Hiç şaşırmadım traduction Anglais
1,016 traduction parallèle
Hiç şaşırmadım.
Oh, it's no wonder.
- Hiç şaşırmadım.
- No wonder.
Tabi ya! Hiç şaşırmadım.
Sure, I'm not surprised!
Hiç şaşırmadım.
I'm not surprised.
Hiç şaşırmadım.
Not shocked, not surprised.
- Hiç şaşırmadım.
- That doesn't surprise me.
- Hiç şaşırmadım.
- I'm never surprised.
Güzelliğinin onu kör etmesi karşısında hiç şaşırmadım.
It does not surprise me that your beauty was blinding him.
Ben hiç şaşırmadım.
Oh, not that I'm a bit surprised.
Hiç şaşırmadım.
- Oh, I'm not in the least surprised!
- Hiç şaşırmadım.
- You might've expected that.
Bu rüyanın sizi korkutmasına hiç şaşırmadım, Lordum.
No marvel, my lord, that it affrighted you.
Hiç şaşırmadım.
I figured.
Hiç şaşırmadım.
Naturally.
Biliyor musun, Miss Julia'nın bir kitap yazdığına hiç şaşırmadım.
You know, I ain't surprised that Miss Julia's wrote a book.
Kadın olmasına hiç şaşırmadım.
I wouldn't be a mite surprised if it was.
Buna hiç şaşırmadım.
I'm not at all surprised.
- Hiç şaşırmadım.
- I wasn't surprised.
- Hiç şaşırmadım.
I'm not surprised.
- Hiç şaşırmadım.
- I wouldn't be surprised.
- Hiç şaşırmadım.
- I'll bet he is.
Bak hele demek sendin, Doniel'in oğlu! Hiç şaşırmadım!
Why, you're the Doinel boy!
Hiç şaşırmadım.
I didn't assume this either.
- Hiç şaşırmadım!
- I don't wonder!
Hiç şaşırmadım.
No wonder.
Hiç şaşırmadım. Devam edin.
I'm not surprised at that, Go on,
- Hiç şaşırmadım! "Tokmak kafa" onu nehir kenarında dolaşırken bulmuş.
Mallethead saw her on the waterfront, in the water looking.
İşini elinden alırsın diye Rad Leland'ın seni şehirden sürmek istemesine hiç şaşırmadım.
I wouldn't be surprised if Rad Leland wanted you out of town for fear you'd get his job.
Hiç şaşırmadım, çünkü bu pisti iyi tanıyor.
Not surprising, he knows the track.
- Yamulmasına hiç şaşırmadım.
- I'm not surprised.
- Molly Seagrim'den sonra hiç şaşırmadım.
- I'm not surprised, after Molly Seagrim.
- Hiç şaşırmadım.
- I'm not surprised.
Beni bulmanıza hiç şaşırmadım.
[German Accent] I'm not surprised... that you found me.
Hiç şaşırmadım.
That's no surprise.
Evet, hiç şaşırmadım.
Aye, it doesn't surprise me.
Buna hiç şaşırmadım.
- I'm not surprised.
Ben seni burada gördüğüme hiç şaşırmadım.
I'm not surprised to see YOU, however.
Hiç şaşırmadım doğrusu.
That doesn't surprise me.
Öyle berbat bir yemekti ki, hiç şaşırmadım.
We ate so much rubbish. - Thank you.
Hiç şaşırmadım.
I ain't surprised.
Onu gönderdiğin yer düşünülürse hiç şaşırmadım.
Considering where you are sending her, I'm not surprised.
Arkadaşlarınızın size söylediklerinden sonra hiç şaşırmadım.
And after what your friends have told you about me, I'm not surprised in the least.
Buna hiç şaşırmadım.
I wouldn't be surprised.
Hiç şaşırmadım.
Figures.
- Hiç şaşırmadım.
- I thought as much.
Hiç de şaşırmadım.
But what charm.
Hiç şaşırmadım.
I am not surprised.
- Buna hiç şaşırmadım.
That doesn't surprise me in the least.
Hiç şaşırmadım.
- That doesn't surprise me a bit.
- Buna hiç şaşırmadım.
- We always do.
- Hiç şaşırmadım.
Doesn't surprise me.
şaşırmadım 144
hiç sorun değil 240
hiç şüphem yok 65
hiç şansım yok 23
hiç sorma 68
hiç sanmıyorum 775
hiç şansı yok 60
hiç şüphesiz 81
hiç şüphen olmasın 30
hiç sevmem 23
hiç sorun değil 240
hiç şüphem yok 65
hiç şansım yok 23
hiç sorma 68
hiç sanmıyorum 775
hiç şansı yok 60
hiç şüphesiz 81
hiç şüphen olmasın 30
hiç sevmem 23