Inanmıyorum traduction Anglais
12,674 traduction parallèle
Sana inanmıyorum.
Okay? I don't believe you.
- Buna inanmıyorum.
I don't believe it.
Hayır, bunu yapabileceğine inanmıyorum.
No, I, I don't believe you can do it.
Sana inanmıyorum.
I don't believe you.
Ablanın gelmediğine inanmıyorum.
I just can't believe your sister didn't show up.
Ona inanmıyorum.
I don't believe her.
Buna inanmıyorum.
I don't believe it.
Beni adamı döverek zorla konuşturduğunu izletmek için getirdiğine inanmıyorum.
I find it hard to believe you brought me here just to watch you beat the information out of him.
Tamam, öncelikle sana inanmıyorum.
Okay, first of all, I don't believe that.
- Sana inanmıyorum.
I don't believe you.
- Buna inanmıyorum.
I don't believe so.
Ona bir nebze inanmıyorum.
I don't believe that one bit. Um...
Onun ustası olduğuna inanmıyorum ama çocuk o durum için yardım etti ona.
I don't think he was the master behind it, but I think he helped him out.
Ama o kadına inanmıyorum.
But I just don't believe her.
Hem de hiç inanmıyorum.
I do not believe her at all. I never...
Ve yaptığına inanmıyorum.
And I don't believe he did them.
Bizim için bunu ayarladığına inanmıyorum.
Oh my god, you arranged this for us.
Ama ben Tanrı'ya inanmıyorum.
But I don't believe in God.
Kanıtlayamadığım bir şeye inanmıyorum.
I don't believe in anything I can't prove.
Doğu'nun kadim bilgeliğine inanmıyorum. Ama sana inanıyorum.
I don't believe in the immemorial wisdom of the East, but I do believe in you.
Buna inanmıyorum.
Yeah, I don't believe that.
Hayır, reddediyorum çünkü ben çakra, enerji veya inancın gücü gibi peri masallarına inanmıyorum.
No, I reject it because I do not believe in fairy tales about chakras, or energy, or the power of belief.
Ve hayaletlere inanmıyorum.
And I don't believe in ghosts.
Senin söylediklerine inanmıyorum.
I don't believe a word you're saying.
Ben bu çirkin ördek yavrusunun kuğuya dönüştüğüne inanmıyorum.
I'm not buying this whole transformation from ugly duckling into swan.
Ama şahsen ben bunların hiçbirine inanmıyorum.
No, but personally, I... Me? I don't believe any of this.
Bu çocuğun bu yaşa geldiğine inanmıyorum.
I cannot believe this kid has made it this far.
Nasıl kızgın olduğuma inanmıyorum.
Oh, I can't believe how angry I am.
Beni sevmediğine inanmıyorum.
I don't believe you don't love me anymore.
Bir süt kutusunda geldiğimi söylüyorlar ama ben inanmıyorum.
They say I'm on a milk carton, but I don't believe them.
Ben sadece inanmıyorum Biliyorum
I don't just believe, I know.
Hayır, inanmıyorum.
No, I don't.
Tanrım, buna inanmıyorum.
Jesus, I don't believe this.
Buradan yalnız başına canlı çıkacağına inanmıyorum sadece.
I just don't trust you to make it out of here alone.
İnanmıyorum, bizden biri oldun.
Oh, my God. You are one of us now.
İnanmıyorum.
No way.
- İnanmıyorum sana.
I don't believe you.
- İnanmıyorum.
Oh, my god. Hang on.
İnanmıyorum, mükemmelmiş.
- Oh. Oh, my god. That is amazing.
- İnanmıyorum.
- Oh, my god.
Evet, babasının minibüsü. İnanmıyorum!
Yes, it was his dad's - - Oh, my god!
İnanmıyorum, bir şahane.
Oh, my gosh. It's glorious.
İnanmıyorum, bu gerçekten bir Zz Top Arabası mı?
You didn't... Is that the actual ZZ Top car?
- İnanmıyorum.
- Oh, my. - What?
- İnanmıyorum.
My God.
İnanmıyorum.
No friggin'way.
İnanmıyorum, seni en son...
Oh, my God, I haven't seen you since...
İnanmıyorum.
I don't believe it.
Buna inanmıyorum
I don't fuckin'believe this.
İnanmıyorum, şu Violet mı?
Christ, is that Violet?
İnanmıyorum.
Unbelievable.
inanmıyorsun 30
inanmam 64
inanmayacaksın 31
inanma 22
inanmalısın 26
inanmıyor musun 67
inanması zor 44
inanmıyor musunuz 18
inanması güç 18
inanmam 64
inanmayacaksın 31
inanma 22
inanmalısın 26
inanmıyor musun 67
inanması zor 44
inanmıyor musunuz 18
inanması güç 18