Eski günlerin hatırına traduction Anglais
295 traduction parallèle
Eski günlerin hatırına sana ilgi gösteriyoruz diye beni ve Bartley'yi suçlayamazsın.
You can't blame Bartley and me for taking a friendly interest in you for old times'sake.
Eski günlerin hatırına bana bir iyilik yapar mısın?
For old times'sake, will you do me a favor?
Eski günlerin hatırına.
Just for old times'sake?
Ben de eski günlerin hatırına muayene ücretini es geçerim.
And I'll make you a present of my fee, for old times'sake.
Eski günlerin hatırına.
For auld lang syne.
Sanırım buna engel olamam, eski günlerin hatırına.
I suppose I can't prevent that for auld lang syne.
Tabii eski günlerin hatırına, sen de birlikte gitmek zorunda kaldın.
And for old time's sakes, you had to go along.
Eski günlerin hatırına.
For old time's sake.
- Eski günlerin hatırına.
- For old time's sake.
Sam, eski günlerin hatırına.
Sam, for old time's sake?
Evet, tabii, eski günlerin hatırına.
Yeah. Sure. For old time's sake.
Bir iki gün bir yere kaybolma, eski günlerin hatırına bir kutlama yapalım.
"Stick around for a couple of days and we'll bat the breeze for old times'sake."
Eski günlerin hatırına sana yardımcı olabilirim sanırım.
Well, for old times'sake, perhaps I can help you.
Eski günlerin hatırına.
For old times'sake.
Eski günlerin hatırına mı?
For old times'sake?
Önceki gibi. Eski günlerin hatırına.
Just like that, for old times'sake.
Eski günlerin hatırına mı? İki gün oldu.
For old times'sake, like two days ago?
Gel. Eski günlerin hatırına.
For old time's sake.
Eski günlerin hatırına kıçına vuracak mısın?
Kick him in the backsides for old times'sake?
Eski günlerin hatırına tutuyorum, eski hayatı hatırlatsınlar diye.
I just keep'em for old times'sake, to remind me of how things was.
Eski günlerin hatırına birer içki içelim mi?
Yeah. Why don't we have a drink for old time's sake?
Eski günlerin hatırına demek paran yok demek.
"old time's sake?" Uh, that means you got no cash.
Eski günlerin hatırına seninle görüşmek istiyormuş.
He wants to look you up, old time's sake.
- Eski günlerin hatırına?
- For old times'sake?
Acaba onu benim için mi koydular... eski günlerin hatırına?
I wonder if they'd mount it for me, just for old times'sake.
Ama sırf eski günlerin hatırına 110 yaptınız diyelim.
But, uh... just for the sake of agreement and old times, let's just say you were doing, uh... 70?
Eski günlerin hatırına.
Just for old times'sake.
Eski günlerin hatırına bana yardım eder misin?
For old-time's sake, will you help me?
Eski günlerin hatırına sana bir şey göstereyim.
Let me show you something... for old time's sake.
Hadi, eski günlerin hatırına.
This is serious. For old times'sake.
Oh, sanırım dışarı çıkıp eski günlerin hatırına birkaç popo koklayacağım.
What's she going to say when I don't show up for dinner for the next 20 years to life? [DOORBELL RINGS] There's the long arm of the law!
# # Eski günlerin hatırına #
♪ For Old Times'Sake?
Eski günlerin hatırına, giyip denemelisin.
Try it on, for old times'sake.
Eski günlerin hatırına onunla birlikte oluyor.
She rolls around with him for auld lang syne.
Eski günlerin hatırına bunu yapmak istemediğine emin misin?
You sure you don't want to, just for old times'sake?
Eski günlerin hatırına bile olsa da yanaktan bir ısırık yok mu?
Not even a bite on the cheek for old time's sake?
- Eski günlerin hatırına.
- For old times'sake.
Eski günlerin hatırına?
For old times'sake?
Al sana eski günlerin hatırına bir metafor.
There you go, a metaphor for old times'sake.
Sadece bir sefer daha, eski günlerin hatırına.
- Listen, man, just one more time. - No, man. - For old times'sake.
Eski günlerin hatırına.
What do you say? For old times sake.
# Eski günlerin hatırına bile olsa?
# For the sake of auld lang syne?
# Eski günlerin hatırına sevdiceğim
# For auld lang syne, my dear
# Eski günlerin hatırına
# For auld lang syne
# Eski günlerin hatırına
# For the sake of auld lang syne
Hadi ama, Al, eski günlerin hatırına.
Come on, Al, for old time's sake.
Uh, Homer, sana eski günlerin hatırına gizlice bira getirdim.
Uh, Homer, I snuck you in a beer for old times'sake.
Eski günlerin hatırına, Transito lütfen bana yardım et.
For old time's sake, please, help me find my daughter.
Sonra "Eski günlerin hatırına yapacağım." dedim.
I thought, "No, I'm going to do it, just for old-times'sake."
Evet, eski dostum, ve düşündüm ki eski güzel günlerin hatırına...
Yes, old friend, and I thought you might, out of memory of our many happy...
Eski günlerin hatırına, yardımını istiyorum.
For old time's sake.