Geç kalıyorum traduction Anglais
838 traduction parallèle
- Albay, düğüne geç kalıyorum.
- Colonel, I'm gettin'late for the weddin'.
Geç kalıyorum.
I'll be late.
- Saraya geç kalıyorum.
- I'm late at the palace.
Geç kalıyorum.
● Well, it's getting late.
Hep geç kalıyorum, unutuyorum.
I'm always late, always forgetting.
Aslında ara sıra da kendim düşünürüm. Geç kalıyorum.
Well, yeah, I think sometimes for myself.
Gösterime geç kalıyorum.
I'm late for the show now.
İzninizle doktor, geç kalıyorum da.
Excuse me, but I've an engagement
Ben araziye geç kalıyorum.
I am late for the fields.
Belki de öyle yapmalıyım ama... geç kalıyorum.
Perhaps I should, but... It's getting late now...
- Bay Macey, köpek maması toplantısına geç kalıyorum.
- I'm late for the dog-food meeting now.
- Temsile geç kalıyorum!
- Oh! I'll be late for my show!
- Acele edelim, geç kalıyorum.
- Let's hurry. I'm running late.
Senin yüzünden hep geç kalıyorum.
You're always making me late.
Geç kalıyorum.
It's getting late.
Geç kalıyorum.
I shall be late for work.
Geç kalıyorum!
I'll be late!
Pekala, sınıfa geç kalıyorum.
Well, I'm late for class.
Her yere geç kalıyorum bu yüzden.
I'm always late for everything.
- Geç kalıyorum.
- I'm running late.
Geç kalıyorum.
Look, I'm late.
Geç kalıyorum.
I'm going to be late.
Geç kalıyorum.
I'm late.
Her zaman geç kalıyorum.
Always late.
Her zaman geç kalıyorum.
I'm always late.
- Sen bu kadar gizemli biri değildin. - Geç kalıyorum.
- It's not like you to be so mysterious.
Sınava geç kalıyorum.
I'm late for the audition.
Richard geç kalıyorum.
Richard, I'm late.
- Geç kalıyorum.
- l can't, I'm late now.
Uçağa geç kalıyorum.
I've gotta make a plane.
Geç kalıyorum.
I was double booked and is half an hours'late for that thing.
Gelecek yıl antrenör olarak davet edildim. Geç kalıyorum, defol!
I've been invited to be a coach next year.
Oğlum, geç kalıyorum.
" Son, i am getting late. - wait father.
geç kalıyorum.
I'm getting late.
Geç kalıyorum. - Arnie, hemen geri dön.
- Arnie, come back here this instant.
Geç kalıyorum Ty, gitmek zorundayım.
I'm late, Ty, I gotta go.
Geç kalıyorum. - Frank mi bekliyor?
Im Late... [computer]
Geç kalıyorum.
I'm running late.
Dans sınıfıma geç kalıyorum.
I'm gonna be late for my dance class.
Trene geç kalıyorum.
- I'll be late for my train.
- Bak, geç kalıyorum, bu yüzden...
- Look, I'm running late, so...
Geç kalıyorum.
Well, I'm Running Late.
Geç kalıyorum.
Yeah, I've been gettin'in kinda late lately.
Geç kalıyorum.
Oh, jeez, I'm late.
Saat 9'da ama 4 yıldır orada çalışıyorum bir gün geç kalırsam da beni kovmazlar.
At 9 but after 4 years there they won't fire me if I'm a day late.
- Liste çok uzun. Geç, kalıyorum.
It's a very long list I'm afraid.
Geç kalırsam diye, anahtarlarımı Bayan Margherita'ya bırakıyorum.
I'm leaving my keys with Mrs. Margherita, should I be delayed.
Hep yemeğe geç kalıyorsun dersiniz. Altıya kadar çalışıyorum, yetişemiyorum.
You say I'm late for dinner, but I work until six and can't make dinner in time.
Biliyorum, biliyorum, bu sefer kavga etmedik ama dikkat ettim, geçen akşam sen geç kalınca bunu kendi başıma halledeceğimi sanmıyorum.
- I know, this time we didn't fight. But... The other night when you got back late
Geç kalıyorum Axel.
I'm late, Axel.
Geç kalıyorum! "dedi Beyaz Tavşan. " Tanrım!
Oh Dear!
kalıyorum 109
geç kaldığım için özür dilerim 34
geç kaldım 322
geç kaldın 297
geç kalma 88
geç kaldı 43
geç kalmayın 19
geç kalacağım 36
geç kaldık 134
geç kalıyoruz 101
geç kaldığım için özür dilerim 34
geç kaldım 322
geç kaldın 297
geç kalma 88
geç kaldı 43
geç kalmayın 19
geç kalacağım 36
geç kaldık 134
geç kalıyoruz 101