Içimde traduction Anglais
7,139 traduction parallèle
Sanırım, içimde biraz kıskançIık var.
I think... I think part of me is a little jealous.
Sadece bu yerle ilgili içimde kötü bir his var bilesiniz.
But I'm just saying, something feels off about this place.
Size burasıyla ilgili içimde kötü bir his var demiştim.
I told you this place was bad news.
Ama içimde, bu gece başka bir yerde olmam gerektiğini söyleyen bir ses var.
But, um there's somewhere else I-I feel I need to be tonight.
Tebliğler tutuklamadan sonra 48 saat içimde yapılmalıdır.
Arraignments have to be conducted within 48 hours of arrests, yeah.
Bu benim duygularımı içimde tutmama yardımcı oluyor.
It helps me keep my feelings inside.
Bilemiyorum McGee. Bizimle oyun oynuyorlar gibi bir his var içimde. Noel sabahı uyanıp Whoville'deki bütün ağaçların ve hediyelerin gittiğini fark edecekmişiz gibi.
I just feel like we're getting played here, like we're gonna wake up on Christmas morning, and all the trees and presents in Whoville are gonna be gone.
Artık içimde taşıdığımı da sanmıyorum.
I just don't think I have it in me anymore.
Gerçi o kadar basit değil ama- -... içimde tuttuğum bütün anıları sana aktaracağım.
I will transmit you all the memories that I hold within me.
Bilirsin işte garip bir his var içimde.
You know, I just kind of felt like a quiet voice.
Sanki ben değilmişim de içimde başka birisi varmış gibi.
Like... there's someone else inside there, not me.
" O gıcırtılı kapıdan her gece geçip eve geri geldiğimde içimde sakinleştirdiğin korkuya dair hiçbir fikrin yok.
You have no idea the fear you calm in me every night I come back home through that squeaky back door.
- Bu konuda içimde iyi bir his var.
I got a good feeling about this.
Bu geceyle ilgili içimde güzel bir his var.
I got a good feelin'about tonight.
Geri bakıyorum ve içimdeki siniri, içimde ne kadar korku ve bencilli olduğunu nasıl anlamadığımı merak ediyorum ve sonra, kalbim patyacak gibi hissediyorum.
I look back and wonder why I was never aware of how much anger I had inside me, how much fear and selfishness, and then I felt like my heart was gonna explode.
- Bu konuda içimde iyi bir his var.
- I have a good feeling about this.
Lakin içimde ziyaretini kısa tutacağına dair bir his var. Bu yüzden her şey sırayla.
But I have a feeling your visit will be brief, so first things first.
Beni bir kontrol edin, içimde bir şeyler ters gidiyor.
Can you check what's happening?
Ama seninkini okuduğumda, içimde bir şeyler kırpıştı.
But when I read yours, something moved inside me.
Benim de içimde bir travesti var.
I got an inner drag queen too.
Sen gidince içimde dev bir delik oluştu.
There was a giant hole inside of me created when you left.
Benim içimde de aynı iyi kişi var.
I have the same beauty within me.
Çünkü içimde çok fazla sevgi var ve harcamaya fırsatım olmadı. İyi geceler.
Because I had so much love left in my arsenal, and I never got to spend it.
Benim içimde kötü ve karanlık bir şey olduğu gibi.
Just as I have something dark and wicked inside of me.
Bu akşam yeni Charlie Brown'u göreceğine dair içimde iyi bir his var.
I have a really good feeling that tonight she will see the new Charlie Brown.
Yaratıcılığımızın paraya dönüşmesi gibi içimde umarsız bir his var. Bu şarkıyı yazmada bana ilham veren de bu his. Yeri gelmişken şarkım gece yarısından sonra iTunes'tan indirilebilecek.
And it's that whole helpless feeling that I have about our creative process being monetized... and that's what inspired me to write this song... which is actually available on iTunes tonight at midnight.
İçimde kötü bir his var.
I got a bad feeling about this.
İçimde daha çok şey var.
I only have so many of those in me.
İçimde bir sürü sorun var.
You see, I have a lot of troubles in me.
İçimde biriktirdiğim bazı şeyler var Ne kadar zamandır oradalar bilemiyorum
Well, it's been building up inside of me... for, oh, I don't know how long...
İçimde hissettiğim başka şeyler var.
I got different stuff inside me.
İçimde artık içki içtiğim zamanlardan kalma bir boşluk var.
I mean, there's just this hole in my life where drinking used to be.
İçimde hissedebiliyordum.
- Inside me.
İçimde bir ses bana bu operasyonun beyni olmadığını söylüyor.
Something tells me you're not the brains of this operation.
İçimde iyi bir his var Stan.
I got a good feeling, Stan.
İçimde bir his, insanların birkaç yıl içinde ekonomi battığında hep yaptıkları şeyi yapacağını söylüyor.
I have a feeling that in a few years people are gonna be doing what they always do when the economy tanks.
İçimde bozulacak başka bir şey kalmadı.
Ain't nothin'left to break.
İçimde kaçmaya çalıştığım bir ses var.
There is a voice in me I try to chase away. It says...
İçimde dönmeye başladı, bırak, serbest bırak
That's turning inside me! Just let it wind down.
İçimde ne olduğunu görmek istiyorsan iyi bir özür olmalı.
It better be good if you want to see what's underneath.
İçimde iyi bir his var.
I got a feeling about this one.
İçimde bir his var...
I've had this feeling lately, I...
İçimde sürekli yaşayan bu korkuyu öldürmen gerek.
I need you to kill the fear that lives inside of me every day.
İçimde kötü bir his var.
I have a bad feeling about this.
İçimde kapana kısılmış bir çığlık gibi.
It's like a scream trapped inside me.
İçimde gerçek bir organ gibi yer eden, sinsi bir kötülük var.
I have a meanness inside me. Real as an organ.
İçimde mesken tuttun.
"Keep dwelling in me."
İçimde yaşamaya devam et.
"Keep dwelling in me."
İçimde iyi bir insan gören tek kişi annendi.
The only one that ever saw any good in me was your mother.
- İçimde çok kötü bir his var.
I got a bad feeling about this.
İçimde operasyona geçeceğimize dair bir his var.
I got a feeling we're going operational.