Gömlek traduction Anglais
2,640 traduction parallèle
Aldığım gömlek bu değildi.
- This isn't the shirt that I picked out.
Benim seçtiğim gömlek.
- It's the shirt that I - that I picked out.
- O gömlek güzeldi.
- That was a good shirt. No.
Sanki paramı çalıp kendine bir gömlek aldın.
I feel like you just stole money from me... and then you bought yourself a...
Senin paranla bir gömlek.
- Shirt. - A shirt with your money. - Yeah.
Bunlar sana geri dönecek, çünkü bu şanslı gömlek varken kesin anlaşacağız.
Your selflessness will pay off, because this lucky shirt will officially seal the deal.
Güzel gömlek.
Nice shirt.
"İsmi muhtemelen Cheryl'dir, ve kırmızı bir gömlek giyiyordu 1984'de."
"Her name might be Cheryl, and she was wearing a red shirt in 1984."
Eski moda bir gömlek.
Think he meant Lily.
Kendine yeni bir gömlek al, olur mu?
Get yourself a new shirt, huh?
Bilmeni isterim, bu Woody Harrelson onaylı bir kenevir gömlek.
I'll have you know this is actually all Woody Harrelson-approved hemp.
Bir gömlek giymeyi düşünmüyor musun?
You ever consider a shirt?
Güya bu gömlek bana 6 hafta daha dayanacaktı.
This shirt was supposed to last me another six weeks!
Orta yaşlı adamın biri seni kesiyor, üstünde mavi gömlek, bej pantolon var.
White male eyeing you. Mid 40s. Blue shirt.
İçinde gömlek var.
Here's a shirt.
Burada senin için temiz bir gömlek olacak.
No, I've got a fresh shirt out here for you.
Ona, gömlek yapabilmesi için kol ve yaka verdiğimi hatırlıyorum.
" I remember I gave him a collar and sleeves for a shirt.
Gömlek kadına aitti.
It was hers.
Kimse solaryuma girerken gömlek giymez.
No-one wears a shirt on a sun bed.
Polyester, pis, aynı gömlek gibi, ucuz.
Polyester, nasty, same as the shirt, cheap.
Hey adamım, güzel gömlek.
Hey dude listen, nice shirt,
Güzel gömlek!
Nice shirt
Gömlek.
Shirt.
Üzerine gömlek giy!
Put a shirt on!
Gömlek giy!
Shirt!
Gömlek cebi.
Top pocket.
Bu $ 200 gömlek!
This is a $ 200 shirt!
Bu gömlek biraz...
The shirt is kind of...
- Üstünde mor bir gömlek ve pardösü var.
The fare was wearing a purple shirt And a tan trench coat.
Yeşil gömlek, çirkin kravat.
That guy, what is he wearing? Green suit, ugly tie.
Hoş gömlek.
Nice shirt.
Gömlek, kravat ve çörek kırıntıları.
Really? Yeah, really.
Üstünde mavi kareli bir gömlek var.
He's got on a blue flannel shirt, blue flannel shirt.
* Bu gömlek için fazla seksiyim *
* I'm too sexy for my shirt *
* Fazla seksiyim bu gömlek için *
* Too sexy for my shirt *
Eğer öyle yapabilseydim bu gömlek çadır dükkanından alınmış gibi durmazdı.
And you just eat 12 of them? If I could eat just 12, This shirt wouldn't look like it was made in an awning store.
- Kısa kollu ekose bir gömlek.
What is that? What?
Burası çok sıcak. Günde 3 tane terli gömlek değiştiriyorum.
I sweat through three shirts a day.
Devamlı gömlek değiştiriyorum.
I'm sweating through shirts.
Kuru gömlek lazım.
I need a dry blouse.
Hâlâ gömlek olmadan deri yelek giyemiyorum.
I still can't wear a leather vest without a shirt.
Hapishane yönetimi bana iki pantolonla bir gömlek ve birkaç yüz papel verdiler.
The prison gave me two pair of pants and a shirt, And a couple hundred bucks.
- İtalyan tarzı takım elbise ile..... desenli gömlek giyiyor mu?
Does he wear Italian suits, a monogrammed shirt?
Sırtındaki gömlek soğuğa karşı korumaz
And the shirt on your back doesn't keep out the chill
Okula hiçbir zaman gömlek giymemiş bir adamın hamile bıraktığı pislik kadın olarak görülmediğim tek gece.
Because for one night a year, people didn't see me as trash that got knocked up by the guy who never wore a shirt to school.
Bizden bir gömlek üstünsün.
Cut above the rest of us.
"Gömlek çok yakışmış."
"Uh, uh, that shirt looks great on you" "
Bir gömlek lazım.
I need a shirt.
İki gömlek, biri Agnes'ın.
No sponge. Two blouses, one of which belonged to Agnes.
Gömlek yani.
The shirt.
- Bir gömlek lazım!
I need a shirt!