English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ F ] / Fikirler

Fikirler traduction Anglais

2,047 traduction parallèle
Bunları yazdım çünkü bu şubenin yöneticisi olarak böyle kârlı fikirler bulmak benim sorumluluğum ve sanırım "Altın Bilet Promosyonu" ile üzerime düşeni yaptım.
I've written these things because it is my responsibility as manager of this branch to profiligate great ideas. And I think I have done my part with the golden-ticket promotion.
Sizlerden, en az benimki kadar iyi olan harika fikirler bekliyorum.
I want to hear some great ideas from you that are just as good as mine.
Güzel fikirler kısadır. Altın bilet.
Good ideas are simple, golden ticket.
İyi fikirler mi?
Good ideas?
Harika fikirler benim işimin bir parçasıdır.
Great ideas are just part of what i bring To the table.
Böyle fikirler hep kafamda.
It's like I got these ideas.
- İyi fikirler miydi?
They any good?
Bende fikirler tükendi artık.
Well, I'm running out of ideas.
Tıpkı bizim gibi onlar da A sınıfı kişiler ve kendi yatırım şirketleri tarafından eğitilmiş oldukları halde hâlâ fikirler üzerine iddiaya girerler.
They're type A's, like us, and just as they were trained by their investment companies, they're still betting on ideas today.
Desteğiniz için teşekkürler, bu fikirler üzerinde tekrar konuşuruz.
Thanks for your support, and I'm gonna take you up on some of those ideas.
Kimse Kutner'ın böyle bir şey yapacağını tahmin edemezdi. Neredeyse Cameron'ı hiç görmüyorsun artık. Ve kendi bulamayacağın fikirler için Taub'u işe aldın.
No one saw anything coming with Kutner, you hardly ever see Cameron anymore, and you hired Taub to come up with ideas that you wouldn't have come up with.
Sabit fikirler olmadan taze bir bakış açısıyla bakarım.
Seeing everything a fresh without fixed ideas. Finding something new, appreciating each moment.
Ama benim tez danışmanımsınız, ve olası bazı başlıklar hakkında... bazı harika fikirler üzerinde çalışıyordum.
But you're my thesis advisor,
Fikirler, beş para etmez.
Ideas are a dime a dozen.
Fikirler ancak onları hayata geçirene dek garip görünürler, Rahip.
Ideas only seem strange until you try them on, Brother.
Kendini, yeni fikirler üreten özgün bir kişi olarak görüyor musun?
Do you see yourself as a person who is original, comes up with new ideas?
Artık fikirler değişecek. Müdafaa edilebilir meşruiyetten müdafaa edilemez gayri meşruiyete geçiyoruz.
We are going from the defensibly legal, to the indefensibly illegal.
Bir anda kafamdan ne çok şey geçmişti. Fikirler, kan.
- Any recirculated really fast.
Fikirler kolayca değişebilir.
Opinions can easily change.
Herşeyden yeni fikirler toplayabiliyordu...
Good at logic... He could collect ideas
Kısa öyküler okuyup fikirler üretebiliyordu.
From anywhere... He could read Short stories and get ideas.
İçinizden biri "şükran günü" derse, aklımda iyi fikirler var.
Well, one of you guys says "thanksgiving," I got a good idea where to go with it.
Braniff kampanyasının tüm yükü benim üzerimdeydi ve düzinelerce fikrimiz vardı hepsi peçetelerin üzerine yazılmış bir köşede birikmiş fikirler hiç bir fikri beğenmiyorduk, bütün fikirlerden nefret etmiştik.
But the campaign of the new Braniff was on my shoulders and we had lots of fine papers with ideas, piles and piles and piles and hated all
Bana verdiğin o karışık fikirler mi?
Right. That jumble of ideas that you gave me?
O, karman çorman fikirler hayatta satılamaz ve bil diye söylüyorum son bir kaç aydır bende kendi senaryom üzerinde çalışıyordum ve eğer senin kenara not ettiğin fikirlerine benziyor ise bu tamamen tesadüftür.
In no universe would that mish-mash of ideas be considered a sellable treatment, and for your information, I've been working on a screenplay of my own for the last couple of months and if it happens to bear some ressemblance to something that your jotted down then it's pure coincidence.
Julie taş ocağı hikâyesini istemedi, o yüzden başka fikirler üretmeliyim.
Julie shot down quarry story, so I gotta come up with some new ideas.
Merak ediyorum anılarında bu yönde fikirler var mı?
I wonder if you can bring any of that wisdom to your memoir?
Bana niye o maaşı ödüyorlar bilmiyorum tüm parlak fikirler onda.
I don't know why they're paying me all the money, she's the one with all the fab ideas!
Abes fikirler ortaya atıp bunları müthiş bir ciddiyetle sunuyorlar.
And what they do is they like to take absurd ideas, and they present these ideas in all seriousness.
Bu fikirler nereden çıktı?
Where is this coming from?
Başka fikirler?
Any other ideas? Quick!
Ama Şili'de bu fikirler, askeri diktatörlük kapsamında uyglandı. Yani, tam tersi geçerliydi.
But in Chile, where their ideas were being implemented within the context of a military dictatorship, the opposite was true.
Tüm geçmişi sildi ve bunun için elektro şok verdi hastaların tüm geçmişi sildi ve yeni fikirler ortaya koydu.
He erased all the past, that's why he gave electroshock, all the past from the patient, and he would implant new ideas.
Bu konuda biraz düşündüm ve bazı fikirler geliştirdim.
And I put some thought into it, and I came up with some ideas.
- Harika fikirler, evlat.
Great minds, son.
Harika fikirler.
Great minds.
yani senden onun aklına saçma fikirler koymanı istemiyorum. onun aklına, tamammı?
So I want you to stop putting ideas into her head, ok?
Sen hala karıma evlilikle ilgili üzerine vazife olmayan fikirler veriyor musun? - Eski karın.
- You still offering my wife unsolicited marital advice?
Aklıma çok güzel fikirler geliyor.
- I've got a very excellent idea.
Bunların hepsi de harika fikirler.
Those are all great ideas.
Manifestosundaki fikirler radikal olsa da o bunu yapmaz.
Although the ideas in this manifesto are radical he wouldn't do this.
Ben de çoğunuz gibi herşeyin kötüye gittiği bu zor zamanlarda... Bazı fikirler bulmaya çalışıyorum.
Like a lot of you, I've been trying to figure out, in these tough times, when everything's going down, what's going up.
Eve yazdığı bir mektupta, Arjantin deneyimlerinin O'na, fikirler kalabalığından oluşan tuhaf bir yumak vermekte olduğunu söyledi.
In a letter home, he said that his experiences in Argentina were giving him "a most strange assemblage of ideas."
Bir bilgisayar korsanı çipimize girip Bay Gibson'a bazı fikirler veriyor.
Someone is hacking into our chip and giving Mr. Gibson ideas.
Bu konuda çeşitli fikirler var.
There's a lot of theories on that one.
Neymiş o fikirler?
What are they?
Yani temelde nesneler verdiler, yeni fikirler ve teknolojiler verdiler, ve sonra bu kültürler onlar yüzünden gelişmiş oldu.
So basically they gave objects, they gave new ideas and new technologies, and then those cultures advanced because of them.
Kendi kafasından fikirler üretiyor.
She gets ideas in her head.
Fikirler üretirsin.
Ideas.
Bana çok yakın olan şekiller ve fikirler.
Shapes and ideas that are so near to me, they're so natural to my way of being and thinking,
Tek başınalığın içinden doğan fikirler, Shiloh'a yaşam verdi.
Ideas born in solitude, brought to life in Shiloh.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]