Ileri traduction Anglais
16,508 traduction parallèle
Makale daha fazla ileri gitmeni engellemek içindi.
That article was to stop you from going ahead.
- Korolar çok ileri gittiler.
The Koros have gone too far.
Çok ileri gittin artık.
But you've gone too far.
Bu çok ileri.
That's too far.
Fazla ileri gittin.
Too much.
Saatler ileri alınmadan önce sonuncusu da kovulmuş olsun.
The last one before the clocks go forward.
Yani ağırlığını öndeki ayağına kaydırıp kolunu ileri sallıyorsun.
So you shift your weight to your front foot as you swing your arm forward.
Üç adım ileri!
Three paces forward!
Sadece onu çok ileri götüreceğinizi düşünüyorum.
I just think you're taking it too far.
Çok ileri gidiyorsun, Noor!
You are too much, Noor.
Daha fazla ileri gitmek yok diye uyarmamış mıydım?
No more beyond this... that's it!
- Haydi ileri!
- Go ahead!
Pekala, haydi ileri!
Well, go ahead!
- Çok ileri gittin bence.
- That was too far, I think.
Çünkü masraflar konusunda ileri sürdüğü bir şey var buna "tapasını çıkarmak" diyor.
Because he claims it on expenses. "Uncorking", he calls it.
Zamanda geriye değil de ileri... giden bilim kurgu gibi bir şey var mı?
Is there such a thing as science fiction that looks back in time instead of ahead?
Bence ileri çalışmalar biz kadınlara göre değil.
Ah, we ladies, the higher studies are not for us, I think!
Dümdüz ileri bak.
Look straight ahead.
Şimdi, ileri bak, ileri bakmaya devam et, işte böyle.
Now, look ahead, keep looking ahead, that's it.
Yumruk sıyırıyor, Jofre hala ayakta, ileri hamle yapıyor.
Grazing shot, Jofre's still walking, stalking forward.
Bir geri bir ileri sallanıyor. Bir geri bir ileri...
So she's back and forth, just very back... and forth.
- Tam yol ileri!
Full steam ahead!
Benim için Romo'nun, Dez Bryant'a ileri pas atması.
For me, that's Romo connecting with Dez Bryant. Oh, stop it!
Bu sefer çok ileri gittin.
You pushed it too far this time.
Bize ileri gitmemiz söylendi.
We were told to push it.
Belki de fazla ileri gitmemek gerek.
Perhaps we shouldn't get ahead of ourselves.
Onunla çok ileri gittiğimi mi?
You saying I went too far with him?
- Bacaklarını açıp kucağına oturdu, seni içine aldı kalçasını bir ileri bir geri hareket ettirdi, bir ileri bir geri- -
- She straddles you, pulls you inside... grinds her hips back and forth, back and forth...
Bu sebeple, daha ileri düzey tedavilerine devam edilirken onunla vakit geçirmek için buraya geldim.
So, I came down here to spend time with her while she undergoes further treatment.
Çok ileri gittin.
You're taking it too far.
Siz salaklar beni ileri geri aynı bir malmışım... gibi çekiştirebileceğinizi mi sandınız?
You idiots think you can pass me back and forth like I'm your property or something?
Ama belki bu ileri bakmadır.
But maybe this is forward.
Hastanede kendine geldikten sonra belirgin ileri dönük amnezi olmaksızın şiddetli geri dönük amnezi belirtileri göstermiştir.
In hospital, after regaining consciousness, he presented with severe retrograde amnesia in the absence of significant anterograde amnesia.
Anlama ve büyüme hızı ileri düzeydeydi.
Advanced comprehension, growth rate.
Morgan çok daha ileri düzeyde.
Morgan is much more advanced.
Öyle bile olsa, James Tyler'in bağnaz şiddet geçmişine rağmen tutukluya bu şekilde saldıracak kadar ileri gidebileceğine dair herhangi bir kanıt ya da istihbarat yoktu.
Even so, even given James Tyler's history of sectarian violence, there was no evidence or intelligence to suggest that... that he would go to such lengths to mount an attack on the prisoner.
O zaman akıl sağlığınızın durumunun anlaşılabilmesi için daha ileri testlerin yapılabileceği güvenli bir kliniğe sevkiniz ayarlanana kadar hastanede kalacaksınız.
Then you will be held on remand in hospital until arrangements can be made to transfer you to a secure psychiatric clinic where more tests can be done to determine the nature of your mental disability.'
Bir müvekkille iyi geçinmediysem, daha da ileri giderim.
I just move on.
Polisin dediğine göre, ileri derecede bozulmanın sebebi...
Then, according to police, further disruptions...
Tatlı beyaz kızların kendilerini kanıtlamak için birazcık ileri gitmeleri gerekiyor.
Pretty white chicks have to go a little bit further to prove themselves.
Bu fazla ileri gitmek olur, değil mi?
That's... that's a step too far, isn't it?
Ve diğerleri. Bu talihsiz hastalar için ileri teknoloji bir araştırma merkeziyiz.
We are a cutting-edge research facility for these unfortunate patients.
Fazla ileri gitmiyor musun?
You think you'll get far?
İleri!
Forward!
İleri, daha hızlı!
Forward on the double!
İleri çocuklar!
Forward, lads! Hurrah!
İleri gelen emeklilik uzmanları, pek çok insanın gelecekteki emeklilik geliri beklentisinin fazla iyimser olduğu görüşünde. Gerçekte milyonlarca insan emekli olduğunda yoksulluk çekecek.
A leading pensions expert has stated that many people's expectations of their retirement incomes were likely to be optimistic and that in reality millions will face retirement poverty.
İleri derecede frengi.
It's advanced syphilis.
İleri gidiş.
It's a way forward.
İleri tarafı kontrol edeyim.
I'll check up ahead.
İleri. Atları içeri götürün.
Onward, bring the horses inside.