Koştum traduction Anglais
1,395 traduction parallèle
Oh, Frank'a doğru koştum.Garip -
Oh, I ran into Frank.
Yemekhaneye pijamalarım tavşancıklı terliklerimle koştum ve tabi Marty ile karşılaştım.
I ran down to the dining hall in my pajamas and bunny slippers... and I ran into Marty. - Naked guy.
Sadece koştum Donna.
And I just ran, Donna.
Oraya koştum.
I ran over there.
Hayır, Billy'i görebilmek için hastane'ye koştum.
No, I came right to the hospital to see about Billy.
Demek geldin. Buraya kadar tüm yolu koştum!
I'll put you through the mill starting tomorrow.
Seni uyarmak için koştum.
I raced back to warn you.
Sonra hemen arkaya koştum ve defans oyuncusunun yanına gittim. Ve o...
That's when I knew was gonna do an up-and-under pattern behind the linebacker :
Eve koştum. Dumanlar gözümü korkutmuştu ve geç olmadan dua etmeye başladım.
I rushed into the house blinded by all those flames praying I wasn't too late.
Koştum, kaydım, düştüm. Sürünerek kapıya gittim.
I ran, I slipped, I fell, I crawled out of the front door.
Onu kurtarmak için babamın gömülü olduğu yığına doğru koştum.
I ran to the burial mound of my father to free her.
Hubie'nin yatak odasına yürümedim, koştum ve hatıramı kaptığım gibi kaçtım.
I didn't walk. I ran to Hubie's bedroom and grabbed my souvenir.
Ben her yerde çılgın, Avrupa usulü seks peşinde koştum...
I've been all over the place, looking for crazy European sex, and he's the one who ends up...
Bugün derste ayakkabılarını çıkardığında, hava almak için pencereye koştum.
When you took your shoes off in class today. I had to run to the window for air.
Koştum ve senin sopanı, hokey sopanı aldım ve onu parça parça ettim.
So I ran and I got your stick, your hockey stick and I just smashed it.
Daha sonra onlara doğru koştum.
And then I ran towards them.
Bir bıçak kaptım ve üstüne doğru koştum.
And I grabbed a knife and I ran towards him.
Spyros'a, "birşey unuttum" dedi... ve koşarak dışarı çıktı... arkasından koştum.
She said to Spyros : "I've forgotten something"... And she ran out...
- Hayır, koştum!
- No, ran.
Üç maraton koştum.
I ran three marathons.
Peşinden koştum, ama orada dönüp durdum sanırım.
I went after him, but... he must have gotten turned around in there or something.
Sen koş dedin, ben de koştum.
You said run, so I ran.
Koşabildiğim kadar hızlı koştum.
I ran as fast as I could.
Onu itmek için koştum ellerini yakaladım, sonra sonrası yok! Hatırlamıyorum.
I grabbed her hands, and then... that's all I remember...
Deli gibi koştum ve sonunda tam kurtuldum diyordum ki arkamı döndüğümde...
I run like hell... and I finally get to where I think I'm safe When I turn around...
Ayakkabı mağazasından bir çift ayakkabı çalan sendin. Ve ben hırsızın peşinden koştum.
You were robbed at a shoe repair shop, and I ran after the thief
yola doğru koştum.
I run out to the road.
Senin için yılarca antrenman yaptım gıkım bile çıkmadı yıllarca engeli koştum sırf dünya tanısın diye o zamanla en sevdiğindim. - Seni hiçbir şey için zorlamadım!
As long as I trained my lungs out and jumped the hurdles for our global recognition,
Kapıya koştum.
I ran into door.
Bütün yolu koştum.
I ran all the way to here
Hemen telefona koştum.
I quickly picked up the phone.
Onu kurtarmak için babamın mezarına koştum.
I ran to the burial mound of my father to free her.
Tekrar arabama koştum ve oradan ayrıldım.
- No, I ran back to my car and got out of there.
O yüzden, geri vermek için kadına doğru koşmaya başladım... ve birden kaçmaya başladı, ben de bağıra bağıra peşinden koştum...
So, I started to run back to return it... and she just took off, and I started chasing, yelling...
Sekiz yıl boyunca ben koştum.
I ran it eight years in a row.
Ben de lobiye koştum.
And so, I come running to the lobby.
Lobiye koştum ve Michel'i kovalıyorlardı, kadın da polis çağırmak üzereydi. Odaları için para almadım. Beleş bornoz verdim ki bağırıp kessinler ve polis...
So I run to the lobby, and Michel is being chased... and the wife is calling the cops... and I comped their room and gave them free bathrobes... to stop the yelling and the calling.
Oradan çıktılar, oraya gittiler. Ben orada atladım, buraya koştum. Orada kelepçelendim ve oradan götürüldüm.
I jumped out there, ran up here... was handcuffed there, was driven off there...
Kamyonetin yanına koştum. Konuşmaya başladık.
I ran over to the truck, we met, and we started talking.
Pencereye koştum ve o anda babanın uzaklaştığını gördüm.
I ran to the window just in time to see your father driving away.
19 yıl dolandırıcıların peşinde koştum.
I was in the Fraud Squad for 19 years.
Dün on mil koştum.
I ran ten miles yesterday.
- Evet, zamanda geri koştum 100 yıI sonra hâlâ aşık olduğumuzu söylemek için.
- Yeah. I ran all the way back in time to tell you that we're still in love100 years from now.
Usta, kendi eğitimim için kılıç peşinde koştum.
Sensei, I sought after the sword in order to discipline myself.
Sarayı ardımda bırakıp koştum...
I left the palace. I ran and ran...
Abartma, ben sadece biraz koştum.
I barely ran.
Ortallıkta koştum. Başım ağrıyordu.
I'm all over the place, got headaches...
Bay Antrenör, 10 tur koştum.
Mr. Coach, I've run 10 laps.
T * şaklarım patlayana kadar koştum.
I ran my balls off.
Ben, en azından bir amaç için koştum.
At least I ran for a goal.
- Yastığımı etkisiz hâle getirdikten sonra merdivenlerden yukarı koştum,..
- After neutralizing my pillow,