delilik.
That's insane.
Bu yeni kurallar tam delilik.
These new rules are insane.
Delilik bu.
That's nuts.
Tek diyeceğim, bunun bir delilik olduğu.
All I'm gonna say is that that was... insane.
Yok be. Noel zamanındayız delilik zamanında değil.
Come on, it's Christmastime, not crazy time.
Bu delilik değil.
It's not crazy.
Bu delilik. Bırak onu, gitsin.
It's madness!
Bu delilik, peki nasıl oldu?
That's fucking crazy. How did that happen?
Bunun delilik olduğunu düşünüyorsun.
You think I'm crazy.
Delilik bu.
This is insane.
Delilik bu.
That's the definition of insanity.
Çalmayı öğrenmek istedim fakat bunun delilik olduğunu anladım ve kimsenin çalamayacağını.
I wanted to learn the oboe, but I learned this thing's insane, and no one can play it.
Bu delilik.
This is insane.
Hepsi, hepsi delilik.
All... all of it is insane.
Bu delilik.
- This is crazy.
Hayır bu delilik.
- No, this is insane.
Yani bu delilik.
I mean, this is crazy.
Delilik bu.
It's madness!