Dostun traduction Anglais
2,999 traduction parallèle
Matt, ben dostun David Schwimmer.
Matt, this is your friend David Schwimmer.
Her zaman senin dostun olacağım.
I will always be your buddy.
Güvenebileceğin bir dostun olmasının güzel olduğunu öğrenen kişi sadece o değildi.
He wasn't the only one who learned that having a buddy you can trust is a cool thing.
Dostun Edgar'ın başına gelenleri biliyor musun?
Did you know that about your friend Edgar?
Dostun Stewie hemen burda.
Your pal Stewie is right here.
- Ben senin dostun değilim.
- I'm not your mate.
Dostun Otis'in ödediği bedelden sonra en azından onun hatırına bir düşün.
After the price your friend Otis paid, the least you can do is give it some thought.
Lan, bacaklarının arasında taşakların kaldı ise oraya gidip dostun Rick'i alnından benim için mıhlamalısın.
Hell, you had any damn nuts in that sack of yours, you'd got back there and shoot your pal Rick in the face for me.
Tut dostun Rick'in elinden.
Grab your friend Rick's hand.
Haklısın, ben gaz ve frenim sense tekerlek, tamam mı, dostun?
Right, I'm the gas and brake guy, you're the wheel guy, all right, buddy? Uh-huh.
Neyse ki benim gibi bir dostun var da, gelip kıçını topar- - [MÜZİK SETİ ÇALIŞIR]
You're lucky to have me for dropping by to fix your ass.
Dostun Dunphy sana bu sabahki bu vurup kaçma vakasından bahsetti mi?
Your buddy Dunphy tell you about his hit-and-run this morning?
- Yemekteki dostun için öyleydi!
As indeed was your lunch companion!
- Saçmalık bu Rudi Nazi dostun gizli yeri biliyordu.
Your friend from the SS knew the hiding place!
Böylece zaman senin dostun, onunsa düşmanı olacak.
It will make the clock your friend and his enemy, and when in doubt,
O yaratığın bir kedi olmadığını ikimizde biliyoruz cadı çocuk ve o dostun olmadan bu gerçeklikle bir bağın yok.
We both know that creature is no cat, witch boy, And without your familiar, You have no anchor in this reality.
Paran, dostun, bir hayatın bile yok.
You've got no money. No friends. No life.
Büyük bir sorun var ve ben senin dostun değilim.
It's not okay, and I am not your friend.
Onu çok iyi tanıdığın en yakın dostun. Öyle ki kullanıcı adıyla şifresini de biliyorsun.
Your best friend whom you know so well, you even have his username and password.
Küçük dostun Stiles'ın kurtadamlar hakkında ki cevapları Google'dan bulduğunu mu sanıyorsun? Gerçekten mi?
You think your little buddy Stiles can just Google werewolves, and now you got all the answers, is that it?
Ethan, dostun Glenn ile yeniden irtibata geçebilir misin?
Ethan, uh, think you can get in touch with your buddy Glen?
O senin en iyi dostun değil mi?
Wasn't he your best friend?
Sıkı dostun Cass kafandaki cehennem duvarını kaldırdı ve senin bu acınası zihnin parçalara bölündü.
Well, your BFF Cass brought the hell wall tumbling down... and you, pathetic infant that you are, shattered into pieces.
Sen küçükken senin birçok dostun vardı.
When you were younger... You had so many best friends.
Dostun Cary neler çeviriyor?
What's going on with your buddy, Cary?
Ne diyorsun, HOC, Norad Savunma Bakanlığındaki eski dostun...
What do you say... HOC, Norad, your old buddy's at the Department of Defense... Not hacking anything.
- En iyi dostun olmadığımı mı söylüyorsun? Niye?
- You're saying I'm not your best friend?
Senyor bunny senin tek dostun.
Señor bunny is your only friend.
Herhangi bir dostun sahip olduğu
I'm going to be the best best friend
Bu sadece en iyi dostun diğer en iyi dosta hep yapacağı bir şey.
It's just what one best friend would do for another best friend.
80'lik PVC'nin basıncı santimetrekareye 220 PSI yakıt supabınınki de 300 dostun Harold'u altına yaptırmak için rahatlıkla 250'yi zorlayabiliriz
Schedule 80 PVC is pressure rated for 220 psi, fuel valve 300. We can easily push it to 250, have your friend Harold peeing in his pants.
Dinle, az önce dostun Dr. Klein'ı görmeye gittim ve ufak bir sorun vardı.
Look, I just went to go see your friend Dr. Klein, and there's one small problem.
Dostun George mu söyledi bunu sana?
Your friend George tell you that?
Ben dostun değil miyim, söyle bana.
- Tell me, I'm your buddy.
O senin dostun değil.
She's no friend of yours.
Sana dostun olarak söylüyorum gerçek hayata dönmen lazım.
I'm telling you, as a friend, you gotta get a grip.
Aman, naptın,..... eski dostun Sneakers'ı tanımadın mı yoksa?
Gosh, golly, don't you recognize your old buddy Sneakers?
Bazen en iyi dostun bir mermidir.
Sometimes a bullet is your best friend.
Dostun.
Your friend.
İhtiyar dostun Charlie Forbes'a rastladım.
I ran into your old pal, Charlie Forbes.
O gün, dostun yüzünden hepimiz hapse atılabilirdik..
The other day we would have all been behind bars because of your friend.
Dostun Holda'ya pek iyi uyuyor.
That fits your buddy Holda.
- Dostun Anton hakkında bir şey duydun mu? - Hayır.
You hear about your pal Anton?
Umarım eski dostun Gary ile kucaklaşmadan buradan ayrılmayı düşünmüyorsundur.
Hope you weren't planning on leaving before you give your old buddy Gary a hug.
Betancourt'la ben ilgilenirim. Sen de dostun Kruse'yi ağırlar mısın?
Take care of your good friend Kruse, will you?
Eski dostun Kasper'ı görmek ister miydin?
How'd you like to see your old friend Kasper?
Eski bir dostun olarak bunu ailene önceden açıklaman için sana bir fırsat tanıyorum.
As your old pal, I'm going to give you a chance to let the family know.
ayrıca senin dostun olan bizleriz o ise dolandırıcı değil. Raina....
When he vanishes after breaking your heart, that's when you will realise her pain and know that we are your well-wishers, not that rogue.
Dostun değilim ben senin.
I'm not your friend.
Senin dostun değilim.
I am not a comrade.
Eski dostun Coughlin.
It's your old buddy Coughlin.