Ilerleme traduction Anglais
3,908 traduction parallèle
Ama Kate'i kurtarmak için hiç ilerleme kaydedemedik.
But we're still no closer to saving Kate.
Sonunda bir parça ilerleme kaydediyoruz.
Finally, we're making progress.
Wayne, çok iyi ilerleme gösteriyorsun ve yeni bir çalışma yapalım dedim.
Well, Wayne, you are making so much progress that I thought we'd try a new exercise.
Evet ama hâlâ ilerleme yok.
Yes, but I'm not feeling any better yet.
Soruşturmada hiç ilerleme kaydettiniz mi?
You made any progress in the investigation?
Ben bir resimlerin kimliğinin belirlenmesinde ilerleme var mı diye kontrol edeyim.
I'll check to see if there's been progress identifying the photos.
Bence geçen haftaya göre büyük bir ilerleme var...
I think it's a really good step up from last week's entry,
Red John davasında ilerleme kaydedersem sana bildirmemi istemiştin.
You wanted to know whenever we made progress on the Red John case.
Bu nasıl ilerleme oluyor?
So how is that progress?
Fakat Başkan, dava sonuçlarında ilerleme bekliyor.
But the president needs progress in this case- - results.
İlişkimizde birazcık ilerleme olduğunu söyleyebilirim.
I would say there was a little bit of progress in our relationship.
İnan bana aslen ilerleme kaydediyoruz. Yine de bana eskiden nişanlı olduğunu her bulduğu fırsatta hatırlatmaktan geri kalmıyor.
We're actually making progress, believe it or not, but, still, she never misses a chance to remind me that you've been engaged before.
Bu ülkede yasalar bize engel olmadan ilerleme ve kâr peşinden gidebiliriz. O yasalar şu anda bizim dünyamızı boğuyorlar.
This country where we are allowed to pursue progress and profit without the stranglehold of regulations that are now choking our world.
Bu bir ilerleme.
That's progress.
Ama bu oldukça iyi bir ilerleme.
But it's pretty great.
- Dosyada pek fazla ilerleme kaydedemedik.
We haven't got too far with the file yet.
Bayan Shaw'u bulma konusunda bir ilerleme kaydettiniz mi?
Any progress in finding Ms. Shaw?
Red John davasinda büyük bir ilerleme yasadik.
There's been a breakthrough in the Red John investigation.
Henry her yarım saatte bir ilerleme raporu için mesaj atıyor.
Henry's been texting Andrew every half hour asking for a progress report.
Büyük bir terfi almak üzereyim ama öfke sorunlarımda ilerleme kat ettiğimi görmeden durumumu değerlendirmeyecek.
I'm up for this huge promotion, but he won't consider me until he's sure that I'm making progress with my anger issues.
Uzun zaman önce Cauldron'da polislik yapmaya çalıştılar ama bir ilerleme kaydedemediler.
They tried policing the Cauldron years ago, but made no headway.
Benden daha çok ilerleme kaydettiğiniz kesin.
You're making way more progress than I usually do, that's for sure.
Sanırım ilerleme kaydediyoruz.
( Huffs ) I think we're making progress.
- Erin Byrne cinayetinde ilerleme var mı?
Any progress on the murder of Erin Byrne?
Bu adamın ölümü, ne kadar üzücü olsada, bir ilerleme olarak görülmeli.
This man's death, although unfortunate, must be viewed as progress.
Hoşuma gidecek bir ilerleme var mı?
Any leads I'm going to like?
Drenaja rağmen, bebeğin durumunda herhangi bir ilerleme yok.
Despite the drainage, the baby's condition is not getting any better.
Kurbanın kimliği belirlemede bir ilerleme sağladı.
Made any progress on identifying the victim.
Çok sağlam bir ilerleme kaydediyorsunuz Bay Wren.
You're making very solid progress, Mr. Wren.
Ancak... ilerleme gelişime katlanmayı gerektirir.
However... progress requires suffering to evolve.
Artık, emniyet mandalıyla şarjör çıkarma mandalı arasındaki farkı da öğrenirse, gerçekten ilerleme kaydedeceğiz.
Mostly. Now, if she can just learn the difference between the safety release and the magazine release, we'll be making real progress.
Evet, oldukça ilerleme kaydettik.
Yeah, we're... yeah, we're making progress.
Callen, Roma'da ilerleme kaydettik.
Callen, we got a fix on Rome.
Bölge şefimiz olmak için iki yıllık ilerleme yapmış olmalı.
Being our section chief could be a two-year steppingstone for him.
Olmaz. Fikirlerimi duyarsanız o zaman ilerleme sağlayamam.
Because then you would have my ideas and I might have no advancement.
- İşçiler buradaydı. - Bu bir ilerleme.
- The workers were here.
Hala Margaux ile bir ilerleme kaydetmedin mi?
You're not still going forward with Margaux?
Fakat ilerleme kaydediyorum.
But I'm making progress.
İlerleme veya keşif olabilir.
Could be an advance. Could be a probe.
İlerleme isteğine kıs kıs gülen domuzları iIska geçmek için sık dişini iÇiftlik hayvanı olmaktan duyulan memnuniyet besler bu düzmece gerçekliği
O pigs who laugh at the resolve to walk over corpses to move forward Livestock complacency? False prosperity?
İlerleme kaydediyor.
She's making progress.
İlerleme kaydettik.
We've made progress.
İlerleme yok.
A mere thread.
İlerleme kaydediyorsun.
Except I'm hilarious.
İlerleme, konuşma, müzik vaaz, falan filan ve sonra babanız...
So, moving on, we have uh, the reading, music, the homily, blah, blah, and then your father will...
İlerleme var.
Very progressive.
Ne ilerleme ama.
Wow. What a breakthrough.
İlerleme kaydediyor bence.
I think he's making progress.
- İlerleme kaydediyorum.
I'm making progress.
- İlerleme kaydettik.
We're making progress.
Oldukça ilerleme kaydettik sayılır.
Closer than when we started.
ilerlemeye devam edin 25
ilerleme var mı 16
ilerleyin 224
ilerle 193
ilerliyor 22
ilerliyorum 16
ilerleyelim 21
ilerliyoruz 19
ilerleme var mı 16
ilerleyin 224
ilerle 193
ilerliyor 22
ilerliyorum 16
ilerleyelim 21
ilerliyoruz 19