Dürüstlük traduction Anglais
1,606 traduction parallèle
Bilginiz olsun bu program dürüstlük üzerine kurulu diye söylemek istiyorum, 122 kilo çekiyor.
Just for the record, and because it's a program of honesty, he really weighs 268, actually. He does?
İşler yolunda gitmediğinde, dürüstlük en iyi yol olabilir ama ne bu sefer ne de bu hafta değil çünkü "ben genç bir uyuşturucu bağımlısıyım" demek, üniversiteye girmek için iyi bir yol değil.
Honesty may be the best policy in some zip codes, but not in this one, and not this week,'cause "I was a teenage drug addict" is not exactly a winning college essay.
Dürüstlük.
Hosty.
Böylece dürüstlük de dürüst olanın evine gelir.
So honesty will come home to those who practice it.
"Dürüstlük"
" Honesty.
Dürüstlük iyi bir yaklaşım.
Honesty, it's a great angle.
Dürüstlük mü istiyorsun?
You want honesty?
Dürüstlük bizi parçalamaz.
It's that honesty that's gonna keep us together.
Günün sözü "dürüstlük" olduğuna göre bir dizi deri naklinin yanında, yapısı bozulan kemiklerinizi de düzeltebilirim.
Well, since honesty is the word of the day, I could do a series of skin grafts, I could restructure your bone line.
Bana dürüstlük patikasının aşağısını işaret etmiş olabilirsin.
You may have pointed me down the path of righteousness.
" Bana sıcak bir yuva ve katıksız dürüstlük sunan Joan'e.
"To Joan... " who gave me safe haven " and truth without varnish.
Tam bir dürüstlük örneğisiniz.
You are a paragon of integrity.
- Dürüstlük, güvenilirlik
- Honesty, trustworthiness...
Bu ne dürüstlük!
That's honesty! That's honesty!
İnsanların parasını alıp geleceklerini anlatıyorsun, sonra da bana dürüstlük dersi veriyorsun, öyle mi?
You take people's money to tell their future, and you're gonna lecture me on honesty, huh?
Dürüstlük konusunu aştık artık.
We are past the point of honesty.
Bu işteki en önemli şeyler, dürüstlük, namus, çalışkanlık aile ve asla köklerimizi unutmamaktır.
The most important thing in business is honesty, integrity, hard work, family, never forgetting where we came from.
O zaman kendisine bilimsel gelişimde dürüstlük borcumuz var.
Then we owe her the integrity of the scientific process.
Dürüstlük en iyi erdemdir.
Honesty's the best policy, you know.
Bu iftiradan kurtulmak için sana sığınıyorum dürüstlük ve doğruluktan beni ayırma.
Let me not be put to shame. For I take refuge in thee. Integrity and greatness be sure of me.
Dürüstlük.
Intergrity!
Seçmece dürüstlük diye bir şey olmaz, Saul.
There's no such thing as selective honesty, Saul
Gücün verdiği dürüstlük maskeleri.
The righteous rags of power.
Her halükarda ortada dürüstlük yok.
Either way there's not a true exchange, it's not real honesty.
Sık sık senin dürüstlük timsali olduğunu nazik bir insan olduğunu söylüyor.
She often says you're a man of true integrity... that you're a really decent guy.
Bırakın adalet sular gibi, dürüstlük sonsuz bir ırmak gibi aksın.
No, I haven't seen Avril for... Hold, please, Sophia. Avril!
Ve şimdi yola çıkıyoruz. Bırakın adalet sular gibi, dürüstlük sonsuz bir ırmak gibi aksın.
Let justice roll down like waters, and righteousness like an everlasting stream.
Sadece on milyonlarca Afgan'ın değil, Amerikan güvenirliğinin sonu olacak, dünyanın çöken dürüstlük timsali.
So call it not only the end of hope for tens of millions of Afghans but the end of American credibility, the end of America as a force for righteousness in the world. When did America become...
Gerçek, dürüstlük.
TRUTH, HONESTY- -
Biraz dürüstlük bekliyorum o kadar.
We're already there. I'm just looking for a little honesty.
O dürüstlük şeyini denedim.
I tried that honesty thing.
- Dürüstlük olayını hatırlıy...?
- Remember honesty...?
Dürüstlük, aşk.
Honesty, love.
Ama üçü birbirine eşit değil,... çünkü dürüstlük, aşktan ve saygıdan daha önemli.
But not equal thirds,'cause honesty... is more important than the love and the respect.
Bu denli tutarlı bir dürüstlük sergileyemediğim için pişmanım.
I regret that my own integrity was not as steadfast.
Hayatımı dürüstlük içerisinde yaşadım, örnek bir vatandaştım ve hiç kimseye zarar vermedim.
I've lived my life honestly, as a model citizen, and never did anything to hurt anyone.
Dürüstlük, sadakat ve güven.
Honesty, loyalty and trust.
Çünkü insanlar için en iyisinin, dürüstlük olduğunu düşünüyorum.
That proves people can trust one another- - even within the LIAR GAME.
Dürüstlük en iyi politikadır.
Honesty is the best policy.
"Mütevazilik ve dürüstlük erdemdir"
"With humble, true heart".
"Dürüstlük ve mütevazılık"
"With true and humble heart."
Dürüstlük için sana güveniyorum.
I look to you for honesty.
Dürüstlük ilkesine dayalıdır.
"Founded on integrity."
- Hani nerede kaldı dürüstlük?
- Hello, honest Abe?
Dürüstlük mü istiyorsun?
Okay, fine, you want some honesty?
Bundan böyle, dürüstlük.
Hence the honesty.
Evlilik dürüstlük üzerine kurulur.
Marriage is supposed to be about honesty,
- Dürüstlük nedir bilir misin?
Know what honesty is?
Aynı zerafet, dürüstlük ve yüreği evinde olduğu gibi, bürosunda da gösteriyor.
She exercises the same grace, integrity, and heart in the office as she does in the home.
Onur, gurur ve dürüstlük.
Honour, pride and integrity.
Dürüstlük de sonsuz bir ırmak gibi.
I don't think the poison was in the champagne.