English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Inanmıyorsun

Inanmıyorsun traduction Anglais

2,306 traduction parallèle
Gerçekten bunlara inanmıyorsun, değil mi?
You really don't believe in it?
Hey, bana inanmıyorsun!
Hey, you don't believe me!
Tatlım buna inanmıyorsun, değil mi?
Honey you don't believe it, do you?
Çünkü görmediğin ve duymadığın şeylere inanmıyorsun.
'cause you don't believe in anything you can't see or hear.
Dur, gerçekten gözleri ve ağzı dikişli bir kızın bütün bu e-posta zincirini başlattığına inanmıyorsun değil mi?
Wait, wait, you don't believe that there really was a girl Who had her eyes and mouth stitched shut And now she's creating chain emails
Bütün durumlarımıza inanmıyorsun.
Your disbelief of everything we stand for.
Çok soğukkanlıydı. - Ama bu demek değil ki illa, - Sen de mi bana inanmıyorsun?
But that doesn't necessarily mean... you don't believe me either?
Ama hiçbirine inanmıyorsun.
But you don't believe a word of it.
Aşk lanetlerine sahiden inanmıyorsun, değil mi?
You don't really believe in love curses, do you?
Anladım ele geçirmeye inanmıyorsun.
I get it. You don't believe in possessions.
- Bana inanmıyorsun.
You don't believe me.
Bu sabahki kadından şüphelendin şimdi de inanmıyorsun.
You didn't with that woman this morning, and you don't now.
Bana neden inanmıyorsun?
How can you not believe me?
Neden benim sorunu çözebilmiş olabileceğime inanmıyorsun?
Why do you find it so hard to believe I could hack that sucker out?
Bana inanmıyorsun.
You don't believe me.
Ama buna pek inanmıyorsun.
But you don't really believe that.
Jane'in seni daha iyi bir polis haline getirdiğine dair söylediklerin buna inanmıyorsun.
You know that thing about Jane making you a better cop you don't believe that.
İyileştirme mucizesine inanmıyorsun.
You don't believe in miracle of healing.
Açık ve samimi bir şekilde inanmıyorsun.
You simply don " t believe.
Söylediğine kendin inanmıyorsun ya?
You don't believe that?
Dur orada, sen zaten Hazreti İsa'ya inanmıyorsun ki,... ya da herhangi bir peygambere çünkü sana göre "dinler aptallar için".
Oh, wait, you don't believe in jesus christ, Or any religion for that matter, Because "religion is for idiots."
Neden tanrıya inanmıyorsun?
Why don't you believe in God?
Benim öngörü şeyime inanmıyorsun sanıyordum.
I thought you didn't believe in my vision thingies.
Çünkü Tanrıya inanmıyorsun.
Because you don't believe in God.
Neden inanmıyorsun? O yaptı.
Why don't you believe it?
Noel'e inanmıyorsun, ama hobilere inanıyorsun.
You don't believe in Santa, but you believe in hobbies.
Anlattıklarına inanmıyorsun, değil mi?
You don't believe her story, do you?
Buna gerçekten inanmıyorsun değil mi?
You don't believe that, do you?
Ve bildiğim kadarıyla sen de inanmıyorsun.
And I got the sense that you don't either.
Buna inanmıyorsun.
You don't really believe that.
Bunu yapmamın bir sebebi olduğuna neden inanmıyorsun?
Why can't you at least trust there's a reason I'm doing this?
Sen sevgiye inanmıyorsun bile.
You don't even believe in it.
O olduğuna inanmıyorsun.
You don't think it's her.
Bana inanmıyorsun, değil mi?
You don't believe me, do you?
Emirlere inanmıyorsun bile.
YOU DON'T EVEN BELIEVE IN ORDERS.
- Ama tesadüflere inanmıyorsun değil mi?
- But you don't believe in coincidences.
Pindaris'i bildiğini sanıyorsun ve onlar sözlerinin eri erkekler, sen hala buna inanmıyorsun.
Though you know that Pindaris.. .. are men of their word, you still do not believe that they..
- Neden bana inanmıyorsun?
- Why can't you just believe me?
Muhtemelen bana inanmıyorsun, ama bu doğru.
I know you probably don't believe me, but it's true.
Hiçbir şeye inanmıyorsun, değil mi?
You don't believe in anything, do you?
Sen de bana inanmıyorsun, değil mi?
You don'believe me neither, right?
Niye inanmıyorsun?
And why don't you?
Tahmin edeyim, hayaletlere inanmıyorsun.
Let me guess, you don't believe in ghosts.
Bir işi becerebileceğime inanmıyorsun, değil mi?
How you have no trust that I can pull things through.
İnanmıyorsun.
- No you don't.
Hayır anlamıyorsun, Eddie Alvarez insanların spor için aşağılanacağına inanmıyor.
No, see, eddie alvarez doesn't believe In humiliating people for sport.
Çünkü ne desem inanmıyorsun.
Again
Bak Vanessa görünen o ki ben de sen de buna inanmıyoruz. Gerçekten bana ne söylemeye çalışıyorsun?
Look, Vanessa, I don't believe that, obviously, and... and neither do you, so what are... what are you trying to tell me here?
- İnanmıyorsun.
- You do not believe.
- İnanmıyorsun bana ha?
- You don't believe me, huh?
Ölümden sonrasına inanmıyorsun, işte bu.
You don't believe in the afterlife, nothin'.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]