English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ G ] / Gitmiyor

Gitmiyor traduction Anglais

9,177 traduction parallèle
Bu şekilde burada olmak hoşuma gitmiyor.
I don't like being out here like this.
Damocles'in kılıcı kafama saplanana kadar kimse bir yere gitmiyor.
Nobody is going anywhere, as long as this sword of Damocles is hanging over my head.
Söylemek hoşuma gitmiyor ama her şey mümkün, Alejandro.
Well, I hate to say it, but anything's possible, Alejandro.
Sen gitmiyor musun Wakana?
You're not going, Wakana?
Okyanus bir yere gitmiyor.
Ocean's not going anywhere.
Ölümsüzlük artık hoşunuza gitmiyor mu?
Is eternity not looking any better?
İşler planladığın gibi gitmiyor mu?
Things not working out the way you planned?
- Biliyorum ama bu hiç hoşuma gitmiyor.
- I know. I just hate it.
Yardım etmek istedim ama Derek'i severim ve ona yalan söylemek hoşuma gitmiyor.
I want to be here for you, but I like Derek and I hate lying.
Yapardım demiyorum ama Washington'la aramız iyiye gitmiyor ve seçeneklerimizi değerlendirmemiz gereken gün hızla yaklaşıyor olabilir.
I'm not saying that I would, but things aren't getting any easier with Washington, and the day may be fast coming when we'll have to consider our options.
Anlıyorum gerçi hoşuma gitmiyor.
I do, though it doesn't mean I like it.
bir şeyler düzgün gitmiyor hissedebiliyorum, tamam iyi, peki... aramanı bekleyeceğim.
Something is not right. I can feel it. Okay.
Kimseyle bir yere gitmiyor.
She's not going anywhere with you.
Ben söyleyene dek kimse bir yere gitmiyor.
Nobody goes till I say so.
Her zaman doğru gitmiyor, ama vurulduğunda...
Don't always get it right, but when you get shot...
- Tam düşündüğüm gibi ve bu hoşuma gitmiyor.
Do you remember the argument you had with my aunt?
Ama endişelenme bu ilişki hiç iyi gitmiyor.
But don't worry, uh,'cause this isn't going well at all.
Bir yere gidiyor galiba ya da gitmiyor.
Looks like she's going somewhere. Or not.
Siverhöjd'de işler yolunda gitmiyor.
Things is not right there in Silver Height.
Kimse bir yere gitmiyor.
No one's going anywhere.
Sana söylemek hiç hoşuma gitmiyor ama bu işin bir parçasıydılar.
I hate to break it to you, but they were part of it.
I'm - ı'm biz ne vardı geri gitmiyor.
I'm--I'm not going back to what we had.
Kadınlardan emir almak erkeklerin hoşuna gitmiyor.
Men don't like taking orders from women.
- İyi bir yere gitmiyor bu.
I don't like where this is going.
Testin bize aynı torbaya koyması hiç hoşuna gitmiyor.
You don't like that the test put us in the same category.
Ve hoşuma gitmiyor.
And I don't like it.
Ve astronotlarım hiçbir yere gitmiyor.
And my astronauts aren't going anywhere.
- Lena gitmiyor.
- Lena's not going.
"Evimde yarasa var ve bu hiç hoşuma gitmiyor." dedim.
I said, "There's a bat in my house. And I don't like it."
Bir hata. Anlamsız bir şey, üstesinden gelebiliriz ama cinsiyetçilik hiçbir yere gitmiyor. Çünkü cinsiyetçilik çok daha derinlerde.
It doesn't really make any sense, we can just do away with it, but sexism isn't going anywhere,'cause sexism is way deep the fuck down inside, so it's just the way we feel about each other.
Bunu söylemen hiç hoşuma gitmiyor.
I hate it when you say that.
Ayrıca bu kaşığı kim kullanmışsa, vucüdunda işler pek yolunda gitmiyor.
- Also, whoever used this spoon, their body ain't right.
Stres bir yere gitmiyor.
The stress isn't going anywhere.
İlişki gitmiyor. Bunu konuşmak istemiyorum.
Things aren't working out.
Evet, Eddie Fung'la dans edişi hâlâ gözlerimin önünden gitmiyor.
I can still see her slow-dancing with Eddie Fung.
Hiç kimse bir yere gitmiyor.
No one will leave.
Benim hoşuma gitmiyor.
I don't like it.
- Bu hâlâ hoşuma gitmiyor.
I still don't like it.
Bunu yapmak benim de hoşuma gitmiyor.
I don't like it any more than you do.
Sizinle didişmek hoşuma gitmiyor millet.
I don't like fighting with you guys.
Araştırmam umduğum kadar hızlı gitmiyor.
My research isn't going as fast as I had hoped for.
Buralarda koşuşturması hoşuma gitmiyor.
I really don't like her running around back here.
Thom, orduyla ilgili hiçbir kampanya hoşuna gitmiyor.
Thom, you feel bad about every Army assignment.
Şunu söyleyeyim, bu hapis hayatı hiç hoşuma gitmiyor.
I'm just gonna say this. I'm not enjoying prison.
- Ekiple Pasta Factory'ye gitmiyor musun?
Aren't you going to The Pasta Factory with the gang?
Söylediklerimi çarpıtman hoşuma gitmiyor Froggy.
Look, I don't like how you're twisting my words, Froggy.
Ama işte en sonunda her zamanki gibi bir şeyler rast gitmiyor.
But in the end, things always got a way of not working out.
Bu bizim de hoşumuza gitmiyor, tamam mı?
We don't like this either, okay?
- Ama hoşuma gitmiyor değil.
- Although I am enjoying it.
- Hayır! Kimse hiçbir yere gitmiyor!
No one is going anywhere!
Bu hiç hoşuma gitmiyor.
I don't like it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]