Gelenek traduction Anglais
1,490 traduction parallèle
Ne güzel bir gelenek.
Such a lovely custom.
Böylece nesilden nesle aktarılan bir gelenek oluşuyor.
So a tradition grows that will be passed on to new generations.
Bu hususi gelenek, kölelikti.
The peculiar institution being slavery.
Görev, mecburiyet, gelenek, hiçbiri senin için önemli değil.
Duty, obligation, tradition, it all means nothing to you.
Gelenek gibi bir şey bu.
It's like tradition...
Kültür ve gelenek!
culture and tradition!
Teknenin adını değiştirmeyi takip eden bir gelenek vardır ki... kötü şanstır.
There's a tradition that by changing the name of the boat... it's bad luck.
Eski bir gelenek.
It's an old tradition...
Shanghai'da eski bir gelenek vardır.
There's an old tradition in Shanghai
El Cezirenin mücadelesini verdiği şeylerden biri : "Nasıl, ne zaman bağımsız olmak için köklü bir gelenek gerekmeyecek?" "Ve bu krallıkların herhangi birinde istediğimiz herhangi bir şeyi söyleyebileceğiz?"
Part of what Al Jazeera is struggling with is how, when there isn't a long tradition of being independent and being able to say anything you want in any of these kingdoms, how do you establish that now?
Böylece birçok gelenek sıra dışı korkudan ensestten kaynaklanan korkudan...
Thus, many customs arising from an extraordinary horror... of incest...
Hangi gelenek olursa olsun, onun kurbanları adına konuşuyoruz.
We speak for victims of all conflicts,
Bu ne güzel bir gelenek!
Wow, this is such a lovely custom. That means..
Neymiş bu gelenek?
What tradition is that?
Bu klanların gelenek ve göreneklerinin tam bir listesi.
This is a complete list of manners and customs.
Japon tarihini bilir misin? Gelenek göreneklerini?
How's your knowledge of Japanese history, particularly, antiquities?
Bu iş gönüllü olanlarla yapılan gelenek.
It's a voluntary loyalty ritual.
Gelenek.
Custom.
Bu bir gelenek gibi bir şey oldu aramızda.
It's like a little tradition we have.
Gelenek göreneklere dayanarak.
You must rely on common custom.
Bir çeşit gelenek.
Sort of a tradition.
Evet, bu yeni bir gelenek.
Yeah, it's - - it's - - it's sort of a new tradition.
Bu yeni bir gelenek.
Oh, it's sort of a new tradition.
Gelenek bitti!
Tradition over.
Bu gelenek değil, münasebetsizlik.
It's not tradition. It's hazing.
Bu gelenek New Orleans'ta çok önce başladı.
It started a long time ago here in New Orleans.
- Benim de takip etmek istediğim türde bir gelenek.
A tradition I'd like to follow.
Annem ponpon kızdı. Brooke ve ben de yıllardır öyleyiz. Yani bu bir gelenek gibi oldu.
My mom used to cheer and Brooke and I have been cheering together forever so it's just kind of our thing.
Bu bir gelenek, David.
It's an agency thing, David.
Bu bir gelenek.
It's tradition.
Ben hassasım ben.. sanırım gelenek olarak sağdıçın bir iki söz söylemesi gerekiyor.
Fez! I.. I guess it's a tradition for the best man to say a few words.
Kitty, yanlışsam düzelt, ama bir düğün provasında, gelin ve damadın da bulunması gelenek değil midir.. şey, bilirsin, görünmeleri?
Kitty, correct me if I'm wrong, but at a wedding rehearsal, isn't it tradition for the bride and groom to.. well, you know, show up?
Gelenek. Yarın akşam evine ailesine gidecek cenaze töreni için.
Tomorrow night, he goes to the funeral home for family.
- Gelenek gibi.
- It's kind of a tradition.
Yine de gelenek böyle.
But that's what the custom is here.
Taş Masa'nın üstünde gelenek böyle.
That boy will die on the Stone Table, as is tradition.
Öl için para bırakmak gelenek mi?
It's a local tradition to leave a coin behind for the dead?
Sanırım gelenek dışarı çıkmak ve sarhoş olmaktı.
I think the tradition is to go out and get drunk.
Şey, Tristan başka bir gelenek başlattı.
Well, um, Tristan started a different tradition.
Eski bir gelenek. Vampirler tılsımların yanlış ellere düşmesini bu şekilde engelliyorlardı.
It's an ancient vampire ritual created to protect the talismans... in case they fall into the wrong hands.
Dinine bağlılık ailemde uzun süredir var olan bir gelenek.
Piety is a long-standing tradition in my family.
"Roma'da bir gelenek vardır, bir anlayış."
There is a custom in Rome, an understanding.
Bİnlerce yıllık gelenek.
Thousands of years of tradition.
Ökseotu ile alakalı bir gelenek var mıydı?
Theny!
Ailemizde bir gelenek bu demek ki.
I guess it's a family habit!
Gelenek olmuş, herkes böyle yapar.
It's the custom, Everyone does it.
36 yıllık bir gelenek.
It's a 36-year-long tradition.
- Gelenek, her zaman için gelenektir.
- A custom is a custom anytime.
- Bir gelenek bu.
It's a tradition.
- Amma da gelenek.
- It's some tradition.
Gelenek budur!
It's a moral! It's a rule!