Içmek istemiyorum traduction Anglais
189 traduction parallèle
Barda bir tane daha içmek istemiyorum. Haydi gidelim.
Couldn't think of another one in that pub.
Daha fazla içmek istemiyorum.
I don't want any tea.
Tek başıma içmek istemiyorum.
I don't want to be the only one with a glass.
Çay içmek istemiyorum, teşekkürler.
I don't care for any tea, thank you.
Seninle içmek istemiyorum.
I don't want to drink with you.
Daha fazla içmek istemiyorum.
I don't want another drink.
Günün ortasında içki içmek istemiyorum.
I don't want a drink in the middle of the day.
- Anne, o büyük hapları içmek istemiyorum.
- Ma, I hate those awful big pills.
Bir şey içmek istemiyorum.
I don't want anything to drink.
Bugün içmek istemiyorum.
Don't feel like drinking today.
Daha fazla içmek istemiyorum.
I don't want to drink anymore.
- Hayır, içmek istemiyorum.
- No, I don't want to drink.
Hayır, içmek istemiyorum.
Oh... No, I don't really like to.
- Albay bize içmek istemiyorum.
- The Colonel don't want us to drink.
Şarap içmek istemiyorum artık.
I d-don't want any wine.
- Süt içmek istemiyorum.
- I don't wanna drink my milk.
Bana bir kase uzatıyorsun, ama ben içindekini içmek istemiyorum.
You're offering me a cup, but I don't want to drink what's in it.
- Ama içmek istemiyorum.
- But I don't want the drink.
Bu arada, ben de yiyip içmek istemiyorum.
In time, eventually, I don't wanna eat or drink anything.
Bak ne diyeceğim, burada olduğumuza göre, bana peynirli makarna, ve şu ufaklardan şarap söyle fazla içmek istemiyorum çünkü.
SINCE WE'RE STAYING IN, ORDER ME THE MACARONI AND CHEESE, AND GET ONE OF THOSE LITTLE BOTTLES OF WINE
Hayır, hiçbir şey içmek istemiyorum.
No, I don't want anything to drink.
Hayır, teşekkürler, hiçbir şey içmek istemiyorum.
No, thanks, I don't want anything to drink.
Burada oturup içmek istemiyorum.
I do not want to be here drinking.
Kahve içmek istemiyorum.
I don't want coffee.
Şu an içmek istemiyorum, tamam mı?
I just don't wanna drink right now, okay?
Evet ama ben İsa'nın kanını içmek istemiyorum.
Yeah, but I don't want to drink Christ's blood.
Hayır, sana söyledim, artık içmek istemiyorum.
No, I told you I don't wanna do that anymore.
Ben hatta bir damla su bile içmek istemiyorum.
I won't drink a drop of water even.
- Babam gelene kadar süt içmek istemiyorum.
- But why? - I won't have it till Papa returns.
Ondan daha fazla içmek istemiyorum.
I don't want to drink any of it.
Hayır, çay içmek istemiyorum.
Now have a cup of tea.
Hayır, içmek istemiyorum.
No, I don't drink.
"Seninle kahve falan içmek istemiyorum, sen arılarla kaplanmışsın."
"I don't want a cup of coffee from you, you're covered in bees."
İçmek istemiyorum.
I didn't want a drink.
- İçmek istemiyorum.
- I don't want it.
İçmek istemiyorum.
I don't want to drink.
İçmek istemiyorum.
- Bah! Take it away!
İçmek istemiyorum.
I really don't want to.
İçmek istemiyorum.
- I don't smoke.
İçmek istemiyorum.
I don't want anymore.
Hayır, İçmek istemiyorum.
No, I don't want to drink.
Biraz su istiyorum ama o pisliği içmek de istemiyorum.
I'd sure want some water, but I don't wanna drink none of that shit now.
- İçmek istemiyorum.
- I don't want a drink.
Bu konuda seninle tartışmak istemiyorum ve bir fincan çay içmek istiyorum.
I DON'T WANT TO DISCUSS IT. I WANT A CUP OF TEA.
İçmek istemiyorum, çok kederliyim.
I don't want to drink, I'm too depressed.
- İçmek istemiyorum.
- I don't need a drink,
Bak, onu içmek istemiyorum.
I don't want anyone to know about this.
- İçmek istemiyorum.
- l don't feel like it.
- Hayır mı? - Hayır. Güzel bir kahve içmek istediğim her seferde Joey'ye ihtiyaç duymak istemiyorum.
I don't want to have to have Joey with me every time I want decent coffee.
Ayrıca adında "k" geçen bir cappuccino içmek de istemiyorum.
And I don't want to drink cappuccino with a K.
İçmek istemiyorum.
I don't want a drink.