Görüşeceğiz traduction Anglais
2,604 traduction parallèle
Görüşeceğiz.
We'll talk.
Eminim tekrar görüşeceğiz.
We'll be seeing you again, I'm sure.
Sosyal hizmet uzmanıyla görüşeceğiz.
It's with a social worker.
Ama trende başka biriyle de görüşeceğiz.
But we're meeting someone else on the train.
- Trende başka biriyle görüşeceğiz.
We're meeting someone else on the train.
Çok yakında görüşeceğiz, tamam mı?
I'm gonna see you soon.
Sonra evine gideceksin, yarın tekrar görüşeceğiz.
Then you go home and tomorrow We see each other again.
Yakında hepimiz görüşeceğiz.
- We all will meet soon.
Swoonide tekrar görüşeceğiz..
We'll see each other again in Swooni.
Ne zaman görüşeceğiz?
When'll I see you?
Mesai arkadaşlarıyla da görüşeceğiz ama ortalığı ayağa kaldırmayalım.
We're in touch with colleagues, but have to tread lightly.
Sonra görüşeceğiz, Lord Snow.
We'll talk later, Lord Snow.
Öğrencilerin yarın gelmek istiyor, ama biz daha sonra görüşeceğiz.
Your students want to come tomorrow, but we'll see later.
Sizi kovduğu zaman görüşeceğiz.
I'll celebrate too when he fires you all.
Ev sahibiyle 90 dakika içinde görüşeceğiz.
The owner will meet us there in ninety minutes.
Evet, Görüşeceğiz.
Right! We'll see!
Bir daha görüşeceğiz, değil mi?
We'll meet again, right?
Hatta sanırım çok yakında mahkemede yine görüşeceğiz.
In fact, I think we'll be seeing each other in court again soon.
Sizinle nerede görüşeceğiz?
Where should we meet you?
Anayolun 12. km'sinde bulunan kavşakta görüşeceğiz.
We'll meet you at the junction at Highway 12.
Sanırım yakında görüşeceğiz.
Guess I'll be seeing you soon.
Boşanma anlaşmasını görüşeceğiz masaya neler sunacaklarına bakacağız.
We're here to discuss the divorce settlement, so it'll be interesting to see what they bring to the table.
Tekrar görüşeceğiz.
I'll see you girls again.
Tamam, başını dik tut, yarın görüşeceğiz.
Okay, chin up, I'll see you in the morning tomorrow.
Sonrasında görüşeceğiz
We'll see you after.
Tekrar görüşeceğiz.
I'll see you again.
Elbette. Fakat yarın akşamki hoşgeldin yemeğinde görüşeceğiz ve bana eşlik edeceksin.
But I will see you tomorrow evening for the welcoming dinner, and you'll be my date.
Evet, görüşeceğiz.
Oh, yes, you will.
Görüşeceğiz genç bayan.
Oh, I will see you at dinner, all right, young lady- -
Tamam, onlarla görüşeceğiz o zaman.
OK, we'll talk to them.
Dün gece gelmedim ama işimiz bugün bitecek gibi, bu gece görüşeceğiz.
I didn't come home last night but I think we'll be finished today, so I'll see you tonight.
Sonra görüşürüz. - Tabii görüşeceğiz.
See you later.
Yarın saat 10'da görevi suiistimal davasını görüşeceğiz.
Tomorrow at 10 : 00 a. M. That malpractice attorney.
Sanırım seneye şehrinizde görüşeceğiz.
I guess maybe I'll see you the next time you're in town.
Yakında görüşeceğiz.
We'll be in touch.
Tamamen iyileştiğinde durumu tekrar görüşeceğiz.
We'll revisit your status when you're fully recovered.
Evet, uzun gelişme toplantılarında görüşeceğiz.
Yes, in very long development meetings.
Biliyormusun, Sanırım sizinle tekrar görüşeceğiz.
You know, I-I think I will be seeing you again.
Yakında tekrar görüşeceğiz.
We'll be meeting again soon.
Hepimiz de aynı okula gidiyoruz, o yüzden sanırım görüşünce görüşeceğiz.
And we all go to the same school, so, uh... I guess I'll see ya when I see ya.
Şimdi en sevdiğim cadıyla görüşeceğiz.
We're going to see my favorite witch.
Çünkü nişanlınla çalışacağım ve biz çok daha fazla görüşeceğiz.
I'm gonna be George Tucker's assistant. Which is great, right?
Pekala, Sanırım yarın Greek Mixer gecesinde görüşeceğiz.
Well, I guess we'll see you at the Greek Mixer tomorrow night.
Yine görüşeceğiz Naomi.
See you around, Naomi.
Sonra görüşeceğiz "Dick".
I'll see you soon, dick.
Seninle ofiste görüşeceğiz!
I see you in a bit in the office!
Kokainin tartışmalı ününün ardındaki gerçekleri öğrenmek için İngiltere'nin önde gelen uzmanlarıyla görüşeceğiz.
We'll access Britain's leading experts to find out the truth behind cocaine's controversial reputation.
Tekrar görüşeceğiz, söz tamam mı?
We'll see each other again soon, I promise.
Başka tedarikçilerle de görüşeceğiz, senin malına da yer kalır umarım. Aramızda kalsın bu mevzu tabii, anlaştık mı?
We're gonna be nailing down other supply lines soon, and I'd hate to not have room for you, so, uh, obviously, just, uh, keep this between us.
Bunu görüşeceğiz.
We'll confer.
Sherman'la ne zaman görüşeceğiz?
When--when are we getting in to see Sherman?