Hakkını vermeliyim traduction Anglais
386 traduction parallèle
- Bu iyi bir yorum, hakkını vermeliyim.
Well, that's a fine remark, I must say.
Bu sefer hakkını vermeliyim.
This time I've got to hand it to you.
Hakkını vermeliyim.
I got to hand it to you.
- Hakkını vermeliyim Köpekbalığı.
I gotta hand it to you, Shark.
Gerçekten çok hoş görünüyorsun. Hakkını vermeliyim.
You sure look good, I'll have to admit that.
Ona bir şey için hakkını vermeliyim.
I must give the fella credit for one thing.
Hakkını vermeliyim.
I have to give it to you.
Albay, hakkını vermeliyim.
Colonel, I have to hand it to you.
Burada Kaptan'ın hakkını vermeliyim.
I'll award that round to the captain.
Taşıdığım o fotoğrafın hakkını vermeliyim.
I'll be satisfied with his photograph.
Hakkını vermeliyim Q. Bu ustaca yapılmış.
I've got to hand it to you, Q. Quite ingenious.
Hakkını vermeliyim.
Gotta hand it to you.
Hep açık sözlü oldun, hakkını vermeliyim.
You been on the level, I give you that.
Billy, hakkını vermeliyim.
Billy, I gotta hand it to you.
Ama hakkını vermeliyim herkesten fazla dayandın.
I gotta hand it to you... you hung on longer than anybody else.
Frank, hakkını vermeliyim.
Well, Frank, I have to give you credit.
Sana hakkını vermeliyim.
I got to hand it to you.
Hakkını vermeliyim fikir cidden tahrik edici.
I've got to hand it to you, the idea is a real turn-on.
Hakkını vermeliyim Dawson.
HANNIBAL : I got to give you credit, Dawson.
- Hakkını vermeliyim. Çok zekice.
Got to hand it to you, pretty smart.
Hakkını vermeliyim.
Gotta hand it to you, Flowers.
Hakkını vermeliyim.
Hey, you kidder. I'll get you for that.
Hakkını vermeliyim Lydia.
I must give you credit, Lydia.
Hakkını vermeliyim, Tanner.
ha, i gotta hand it to you, tanner.
Çok iyi iş çıkardın. Sana hakkını vermeliyim.
Hey, listen, you know, we haven't been alone all day.
- Hakkını vermeliyim.
- I gotta hand it to you.
Oh, kişisel bir not, bana attığın o sol yumruğun hakkını vermeliyim.
Oh, on a personal note, I'd like to compliment you on that left cross you snuck in on me.
Hakkını vermeliyim, Ed.Bu çok iyi bir fikir.
I gotta hand it to you, Ed.
Hakkını vermeliyim ki Sokka kesinlikle en iyi mini tatil seninki.
You picked the best mini-vacation, for sure.
Hakkını vermeliyim, Kid.
I got to hand it to you, Kid.
Jonas, hakkını vermeliyim.
Jonas, I gotta hand it to you.
Hakkını vermeliyim Kızıl. Bu duyduğum en abartılı vaazdı.
Red, that's the best preacher hype I ever did hear.
Hakkını vermeliyim, Clarence.
I gotta hand it to you, Clarence.
Hayır! Şöhretimin hakkını vermeliyim!
No, my reputation is on the line.
Hakkını vermeliyim.
Give her that.
Hakkını vermeliyim Quark.
I got to hand it to you, Quark.
Hakkını vermeliyim. Yeni odan oldukça güzel görünüyor.
I've gotta hand it to you your new room looks pretty good.
Hayır, Efrum, hakkını vermeliyim, sen gitmişsin.
No, Efrum, I've gotta hand it to you you're gone.
Hakkını vermeliyim Roy.
I gotta hand it to you.
Hakkını vermeliyim.
I'll give you that.
Sanırım oyuncularında hakkını vermeliyim.
I gotta give the players most of the credit for that.
Hakkını vermeliyim ki.
I got to hand it to you.
Hakkını vermeliyim.
I gotta hand it to you.
Bisküvi'nin hakkını vermeliyim. Hükümsüzlük kararı alma konusunda oldukça iyi.
On basic nullification, Biscuit's good.
Hakkınızı vermeliyim.
To reciprocate,
Hakkını vermeliyim fikir cidden tahrik edici.
Yes,
Hakkınızı vermeliyim.
I gotta hand it to you.
Size hakkınızı vermeliyim.Sizde karıncaların çalışkanlığı var.
I gotta hand it to you people. You got the resiliency of ants.
Bay Poirot,... hakkınızı vermeliyim.
Mr. Poirot, I have to congratulate it.
Iago, hakkını vermeliyim.
Lago, I have to hand it to you.
Hakkınızı vermeliyim.
I have to give you credit.