Kalın kafalı traduction Anglais
743 traduction parallèle
Mektubunu alınca, kalbindeki ümitsizliği anlayamayacağımı, o kadar kalın kafalı olduğumu mu düşündün gerçekten?
When I received your letter, did you really think me so dense that I wouldn't sense the despair in your heart?
Biraz kalın kafalıyım, bu bana miras kaldı.
I am a little headstrong. I come by it honestly.
Babam kalın kafalıydı.
My father was a Headstrong.
Kalın kafalılar ile kalın kollular sıkı arkadaştılar.
The Headstrongs married the Armstrongs and darkies were born.
Bunu açık açık yapmak lazım Buradaki insanlar kalın kafalıdır.
Don't you think this is a little obvious?
Siz beyler ne yapacaksınız? Kalın kafalı kırmızı urbaları tepeleyeceğiz.
We are going to stand the red coats on their thick heads.
Demek o kalın kafalı Bay Wilkes'i hâlâ aklından çıkaramadın.
So you haven't gotten the wooden-headed Mr. Wilkes out of your mind.
Kalın kafalılar!
Thick-headed lout!
O hala kalın kafalı John amca. Hükümetini dolandırıcıların yönetmesine izin veren bir ahmak.
He's still Uncle John and a well meaning fathead who's letting a pack of high pressure crooks run his administration.
Bir kere olsun kalın kafalı bir İrlandalı olma.
Don't be such a hardheaded Irishman for once.
18 yaşındayken, babamın kalın kafalı olduğunu düşünürdüm.
When I was 18, I thought my father was pretty dumb.
- Filikayı bu kalın kafalı mı yürütecek?
- That clunk run this boat?
Acı dolu kalın kafalı birisiydim.
I was a fat-headed guy full of pain.
Aksine onlar küçükken oldukça salak ve kalın kafalı olurlarmış.
But rather stupid and dull when they were little
Sen ne bilirsin ki kalın kafalı?
What do you know, dumbhead?
Kalın kafalılık ediyorsun.
You're being very closed-minded.
Seni kalın kafalı salak.
You thickheaded swab!
Kalın kafalının ne zamandan beri bir...
Since when has that gorilla-head got...
Bir budalaymışım. Kalın kafalı bir aptal.
I've been an idiot, a stupid fool.
Benim kalın kafalılığım yüzünden.
It was my denseness.
Onu iki kere uyardım ama kalın kafalı.
I've warned him twice, but he's pig-headed.
Unutma, Almanlar kalın kafalı olabilir ama aptal değiller.
Remember, just because the Krauts are dumb, it doesn't mean they're stupid.
Otel odalarında yalnız yaşayıp, pazarları konserlere gidecek ve bazı kalın kafalı iş adamları hesabına çalışacaksın.
You'd live alone in a hotel room, go to concerts on Sunday... and work for some dull-witted business executive.
Dinle kalın kafalı.
- Listen, you dumbhead... - Shh.
Kuzen, sen eskiden bu kadar kalın kafalı değildin.
Cousin, thou was not wont to be so dull.
Sütunlarını Pop Henderson'a boşuna ayırdığın için kalın kafalısın.
Well, you must be thick to waste your columns on Pop Henderson.
O sadece Lincoln'e sığır götüren kalın kafalı küçük bir çiftlik sahibi.
He's the only small rancher hardheaded enough to push a herd into Lincoln.
Seni kalın kafalı salak!
You knucklehead fool!
Kadın hayatta işte, kalın kafalı. İstersen şişmanlatırsın.
But she's alive, you dope, you can fatten her up again.
- Hiç te değil kalın kafalı!
Not at all, you numbskull!
Yüksek hayaller ve alçak topuklu kalın kafalı bir sosyal işci değil yani?
Not the dull social worker with the high dreams and low heels.
İnsanların değişmeyeceğini düşünmek kalın kafalılıktır.
How dull the world would be if people never changed.
Çekmemesi kalın kafalılık olur.
You're obtuse, no feel.
Oh, O sıkıcı bir kalın kafalı.
Oh, she's slowing down.
Gördüğüm en kalın kafalı çocuklardan biriydin.
But you were one of the dumbest children I ever met.
Sıradan, kalın kafalı, hayal gücü olmayan bir herif. Öyle biri ki, kadının çocukları yanlış yerlere bıraktığını öğrenince hoşgörüyle sırıtsın.
A simple, dull, unimaginative man who will smile tolerantly when he learns she's misplaced the children.
Basit, kalın kafalı, hayal gücü olmayan koca dediğinde kendisini kastetti.
When he talks about a simple, dull, unimaginative husband, he means himself.
Niye ki, seni kalın kafalı, kuşbeyinli yarım akıllı çaylak.
Why, you thick-skulled, harebrained, half-witted greenhorn.
Neden frene bastın, kalın kafalı?
Knucklehead, why d'you hit the brakes?
Kalın kafalı olmak niyetinde değilim ama sayfa değiştiyse ne fark eder ki?
I don't mean to be dense, but what does it matter if a page gets changed.
" Nasıl da kalın kafalı bir aptal
" What an addle-pated fool
- O zaman, onu anlamayamayacak kadar kalın kafalıyım?
- Then I'm too dumb to understand him?
Kalın kafalı askerin tekisin.
You're a real thick-nut soldier.
Kısa zamanda kalın kafalı gronlar yemeklerini unutup, birbirlerini öldürmeye daldılar.
Soon the dull-witted groans forgot all about their dinner, and were busily trying to kill one another.
Kalın kafalı görünmek istemem ama açıklar mısın lütfen?
I'm sorry if we appear a little dense - perhaps you could explain.
Çok dürüst ve aşırı derecede kalın kafalıdır.
He's impeccably honest and extremely dull.
Doğru hatırlıyorsam, sen kalın kafalıydın.
If I remember right, you have a tough skull.
Doğru, Ben biraz kalın kafalıyımdır.
You remember right, I have a tough skull.
Kalın kafalı olmasınlar, başka bir şey istemiyorum.
Let's hope that they are not hard-headed
Amma kalın kafalısın!
You've got a thick skull!
- Kalın kafalı.
- The bonehead.