Kalın traduction Anglais
39,334 traduction parallèle
Benimle evde kalın.
Stay with me in my house.
Onun saçma masalını destekleyecek çapati * kalıntıları bulabilirsiniz.
You might find the remnants of a chapati to support her absurd fiction.
Parlemento Binasının kalıntılarında hem hayatta kalanlar hem de Amerika'nın merakla beklediği soruların cevapları aranıyor.
... remains of the Capitol, searching for both survivors and answers to the questions all Americans are asking...
Evet, güvenle kalın.
Yeah, stay safe.
FBI'ın Patlayıcı Madde Merkezi'nin ilk analizlerine göre Parlemento enkazında bulunan kalıntılar... Al-Sakar'ın geçmişte yaptığı bombalı eylemlerle uyuşuyor.
Preliminary analysis from the FBI's Explosive Device Center tells us that residue found on the Capitol debris is consistent with bombs used by Al-Sakar in the past.
TEDAC ön analizinde enkazda bulunan patlayıcı madde kalıntılarının Cyclonite denilen, ayrıca RDX olarak da bilinen bir madde olduğu tespit edildi.
Prelim analysis from TEDAC indicates that the explosive residue found on the debris is called cyclonite, also known as RDX.
Bataklıktaki kalıntıların kimliğini tespit ettik.
We've ID'd the remains from the marsh.
Kaçırıldıktan 20 yıl sonra annenin kalıntıları yeni bulundu ve bu korkunç. Ayrıca o beni de büyüttü sayılır. Bunların hiçbirini tek başına yüklenmek zorunda değilsin.
Your mother's remains were just found 20 years after she was abducted, and that's awful, and that woman practically raised me too, and you shouldn't have to bear any of this alone.
- Orada kalın.
Hey, what's going on here? - OFFICER :
Gizli kalın.
Stay low.
Orada kalın!
Who are you people?
- Şeytani bir "Pac-Man" oyunu gibi. - Stone, Cassandra'yla burada kalın.
Stone, you and Cassandra stay here, monitor their movements.
Hoşça kalın.
Bye.
Sanırım kadın kurbanın kalıntılarını teşhis etmişsiniz.
I understand you've identified the remains of the female victim.
Anlaşıldı, beklemede kalın.
Copy that, standby.
Kalın orada!
Freeze right there!
Birlikte kalın.
Okay, stay together.
Siz ikiniz burada kalın.
You two stay here.
Ben aksini söyleyinceye kadar burada kalın.
Stay here until I give the order.
Unutmayın, sebzelerinizi yıkayarak, suda bekleterek böcek ilacı kalıntılarını temizleyebilirsiniz.
you can wash- - You can soak your vegetables and use a wash to get pesticide residue off.
Lütfen Başkan Vekili için hatta kalın.
Please hold for the acting Chancellor.
Ben takacağım siz geride kalın.
Here, I'll hook it up, you guys stay back.
Siz ikiniz burada kalın.
You both stay here.
Ne, makyajım çok mu kalın olmuş?
What, is my makeup too thick?
Olduğunuz yerde kalın.
Sit tight.
Yeşil üç, yeşil dört, nakliye gemisinin yanında kalın.
Green Three, Green Four, stay with the transport.
Kalın kalkanlı ve döner başlıklı silahlı.
Heavy shields and turret guns.
Eğer bunun nedeni Peterson güvenlik ihlaliyse, dosyasının kalıcı olarak kapatıldığını garanti ederim.
If this is because of the Peterson security breach, I guarantee his file has been permanently closed.
Sonuç olarak, Pireneler'in güneyinde kalan tarıma elverişli arazi yüksek düzeyde erozyona maruz kalıyor, bu da o bölgeyi birinci sınıf yüksek kazançlı kurumsal edinim ve ürün yetiştirme için daha az istenen bir yer haline getiriyor.
After all, the arable land south of the Pyrenees is showing high levels of soil erosion, making it a less desirable site for class one high-yield corporate acquisition and cultivation.
Harcamak zorunda kalırsan Hayatınız birisiyle En azından görmelisin Her sabah yakışıklı bir yüz.
And if you have to spend your life with somebody you should at least see a handsome face every morning.
Bu şarkı bir hafta boyunca kafamın içinde takıIı kalır.
Oh, this song is gonna be stuck in my head for weeks.
Şimdi de bize Ralph'ın uyumasını beklemek kalıyor.
Now we just have to wait for him to go to sleep.
Bana kalırsa Karnowsky öç almak istemiş şimdi de paçayı yırtan tüm suçluların peşine düşüyor.
Now my hunch is Karnowsky got a taste for revenge and now he wants to make everybody he thinks got away with murder pay for it.
Pazar geç saatlere kadar kalır mısın, jazzın hakkı verilir ve loverboy çalar, başka nerede böyle eğlenebilirsin, değil mi?
You stay late on Sundays, people kill the Coltrane and play Loverboy, and where else can you get that, right?
Tamam, burada kalın.
Okay, stay here. You guys will be safe.
Wharton'un doğusunda kalıyor ama. Siz onun Wharton şarkısını duymadınız.
Well, it is east of Wharton.
Burada kalıp kalmayacağını biliyorum.
I do know staying here won't.
Bana kalırsa, geç bile kaldın.
As far as I'm concerned, you can't go fast enough.
- Arabanın içinde kal!
- Stay in the car!
Aşağıda kalın.
Stay down.
- Olduğunuz yerde kalın!
_
Telefona yakın kal.
Stay close to the phone.
Gerçekten bu heriflerin bomba alanlarında kalıp tweet mi attıklarını düşünüyorsunuz?
You really think these guys stuck around the bomb sites to tweet?
Ve bana kalsaydı, siz anında sınır dışı edilir ve Bayan Quinn de adli tahkikata maruz kalırdı.
And if it were up to me, you would be deported immediately and Ms. Quinn would face prosecution.
Kalıp bebeğin gazını çıkarmada sana yardım etmek isterdim fakat Pamuk Prenses'in son nefesinden önce yapmam gereken tonlarca şey var.
Well, I'd love to stay and burp the baby with you, but... I've simply got tons to do before Snow's last breath.
Sen kazandın, ben kaybettim. Kal burada.
Stay here.
Sen koltukta kalırsın.
You can take the couch.
Gelin, şok edici keşiflerle dolu bu yolculuğa birlikte çıkalım. Sıkı durun çünkü birazdan öğrenecekleriniz tabağınızdaki yiyeceğe bakışınızı sonsuza kadar değiştirebilir.
So join me on this journey of shocking discoveries because what you're about to learn might forever change the way you look at the food on your plate.
Arabanın yanında kal.
♪ what a tale your thoughts could tell ♪ Stay with the car.
"A sınıfı- - insanlarda ya da hayvanlarda kalıcı hasar verebilme, hayati tehlike yaratabilme ya da öldürebilme yetisine sahip olan hastalıklar."
"Class A- - substances capable of causing permanent disability, life-threatening or fatal disease in humans or animals."
Alarmda kalın.
Stay alert.