Kalıyorum traduction Anglais
6,221 traduction parallèle
Carlos'un pisliğini ikinci kez temizlemek zorunda kalıyorum.
It's the second time I've had to clean up Carlos's mess.
Sen geç kalıyorsun, ben geç kalıyorum.
You late, I'm late.
Jamaika Hanı'nda kalıyorum.
I'm at Jamaica Inn.
Tanrı'nın işini yapıyorum ve amacına sadık kalıyorum.
I do His work and remain true to His cause.
Seninle kalıyorum.
I'm staying with you.
Onlar üst katta kalıyor, ben alt katta kalıyorum.
Nah, they live upstairs, I live downstairs.
Evet, burada kalıyorum.
Yeah, I'm here.
- Pekala, kalıyorum.
- Fine. I'll stay put.
- Burada gönüllü olarak kalıyorum.
- I shall stay here voluntarily.
1804 numarada kalıyorum.
I live in 1804.
Kahvaltıya kalıyorum.
I'll stay for breakfast.
- Burada kalıyorum.
I'm staying.
Ve anlaşmaya sadık kalıyorum.
And I'm abiding by them.
Ablam hamile ve ben onla kalıyorum ve ona biraz yardım etmeye çalışıyorum, işlerimi yoluna koyuyorum.
My sister's pregnant, so I'm, like, staying at her place, and just kind of helping her out a little bit, getting my ducks in a row.
Üç aydır burada sana yardım etmek için kalıyorum.
I've been here for almost three months helping you.
Onsuz yalnız kalıyorum.
Without him, I'm alone.
Bu benim güçlü halim. Burada kalıyorum.
This is me being strong.
O kadar yavaş sürüyor ki hayali gaza asılan tek ebeveyn olmak durumunda kalıyorum.
She drives so slowly, I have to be the only parent... who slams on the imaginary gas.
100 yıl boyunca güneş yüzü görmedim, acımdan zevk aldı, ne zaman aynaya baksam onun sembolünü görmek zorunda kalıyorum ve bu beni kahrediyor.
I didn't see the sun for 100 years, he reveled in my pain, and every time I look in the mirror I have to see his symbol, and it kills me.
Her gün iksiri daha güçlü yapmak zorunda kalıyorum ama Killian'ın Freya'ya olan hisleri büyümün üstesinden gelmeye başlıyor.
Every day I have to make a potion stronger, but his feelings for her are starting to break through.
Ben kalıyorum.
I'm staying.
Benim eve gitmem lazım. Hadi, geç kalıyorum.
I have to go home I am getting late, quick!
Severim ama geç kalıyorum.
I do, but I'm actually running late.
- Teyzemle birlikte kalıyorum.
I live with my aunt.
Neden kocamla ilgili her şeyi başkalarından duymak zorunda kalıyorum?
Why do I have to hear everything about my husband third hand? !
Neden kocamla ilgili her şeyi başkalarından duymak zorunda kalıyorum?
Why do I have to hear everything about my husband third hand?
Onlarla görüşmeden bir hafta önce, her sabah sınava çalışır gibi baştan sona The New York Times okumak zorunda kalıyorum.
A week before I see them, I have to read "The New York Times" every morning Cover to cover like I'm studying for a test.
Bir toplantıya geç kalıyorum.
I'm late for a meeting.
Tamam. Burada kalıyorum.
Okay, I'm gonna stay in here.
Burada kalıyorum ve hiçbir yere gitmeyeceğim...
I'm not gonna go rot... Listen to me!
Geç kalıyorum...
I'm running late...
Aynen, vücudum hücreleri kullanıyor böylece aynı yaşta kalıyorum ve hızlı iyileşiyorum.
Sure, so my body uses the cells so I stay the same age and heal very fast.
- İyiyim. Bir yere geç kalıyorum.
I'm late for something.
- Evet, kalıyorum.
Ow, ow, ow, ow! Yeah, I'm staying.
Ben de kalıyorum. Ne?
That's it, I'm staying, too.
Farkettim ki, küçük daireler çizersem çok uzun, çok daha uzun süreler oyunda kalıyorum.
I find that if I move in little circles, it keeps me in the game far longer, far longer.
Zaten haftanın çoğu günü burada kalıyorum.
At this point, I'm staying over here a few nights a week.
Ben pansiyonda kalıyorum.
I live in a boarding house.
Kalıyorum.
I'm staying.
Ben kalıyorum iyi değilim.
I'm not good at staying.
Sana yakın olmak için burada kalıyorum.
I live here to be close to you.
Kalıyorum.
- Yeah, I'm staying.
Ve bir porno seti kıyefetini evde kullanabileceğini sanmıyorum. geriye bir tek şey kalıyor...
And you don't wear your costume home from a porn set. So that just leaves...
Sakin kalmamı istiyorsan sakin kal deme.. .. çünkü sakin kal dediğinde sakin kalamıyorum!
Well, don't say that you don't want me to freak out, because right when you say that, I start to freak out!
Bunun bittiğini o kalın kafana sokmaya çalışıyorum.
Trying to get it through your thick skull that this is over.
Peşin fiyata lanetleri bilim yoluyla kaldırıyorum. Güçleri de sizde kalıyor.
I use science to un-curse the items for cash, and you get to keep the powers.
Yani, bir dakika önce Grunwald'a yaklaşıp... saplantılı ruh şeysimden yapıyorum, sonra birden kurutulmuş ton balığı gibi kalıveriyorum.
I mean, one minute I'm sneaking up on Grunwald doing my poltergeist thing next minute I'm getting seared like a piece of ahi tuna.
Telefonda kal.Yola çıkıyorum.
Stay on the phone. I'm on my way.
Kalıcı olacak mı diye beklediğiniz için suçlamıyorum sizi.
I don't blame you waiting to see if this one sticks.
JT buraya gelene kadar bu kalın kafalıyı kurtarmaya çalışıyorum.
I'm just trying to save his thick skull until JT can get here.
Bakıyorum sergi Ballarat'ta kalıyor.
I see the exhibition is staying in Ballarat.