Ele traduction Anglais
27,317 traduction parallèle
Bu noktada öğrendiğimize göre Jeremy altyazı makinesini ele geçirmişti.
At this point, word reached us that Jeremy was taking liberties with the subtitling machine.
Aslında bir aile kütüğü programı yapmalılar. Kim kime sakso çekti, kim kiminle yattı. Nesilleri bağlayan cinsel aktiviteleri ele alan.
You know, they should do a genealogy show about who blew who and who shtupped who, like... sexual activities connected through the generations.
Bunu bire bir ele alalım.
Let's take it one by one.
Geri dönüp, tahtını ele geçirirsen bir savaşı devralmış olursun.
You go back and retake the throne you inherit a war.
Beni ele verecek misin?
Are you going to turn me in?
Oh, bunu senin hatan olduğunu ele alırsak fark etmene sevindim.
Oh, I'm glad you noticed, considering it's your fault.
Ve kızımı ele geçirmeye çalışıyor.
And it's trying to take my daughter.
Eğer öyleyse, ve ona ihanet etmişlerse neden onları ele vermedi?
All right, so if they betrayed him, why didn't he expose them?
Sorgulama zamanı ele geçen bilgiler... normalde birkaç gün içinde inceleniyor.
Usually it takes days for a request for interrogation materials to be processed.
General Davies ve bir kaç kiralık adamı uçağı ele geçirip beni kaçırmayı denedi
General Davies and some hired men tried to storm our plane and kidnap me.
Çok sıkma hayvanları ele geçirmenin bir yolunu bulduk genleriyle de ilacı yapacağız.
Bear with me... A Triple-Helix DNA strand and use their genomic fossils to synthesize a cure.
Ve şimdi en çok istediği şeyi de ele geçirdi.
And now he has the one thing that he has coveted the most.
Eğer Davies bu DNA'yı ele geçirirse bittik demektir.
If Davies gets ahold of this DNA, it is over!
Babam her zaman bir gün hayvanların dünyayı yeniden ele geçireceğini söylerdi.
My father always said that one day, the animals would reclaim the planet.
"Vücudumun her hücresini ele geçiriyor."
"It takes over every cell of my body."
Mutlaka ele geçirmelisin onu, mutlaka!
= You must get hold of her! You must! =
- Lanet olası ele avuca sığmaz biriydin.
You were just such a goddamn handful.
Millet, el ele tutuşun.
Everyone hold hands.
Ele geçirildi.
She was possessed.
Eğer paniğe neden olur veya onları ele geçiremezsek, .. olan olur.
But if we cause panic or if we don't get them, then that's it.
Amy ele geçirildi diyorsun yani.
You mean Amy is possessed.
Eğer Amy ele geçirilmişse, haklı olduğunu ancak böyle öğreniriz.
If Amy is possessed, then this is how we'll know you're right.
- Ele geçirildiğini düşünüyorlar, seni test ediyorlarmış.
They think you're possessed, and they're testing you. What?
Dr. Torres gittiği için ortopedi laboratuvarının kontrolünü ele geçirme savaşı başlayacağı söyleniyor.
They're have been rumblings about some sort of turf war over who gets control of Dr. Torres'ortho lab now that she's gone.
Altı sıfırlı paralar kazanıp dünyayı ele geçirecek herif nerede?
Where's the guy that was gonna make six figures and take over the world?
Güçlü olup kontrolü ele almana ihtiyacı var.
She needs you to be strong and pull it together for her.
Navigasyon cihazını ele geçiremezsem, planımız olmaz.
If we don't get the navigation data, we have no plan.
Hayatının kontrolünü ele geçir Todd.
Take control of your life, Todd.
Kontrolü ele geçirdiğin anda ilginç şeyler olacak.
The instant you take control, interesting things will happen.
Kontrolü tekrar ele geçireceğiz.
We're going to take back control.
Peki neden "kontrolü ele geçirmek" filan diyorsun?
What's with all your crap about taking control of your life?
Kontrolü yeniden ele geçiriyorum!
I am taking back control!
Bu olayı dikkatle ele alıyorum.
I'm handling this case discreetly,
Bizi ele geçirmek?
You want to take us over?
Haydi, eski "ele geçirme" konusu.
Come on. It's such an old-fashioned concept, who takes over who.
Sizin bizi ele geçirmeniz daha olası.
You're probably just as likely to overtake us.
Dedin ki, sizin bizi ele geçirmeniz.
You said, you're likely to overtake us.
Eğer orta doğuda olsaydık bizi ele geçirmenize karşı savaşacak zamanımız olmadı.
If we're tied down in the Middle East, we won't have time to stop you from conquering us?
Transfer transitin veritabanını hackleyip, özel kabinlerin adreslerini ele geçirip, güvenlik protokollerini kapatıp giriş yapan birisi için süper yetersiz.
The odds of someone being able to hack into the transfer transit database, localize a specific pod's address, and bypass its security protocols to gain access are super slim.
Bebek şarkıları hiçbir zaman bebek sorunlarını ele almaz.
Baby songs never tackle real baby issues.
İyi de bebek meselelerini nasıl ele alabilirler ki?
Well, how could they address baby issues?
Sierra Nevada Clark adlı bir kadın on yıllar boyunca bu bölgeye turist çeken 2,5 katlı bir otel inşa etti. Otel 1920'lerde kapanınca doğa yolu tekrar ele geçirdi. Ve Rubicon Patikası ortaya çıktı.
A woman named Sierra Nevada Clark built a 2 1 / 2 story hotel that drew tourists to the area for decades, but when the hotel closed in the'20s, nature reclaimed the road, and the Rubicon Trail was born.
Hadi, idareyi ele al, Milena.
Come on. Take charge, Milena.
Sana bunu yapan adamı yakalamamıza yardım edersen hayatının kontrolünü yeniden ele geçirebilirsin.
Help us catch the man who did this and you can take back control of your life.
Peter Lewis listeyi ele geçirdi.
Peter Lewis has the list.
Bunu nasıl ele geçirdiğini ya da daha önce neden paylaşmadığını nasıl anlatacaksın bilmiyorum.
How do you explain how you got this or why you haven't shared it before now.
Uyurken el ele tutuşan su samurları.
otters holding hands while they sleep.
Ele ele tutuşan su samurları gördüğünüzde hissettiklerinizi hatırlıyor musunuz?
You know the way you feel when you see a picture of two otters holding hands?
Michael'ın telefonunu hackleyip çıplak selfielerini ele geçirelim ve ona şantaj yapalım.
We hack into Michael's phone, download all his nudes, and then blackmail him.
Kız ele geçirildi!
She was possessed!
Hadi gidip bayrakları ele geçirelim!
Now let's go capture the flag!