Girdim traduction Anglais
6,610 traduction parallèle
Ve ben onu durdurmaya çalışırken duvarla arasına girdim.
And I was trying to get him to stop, and I just got in the way.
Ben Delhi Üniversitesi'ne milli sporcu kontenjanından girdim.
I got admission in Delhi University through sports quota.
30 yaşına girdim.
The 30th.
Geçen akşam yine oyuna girdim.
So last night, I log on. I, I am...
Gemilerinden biri çakılmıştı... ben de içine girdim ve çipi buldum.
Gorg drone crashed... and I ran to it and I found the chip.
Uzun süredir yoldaydım, bir içki için meyhaneye girdim.
Been riding hard, went in the saloon for a drink.
MaryJane'e bakmak için içeri girdim.
I went in to check on MaryJane.
- Kırka yeni girdim.
- I just turned 40.
Peşlerinden gitmek için anahtarlarımı almaya içeri girdim ama sonra durdum.
I went inside to get my keys to go after them, but then I stopped.
Birini aramak için buraya girdim.
I came in here looking for someone.
Ondan sonra derin bir depresyona girdim.
After him, I sank into depression.
Onu geri kazanabilmek için, deniz kuvvetlerine girdim.
I joined the Navy to win him back.
Pekala, kameralara girdim.
Okay, I have eyes.
Hangi tuşlara bastığını öğrenince bilgisayarına girdim
Steal enter your password and to your computer as if it were you.
Döngüye girdim.
I'm in a loop!
Zaman döngüsüne girdim şu an.
I'm caught in a time loop.
Hapse girdim.
I went to prison.
- Teyp patlatmaktan girdim.
B E. Boosting cars.
Bugün yeni bir işe girdim.
I got a new job today.
İki blok öteye gidip öylesine bir mağazaya girdim.
Went around two blocks just going in whatever store.
Sonra ormana girdim.
And I went into the forest.
O elinde tuttuğun bebeği yapmak için son kuruşuma kadar tüm paramı harcadım... hatta borca girdim.
That newborn that you're holding is every cent, every dollar, even debt... that I've ever made.
O bu noktada kez girdim Çünkü, o daha sefer gitmek başlamıştı.
'Cause he was - At this point, he was starting to go on more expeditions.
Bu O kozmik dağcı kez girdim... ve bu kozmik planın bir parçası olduğunu ve o geri gideceğim oldu.
- He is the cosmic climber... and this is all part of the cosmic plan, and he was gonna go back.
Biraz zaman kapalı ve - ve bazı ciddi tefekkür sonra [Jimmy]... Kayak değil ve tırmanma değil ve dağlarda olmama düşüncesi... um, girdim hayal to çok fazlaydı.
[Jimmy] After some time off and - and some serious contemplation... the idea of not skiing and not climbing and not being in the mountains... um, was - was too much to - to imagine.
Yani, zihnimde, ben girdim düşündüm
I mean, in my mind, I thought it was -
Ve bunu kez girdim kez girdim
And it was - it was -
O yerde derinlerde çekilmişlerdi kez girdim ve dışarı geldiğin değildi.
He was - He had retreated somewhere deep inside and wasn't comin'out.
[Renan] Orada kez girdim
[Renan] There was -
Hapishaneye girdim.
I went to jail.
Ben de girdim.
I've been there.
- Ama Intrarmour'un hesaplarına girdim.
But I got into lntrarmour's accounting.
Role girdim.
I really got into it, actually.
Ve girdim.
And like that I am in.
Tamam Tej, girdim.
All right, Tej, I'm in.
Karamel komasına girdim ama yine de yedim.
I had a toffee fudge. But I ate it.
Çekim alanına girdim.
I got into her cloud.
Zayıflığımdan ötürü girdim içeri.
See, I went in'cause of weakness.
- Güvenlik görüntülerine bakmak için admin olarak girdim ve bunu buldum.
- I logged in as an admin so I could scrub through the security footage, and I found this.
- Tamam, girdim.
All right, I'm in.
Ülkedeki bütün gazeteler kız arkadaşımın başkasıyla yattığını ve bununla ilgili hiçbir şey bilmediğim bir balonun içine nasıl oldu da girdim?
How the hell am I in this bubble and every newsstand in the country is saying that my girlfriend is screwing somebody else and I don't know anything about it?
Kendimi gösterdim ve riske girdim. Hatta ayaklarımı yere daha güçlü bastım.
I put myself out there, and I took a chance, and I even got stronger thighs.
Moda anlamında herhangi bir deneyime sahip olmaksızın bu konuya girdim.
I came into this story with no background in fashion at all, beginning with nothing more than a few simple questions.
Evet, Michigan'a girdim.
Oh yeah. I got in.
Bu yüzden annemin anahtarını ödünç alıp çalışma odanıza girdim ve işte tam oradaydı.
Well, so I borrowed Mum's key and went into your study, and there it was.
Doğal olarak içeri girdim ama Schirmer denilen kadın "Karınız burada değil." dedi.
Naturally, I went inside, but the Schirmer woman said, "Your wife is not here."
- Bankaya yeni girdim.
I just got to the bank.
Bu ilk olduğunda kaç ay oldu bilmiyorum seninle Zorro'da tanıştım bir şekilde oraya girdim ama...
Well, when this first happened however many months ago, and I... I met you at Zorro and... A place that I somehow went into with...
- Ben yanlışlıkla öyle bir yere girdim ama yine de bir şekilde senin gibi güzel bir hatunla tanıştım.
I inadvertently go into a place like that, and still I somehow end up meeting a beautiful girl like you?
Kapı açıktı, ben de içeri girdim.
I knocked. Door was open, so I kind of helped myself.
Bak, yeni bir işe girdim.
I was hoping we could renegotiate. Look, I got a new job.