Iyi adamdı traduction Anglais
2,137 traduction parallèle
- Freddy'i bilirim, iyi adamdır.
I know Freddy. He's a good man.
Kardeşim iyi adamdır, değil mi?
He's a good guy, my brother, right?
Şerif Barr iyi adamdır, ama yabancılar arasında kendisini pek rahat hissetmez.
Sheriff Barr's a good man. He don't mind strangers stopping'over every now and again.
Gav, iyi adamdır.
Gav's a good dude- -
İyi bir adamdı.
He was all right.
Prens iyi bir adamdır.
The Prince is a good man.
O iyi bir adamdı. Büyükbabam iyi bir...
- No, he was a good man.
Babam iyi bir adamdı.
My dad was a good man.
Çok iyi bir adamdı ve çok cesurdu.
He was a good man. He was a brave man.
Çok iyi bir adamdı ve yoktan yere öldürüldü.
He was a good, good man and he was murdered for no reason at all.
İyi bir adamdır.
He's a good man.
Baban iyi bir adamdı, bunu biliyorsun.
Your father was a good man, you know that.
İyi bir adamdı.
He was a good man.
Gerek yok ki. İyi bir adamdı.
He wasn't a good guy.
Sen demedin mi, "Kadınlarla en iyi geçinen adam kadınsız adamdır." diye?
Aren't you the guy who said, "The man who best gets along with women " is the man who can get along without them "?
İyi bir adamdır.
He's a good guy.
- Ama o iyi bir adamdır.
- But he's a good bloke.
Kocam iyi, dürüst ve çalışkan bir adamdı.
My husband was a good man, honest and hard-working.
- Umarım iyi bir adamdır.
- I hope he's good.
Drake iyi bir adamdı.
Drake was a good man.
Bir kadına nasıl davranılacağını iyi bilen bir adamdı.
Now, there was a man who knew how to treat a lady.
İyi bir adamdı iyi bir baba.
He was a good man, A good father.
Baban çok iyi bir adamdı.
- A great man, your dad.
O iyi bir adamdı.
He was a good man.
- Evet. Çok iyi bir adamdı.
Yes.
Eminim kocanız iyi ve şerefli bir adamdı.
I'm sure your husband was a fine and decent man.
Baban iyi bir adamdı.
Your father was a good man.
Saldırı, işgal, cinayet, canlı ve ölü kadınlara tecavüz eden iyi bir adamdır.
Oh like home invasion, murdering people for fun, rapping womens before and after there dead it's a nice guy
Korkutucu biri gibi görünebilir ama iyi bir adamdır.
He might look scary but he's a good man.
Trevor iyi bir adamdı kendini dünyayı düzeltmeye adamış biriydi.
Trevor was a good man Who lost his life trying to make the world better.
Gordon Jenkins iyi bir adamdı.
Gordon Jenkins was a good man.
Mark, yani baban iyi bir adamdır.
Your father is a good guy,
Benim kocam... iyi bir adamdı.
My husband is - was a good man.
İyi bir adamdı sadece ikimiz yürütemedik.
This is a good man, only does not work between us.
İyi adamdır.
Good guy.
Cano iyi bir adamdı.
He was a good guy--Cano.
Yaşlı Dan Tucker iyi bir yaşlı adamdı
* Old Dan Tucker was a fine old man *
Bay Hindistan iyi bir adamdı.
Mr. India was a decent guy.
Pekâlâ, sizi iyi insanların da hatırlayacağı üzere ben nefret dolu bir adamdım, ve günahkar birisiydim.
Well, as many of you good people may remember... I was a hateful man, and I was a sinful man...
Kocam çok iyi bir adamdır.
My husband is a good man.
O çok iyi bir adamdır
For he's ajolly good fellow For he's a jolly good fellow
O çok iyi bir adamdır
For he's a jolly good fellow
O iyi bir adamdı. Hem de aksanı vardı.
He's a nice man...
İyi adamdır. Evet, o da bunu söyleyip duruyordu.
Yeah, that's what he kept telling me.
İyi bir adamdı sanırım.
Seems like he was a good man.
Evet, iyi bir adamdı.
Yes, he was a good man.
İyi bir adamdı, aynı sizin kocanız gibi.
He was a good man.
Bay Thompson çok iyi bir adamdır.
Mr. Thompson is a very nice man.
Çok iyi bir adamdı.
He was a lovely man.
Çok iyi bir adamdı.
He was a good man.
Don çok iyi bir adamdı.
Don was a beautiful man.