English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ G ] / Geçmiş

Geçmiş traduction Anglais

15,585 traduction parallèle
Sanırım geçmiş yaşamlarından birinde onu tanıyordum.
I think I might have known her in one of my past lives.
Eğer bu sözünü ettiğin kadın geçmiş yaşantından geliyorsa umarım yapbozunun bir parçası olur kendisinde.
Well, if this woman was a friend of yours in a past life, hopefully she'll have another piece for your puzzle.
Çünkü geçmiş başlangıçtır.
Because the past is prologue.
Bir cinayet olduğunda, askeri geçmiş bizim ilk araştırdığımız yer.
Military history is the first thing we search whenever there's a mass shooting.
Geçmiş zaman?
Past tense?
Radyasyon olumsuz etkilerini göstermeye başlayana dek oradaki işi bitecektir. - Sınırı % 3 geçmiş durumda Captain.
Levels at 3 % above maximum, Captain.
- Bu sadece geçmiş değil.
This isn't only the past.
Neden geçmiş zaman eki kullanıyorsun?
Why are you referring to me in the past tense?
Gelmiş geçmiş en iyi menajer olmak istiyorum.
I want to be the greatest agent of all time.
Gecen iyi geçmiş bakıyorum.
Looks like someone had a good night.
Yollardaki gelmiş geçmiş en müthiş kişi.
Most awesome to have run on the road, ever.
Yasadışı bir yarış, Storlien sınırından geçmiş, Enkroken civarında.
An illegal race have crossed the border at Storlien, by Enkroken.
- Pasaportumun süresi geçmiş.
- My passport has gone out on a date.
- Yalnız, geçmiş zaten burada.
Except it's already here.
Pekala, seri numaramı giriyorum ve şif... - Bir geçmiş raporu çıkar bana.
Get me a background report.
Yazılanlara bakılırsa Sharon Beck, tüm uyuşturucu testlerini geçmiş gözetim memuruyla tek bir randevuyu bile kaçırmamış tüm Adsız Alkolikler toplantılarına katılmış.
They say Sharon Beck has passed all of her drug tests, hasn't missed an appointment with her probation officer, has all of her A.A. logs checked.
Gelmiş geçmiş en kötü korumaydı.
Worst bodyguard ever.
Sharon Beck'in geçmiş kontrolünü yaptıktan sonra, bilinen tanıdıklarını araştırdım.
Um, after I did the Sharon Beck background check, I followed up on her known associates.
Geçmiş ve şimdiye dair her türlü kovuşturma için tam muafiyet mi teklif ediyorsunuz?
You're suggesting complete immunity from any and all prosecution, both past and present action?
- Gelmiş geçmiş en iyi anne sensin.
Ah, you're the best Mom ever.
Geçmiş Noel'in hayaletiyim.
I am the ghost of Christmas past!
Derler ki, babalar ve kızlar bir zamanlar geçmiş hayatlarda sevgiliydiler.
They say fathers and daughters were lovers in heir past lives.
Belli ki at kablonun altından geçmiş Alex ise bütün darbeyi göğsünden almış.
The horse obviously went under the wire and Alex took the impact on his chest.
# Liğimin dışında, modası geçmiş şıklık #
♪ Out of my league, old school chic ♪
En kötüsü de bu modası geçmiş teknoloji.
Obsolete tech is the worst.
Çocuk yurt yakmaktan baltalı cinayete geçmiş.
This kid's gone from burning down dorms to axe-murdering.
Onu geçmiş günahlarının kefaretini ödemen için diriltmedim.
- Yes. I didn't bring him back so you could help him atone for his past sins.
Ancak bu kadınlar yaş ve meslek açısından benzeş olmadıkları gibi kilise ya da geçmiş yoluyla da birbirleriyle bağlantılı değil.
But these women are not similar in age or profession. Nor are they connected with each other through church or background.
Bakın, ülke tarihimiz boyunca gelmiş geçmiş en berbat sekreter.
Look, easily, she's the worst secretary of state in the history of our country.
Fakat çocuk bir araba kazasında ölmüş. Ayrıca Liam'ı bir geçmiş kontrolüne gönderdim, fakat ajans Kate'in ona çoktan rastladığını söyledi.
But that boy died in a car accident, and I just submitted Liam for a background check, but the agency told me that Kate already ran one...
Geçmiş yeter artık.
He and I lost touch. But enough about the past.
Çocuk sahibi olma zamanı neredeyse geçmiş olması senin lehine.
Well, she's almost past having babies. That's in your favor.
Dün zor geçmiş olmalı.
Must have been pretty tough yesterday.
Neden geçmiş zamanlı konuşuyorsun?
Why'was'?
Sana da geçmiş olsun... "paramparça olmuşçasına bir acı ve sanki her şey yerinden fırlamış hissiyatı" n için.
Good luck with your... "smush pain that feels like everything came out of the sandwich."
Tüh be, 3'ü geçmiş.
Oh, shoot. It's past 3 : 00.
Lowry'yi yakalamak için elimize bir şans geçmiş.
This is our chance to get Lowry.
Ödeme tarihi 90 gün geçmiş.
90 days past due.
- Ama geçmiş asla mazide kalmaz.
- But the past is never the past.
Derim ki, geçmiş geçmişte kalsın.
I say, let bygones be bygones.
En son karşılaşmamızdan bu yana 6 yıI geçmiş olmalı.
It must be all of six years since we last encountered one another.
Babamızın ölümünden bu yana 25 yıI geçmiş.
Twenty-five years to the day since our dear father's death.
Arkadaşların seni bulana kadar, Fransa'nın diğer tarafına geçmiş olacak.
By the time your friends find you he'll be across the other side of France.
Treville'in aramızdan ayrılarak bıraktığı miras emin ellere geçmiş olacak.
Treville's legacy will be that he left the world a more just place than he found it.
Birleşik Devletler'in gördüğü gelmiş geçmiş en tehlikeli şarkıcı, söz yazarı.
One of the most dangerous singer-songwriters that ever traveled these United States, isn't that so?
Beni etkisiz hâle getirmeye çalışırken de elyaflar bana geçmiş.
Fibres transferred onto me.
O elyaflar, sonra da ertesi sabah işe geldiğimde görev aracıma geçmiş.
Those fibres were then transferred into my service vehicle the next morning when I clocked on.
- Geçmiş zaman niye?
"Was"?
Geçmiş bekleyebilir.
The past can wait.
Tarihi gecmis ama kuflenmemisler.
They're a day old, but no mold.
Muhtemelen gecmiş tecrübelerini artı olarak göreceklerdir.
They'll probably view your past experience as a plus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]