Girdik traduction Anglais
2,585 traduction parallèle
* Girdik havaya * * Girdik havaya *
♪ We got the beat ♪ ♪ We got the beat ♪
* Girdik havaya * * Girdik havaya *
♪ We got the beat ♪ ♪ We got the beat. ♪
Taahhüt altına girdik.
We are committed.
Sanırım FBI'ın en çok arananlar listesine girdik.
I think we made the FBI's Ten Most Wanted List.
- Girdik.
- We're in.
Sear'ın bilgisayarına girdik.
Went through Sear's laptop, as well.
İzinsiz girdik, Kadınlar tuvaletinde bahsetmemem gereken şeyler yaptım, ve üstümüzde bi sürü uyuşturucu var.
We're trespassing, I did some things in the girls bathroom I shouldn't talk about, and we have a ton of drugs.
İçeri girdik ve yapmamız gerekeni yaptık
We went in, and we accomplished what we needed to.
Uçağa girdik.
We went in the plane- -
Ambara girdik.
We went down into the hold, you know- -
Daha yeni eve girdik ve sarhoşuz!
We just got evicted, and we're really hung over.
Burdan girdik değil mi?
- We came in this way, right? - Hell, yeah!
Burdan girdik değil mi?
- This is the way we... this is where we put our shit, right? - Yeah.
Bayan Nugent'ı son görüşümün üstünden dokuz ay geçmişti evine girdik.
Nine months since I had last laid eyes on Mrs. Nugent, we got into her house.
Bu sabaha bir kardinalimiz eksik girdik.
So, we are one less cardinal this morning.
Kabinlerden birine girdik ama benim öpmedi.
We went into the cabin but he wouldn't kiss me.
Menzile girdik mi?
Are we in range?
Sonra verileri Destiny'nin uzun menzilli algılayıcılarına girdik,... işe yaradı.
Then we plugged the data into Destiny's long-range sensors, and it worked.
Evet ama bak içeriye girdik!
Yeah, but look. We're in!
- Buraya neden girdik?
Why did we go in here?
Yayına girdik.
You are on air.
İçeri girdik mi de şu iki koridoru alır, Della Rovere'nin adamlarını merdivenlere sıkıştırır her birini katlederdik.
Once inside, we take these two hallways, trapping della Rovere's men here, on the stairs... slaughtering them all.
Girdik.
We did.
Birinin evine gizlice girdik.
We broke into someone's house.
Houston'dan ayrıldık yaklaşık bir dakika sonra geniş bir yolda ilerledik. ... 8 dakika kadar düz yol aldık ve ve trafiğe girdik.
We made a left on Houston, then made a wide right about a minute later, driving straight for about eight minutes or so in stop-and-go traffic.
Wuchang'da, Beiyang ordusuyla bir çıkmaza girdik.
In Wuchang, we're in a stalemate with the Beiyang Army.
Hayır, Connie'yle birbirimize girdik.
No, Connie and I got into a jam.
Kapı açılınca içeri girdik.
Once the door was opened, we went inside.
Sonra içeri girdik.
After that, we went inside.
Eve zorla girdik.
We broke into the house.
Ulusal yarışmalara girdik.
We got into Nationals.
Sayın yolcularımız, bir türbülansa girdik...
[ Lords of passengers [ [ A disorder due to... [
Evet, aslında şu an öğle paydosuna girdik. O yüzden konuşmanızın bir anlamı yok.
Yeah, I'm actually on my lunch break now, so anything else you say doesn't really count.
İşten erken çıkıp birkaç bira içtik. Marcus ve ben, Jimmy'yle kafasını çizmeye sokamayacağına iddiaya girdik.
We got off work early, had a few ales, and then Marcus and I bet Jimmy that he couldn't fit a boot on his head.
Doğum gününe girdik!
It's your birthday.
"Oprah" bölgesine girdik.
We're in "Oprah" territory.
8 km gittik, toptancı bölgesine girdik.
Five Miles in, we hit the warehouse district.
Girdik.
We're in.
Şimdiden birbirmize girdik.
We've already turned on each other.
Özel Kuvvetler Birimi'nden Teğmen Dover konuşuyor. Hamilton, Diaz, Turner ve ben 27-1-3 Üssü'ne girdik.
Special Forces Unit base 27-33.
Bir keresinde Mindy Carlson'a yatıya gitmiştik. Hep beraber duşa girdik, sonra birbirimizi sabunlamaya başladık. Sonra annesi bizi yakaladı ve Mindy'yi kocaman siyah bir dildoyla görünce çıldırdı.
And then there was the time at Mindy Carlson's sleepover when we all got in the shower and started soaping each other up, and then her mom walked in and freaked out when she saw Mindy in the shower with a big,
Şu anda ana idareye girdik.
We got a core manipulation underway right now
Şirkete girdik, servis depolarına ulaştık.
We cased the plant, went in through service hatches.
Mahrem konulara girdik.
That's too personal.
Mahrem konulara girdik. Seni seviyorum Mette.
I love you, Mette.
- Kafa kafaya girdik.
Head-on collision.
- Tekrar gözüne girdik.
- he'd understand. - We're back in.
Bu ilişkiye gözlerimiz tamamen açık olarak girdik.
We both went into this with our eyes wide open.
Girdik.
We're in- -
- Bu işe bu yüzden girdik.
No, you signed on for it.
Girdik.
Yeah.