Dokunmayın traduction Anglais
1,895 traduction parallèle
Onlara dokunmayın.
Don't touch them.
Dokunmayın ona!
Don't let go!
- Ona dokunmayın.
- Don't touch him.
Sakın adamlarıma dokunmayın!
Don't you touch my men!
- Paraya dokunmayın!
The money's contaminated.
Kimonolara dokunmayın. Onlar Dr. Kelso'nun masözleri için.
Don't touch the Kimonos those are for Dr. Kelso various masseuses
- Durun bayım, esere dokunmayın lütfen.
- No, please, sir, don't touch the art.
Harika bir baba değildim, ama en azından bir babaydım. ( Çocuklar, dokunmayın )
I wasn't the best dad, but at least I was a dad.
Hiç birşeye dokunmayın
don ; t touch any
Ortada oturun, metal olan hiçbir şeye dokunmayın! Tamam.
- Don't touch anything metal!
Lütfen dokunmayın- -
Please don't touch that...
Ona dokunmayın!
Please, don't touch her!
- Dokunmayın!
- Don't touch her!
Bana dokunmayın!
No, don't touch me!
Lütfen arabaya dokunmayın.
Please don't touch the car.
Ona dokunmayın!
Don't touch him!
Dokunmayın bana, aptallar.
Get off me, you bastard!
Dokunmayın bana!
Don't touch me!
Dokunmayın dedim!
Don't fucking touch me!
Hastalık bulaşmış kişilere dokunmayın.
Do not touch the infected.
Acil durum haricinde bu düğmeye dokunmayın.
Don't touch this button unless it's an emergency.
- Hiçbir şeye dokunmayın.
Just don't touch anything.
Parmaklarınızla dokunmayın!
Don't touch the latex.
Durun, efendim, dokunmayın!
Wait, sir, don't!
Ona dokunmayın!
Don't touch her!
Ona dokunmayın.
Don't touch her
Sakın onlara dokunmayın.
Don't touch them.
Dokunmayın bana.
Don't touch me.
Lehvada, "Dokunmayın" yazıyor, Shawn.
The sign says do not touch, Shawn.
Dokunmayın!
Don't touch that!
Lütfen hiçbir şeye dokunmayın.
Please don't touch anything.
Dokunmayın bana
Don`t touch me
Ben yalnızca baloncuğum Dokunmayın bana
A bubble l`m just a bubble don`t touch me
Ne olursa olsun bana dokunmayın.
So whatever happens, do not touch me.
Hayır. Burada dokunmayın diyor.
No, it says don't touch them.
Köpeğime dokunmayın da.
Just keep your hands off my dog.
Elbiselerime dokunmayın!
Don't touch my privates!
Dokunmayın, dedim!
I said, stop touching!
Kupalarıma dokunmayın!
Don't touch my trophies!
Midnight'ta hava olmadığından lütfen dış kapı kilitlerine dokunmayın.
Midnight has no air, so please don't touch the exterior door seals.
Bulursanız sakın dokunmayın ve yerinden oynatmayın.
If you find it, it's very important you do not touch it or move it.
- Sakın dokunmayın bana!
- Don't touch me.
Bize dokunmayın!
Don't touch us!
O zavallı kızın kafasındaki bir tel saça bile dokunmayın.
Don't you touch a hair on that poor girl's head.
Ama hesabıma dokunmayın.
But don't touch my bank account.
Paraya dokunmayın.
Don't touch the money.
Cesede dokunmayın.
Don't touch that body.
Bir başkasının kılıcına dokunmayı değil.
Not to touch other men's swords.
Chuck'ın sağ kalması zarif bir dansa bağlıydı artık. Dokunmayı önleme balesine.
Chuck's survival now depended on a delicate dance, a ballet of avoidance.
Onu önemsiyorsun. Paraya dokunmayıp fişleri mi aldın?
You didn't touch the cash, but you took the receipts?
Hiçbir şeye dokunmayın!
Don't touch anything.
dokunmayın bana 39
dokunmayın ona 24
dokunma 267
dokun 68
dokunmak yok 20
dokunma bana 367
dokun bana 58
dokunma ona 165
dokun ona 21
dokundu 21
dokunmayın ona 24
dokunma 267
dokun 68
dokunmak yok 20
dokunma bana 367
dokun bana 58
dokunma ona 165
dokun ona 21
dokundu 21