English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Icin

Icin traduction Anglais

1,568,476 traduction parallèle
Var olabilecek ya da olmayabilecek bir görev gücü için çalışabilecek ya da çalışmayacak arkadaşlarıma karşı tanıklık etmem karşılığında.
To testify against my friends... who, uh, may, uh, or may not work for a task force that may or may not even, uh, exist.
Arkadaşlarıma ihanet etmem için mi?
To turn on my friends.
- Hapisten uzak durmak için.
- To stay out of prison.
Çalışıyoruz diye bizi suçlamak için büyük bir jüri toplayamaz.
He can't get a grand jury to indict us for working on it.
Gale ne kadar yakınsa, biz de Kaplan'ı Red için tehdit olarak ortadan kaldırmalıyız.
The closer Gale gets, the faster we need to remove Kaplan as a threat to Reddington.
Çünkü Gale'le başa çıkmak için Red'e ihtiyacımız var.
Because we need Reddington to deal with Gale.
Ve şimdi Kaplan'ı durdurmazsak, yardım için etrafta olamayacak.
And if we don't stop Kaplan now, he won't be around to give it to us.
Kaplan, Red suç imparatorluğunu kurarken 30 yılını onun pisliklerini temizlemek için harcadı. Ve onu parçalarına ayırmak 5 ayını aldı.
Kaplan spent 30 years tending to his messes while Reddington built his criminal empire, and it took her five months to surgically dismantle it.
Natalie Luca'yı Reddington'un para aklama çalışanı Zack Smoll için Isabella Stone'u Akdeniz nakliye işlerini kesmek amacıyla Stratos Sarantos'u öldürmek için Dr. Bogdan Krilov'u, Ressler'ı saf dışı etmek için the Apothecary'i, Reddington'u zehirlemek için kiraladığını biliyoruz.
We believe she hired Natalie Luca to go after Reddington's money launderer, Zack Smoll, Isabella Stone to murder Stratos Sarantos, cutting off Reddington's Mediterranean shipping operations,
Red, seni kaçırması için Borç Koleksiyoncusunu kiraladı.
Reddington hired the Debt Collector to kidnap you.
Hayır, senin için buradayız Dino, onun için vazgeçtiğin şey için.
No, we're here for you, Dino, what you threw away for him.
Cazibenizi geri almak için öldürdüğünüz gün gibi.
The kind of day you'd kill to get your mojo back.
Erişim için gözüme ihtiyacı var.
She needs my eye for access.
Neye erişim için?
To what?
Eğer beni suçlarsanız, bir savunma yapmak için anayasal bir hakkım var. Ve size söz veriyorum ki dokunulmazlık anlaşması sergilenecektir.
See, you charge me, I have a constitutional right to present a defense, and I promise you that immunity deal will be Exhibit A.
Siz ikinizi konuşmanız için bırakıyorum.
I'll leave you two to talk.
Ona götürmen için bir planı olmalı.
Must've had a plan to bring it to her.
Birbirimizi tanımıyoruz, bu yüzden sizi kolay kolay korkmadığımı bilmediğimiz için bağışlayacağım.
We don't know each other, so I'll forgive you for not knowing that I don't scare easily.
Anlaşmayı almak için şahsen orada olacak.
She'll be there personally to take possession of the agreement.
Ama her şeye rağmen, bu benim için değil.
But regardless, this isn't for me.
Masha için.
For Masha.
Bu kadın, ne pahasına olursa olsun beni ortadan kaldırmak için Masha'nın hayatından çıkarmak için her şeyi yapar.
This woman, she's made it her mission to eliminate me, to remove me from Masha's life, whatever the cost.
Ne için?
For what?
Her şey için.
All of it.
Kutu aslında bir başkası için tasarlandı.
The box is actually intended for someone else.
Efendim, büyük jüri önünde tanıklık yapmak için mahkemeye çağırıldım.
Sir, I've been subpoenaed to testify in front of a grand jury.
Hapishanem olması için.
To be my prison.
Hiçbir yere gitmiyorum Raymond o yüzden işini bu sefer daha iyi yapsan iyi edersin ikimizin de iyiliği için. FBI!
I'm not going anywhere, Raymond, so you better make sure you finish the job this time, for both our sakes.
Onu sana teslim etme sözümü yerine getiremediğim için üzgünüm.
I'm sorry I failed to deliver on my promise to you.
Keen'in, Ressler'ın ve FBI'daki diğerlerinin Reddington'un büyümesine ve suç imparatorluğundan kâr sağlamasına yardımcı olduğunu kanıtlamak için bu belgeye ihtiyacım vardı.
I needed that document to prove that Keen, Ressler, and I don't know who else in the FBI enabled Reddington to grow and profit from a criminal empire.
Sözleşmedeki tarih onları yerle bir etmem için somut delilimdi.
The date on that agreement, that was my smoking gun to bring them down.
Bildiklerimi söylemek için böylece ifademin dokunulmazlığa değer olup olmadığına karar verebilirsin.
To tell you what I know so you can judge if my truthful testimony merits immunity.
İşlerimi koruyucular olmadan düzene sokmak için bir güne ihtiyacım var.
I need a day to get my affairs in order without a protective detail.
- Onu bizim için değerli yapan şey budur.
That's what makes him valuable to us.
Biz sadece Reddington yüzünden buradayız. Çünkü Kaplan'ı sana yardım etmeye çalıştığı için vurdu.
We're only here because of reddington, because he shot kaplan for trying to help you.
Ve Red'in bizi buna karşı korumak için yapabileceği hiçbir şey yok.
And there is nothing reddington can do to protect us against that.
Dört yıl önce seni Tom'dan, Berlin'den Cabal'dan korumak için teslim oldum.
Four years ago, I surrendered to protect you from tom, Berlin, the cabal.
Reddington, Prescott'un müşterilerini gizlemek ve paralarını aklamak için kullandığı bir ön şirket olduğunu söyledi.
Only a p.O. Box. Reddington said it's a front company Prescott uses to hide his clients and launder his funds.
Reddington, sanırım Prescott'a ulaşman için bir yol bulduk.
Reddington, I think we found a way for you to get to Prescott.
- Balık için mi?
For fish?
- Hayır, balık için değil.
No, not for fish.
Bayanlar için.
For the ladies.
Zoraki tanıtım için özür dilerim, Bay Prescott. Ancak bazı bilgiler istiyorum.
My apologies for the forced introduction, Mr. Prescott, but I require some information.
Etkili olabilmek için senin gibi insanlar gölgelerde çalışmalıdır.
To be effective, people like you must operate from the shadows.
Bayım, lütfen jüri için adınızı ve mesleğinizi belirtin.
Sir, please state your name and occupation for the grand jury.
Raymond Reddington adlı suçlu bir muhbirle çalışmak için kurulan bir görev gücünde ajansınız, öyle mi?
You're an agent with a task force created to work with a criminal informant named Raymond reddington?
Görev gücünüzün Reddington'a suç işlemek için izin verdiğini ve bunu durdurmak için hiçbir şey yapmadığına dair ifadeler duyduk.
We've heard testimony that your task force has allowed reddington to commit violent crimes and done nothing to stop it.
Tutuklanması için bir emir çıkartın.
Secure a warrant for his arrest.
Bulguları doğrulaması için ona ihtiyacım var.
I'll need him to confirm the findings.
Ona senin hakkındaki gerçeği söylemek için.
To tell him the truth about you.
Nerede olduğunu öğrenmek amacıyla aracının navigasyon sistemi için bir emir çıkarttım.
I got a warrant for your car's navigation system to see where you've been.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]