Leni traduction Anglais
153 traduction parallèle
Yönetmen : Leni Riefenstahl
Directed by Leni Riefenstahl
Büyük adam olacağı belliydi.
I know he had quite a reputation in junior high. Leni?
- Kim geldi Leni?
No Albert, it's me, it's Max, Albert.
Hastayım.
Leni I told you I'm too ill for visitors.
Leni iyi bir kızdır.
Who, Leni?
Endişelenme.
Leni is a good girl. Very good girl indeed.
Bana çok iyi bakıyor.
Leni takes excellent care of me.
Leni'nin yanında konuşabilirsiniz. Ağzı çok sıkıdır.
We can discuss anything... in front of Leni, she's very, very...
Josef K. Bizi yalnız bırak Leni.
Josef K. Leave us, Leni.
- Leni!
- Leni! - Josef!
- Josef!
Leni!
Leni!
Leni!
- Leni ile kırıştırıyor muydun?
- What have you been doing, making love to Leni?
O nereye saklandı?
Where is she now? Come on, where's Leni? Where's she hiding?
Saklanmıyor bayım.
Leni, I don't think she's hiding, sir. She must be in the kitchen.
- Leni...
Leni...
Avukat onu neden görüyor biliyor musun?
You know why the advocate has agreed to see him, Leni?
İstese gider, ama gece burda kalmak onun hoşuna gidiyor.
- Leni... - Maybe not the waiting. But you do enjoy spending the night, now don't you?
Bırak gelsin Leni. Sana asılıyor değil mi?
Leave him alone, Leni.
Leni!
Get Bloch in here, Leni.
- Leni hoşçakal. - Dönecek misin?
Goodbye Leni and thanks.
Müvekkillerine yaptığını gördüm.
No Leni, I've seen what it is to be one of his clients.
Leni.
Leni!
- Leni'niz bayan.
- Your Leni, ma'am.
O halde onu Leni diye çağırmamalısınız.
You shouldn't have called him Leni, then.
Bu akşam bonfıleni yemedin mi?
I mean, didn't you get your steak dinner?
Selam sana, Leni!
Hello there, Leni!
Leni
Leni...
Leni kendisine çok yakışan, saten geceliğini giyiyor.
Leni changes into a satin evening gown that makes her look heavenly.
Leni...
Leni...
Aşkın ülkesi yoktur, Leni.
Love has no country, Leni.
Leni, ben direnişçiler için çalışıyorum.
Leni, dear... I'm working for the resist- -
Leni, belki Michelle'e yardım etme şansını gördüğünden, belki de bu işgalci düşman askerinin içindeki adamı merak ettiğinden, akşam onunla buluşmaya karar veriyor.
Maybe because Leni sees a chance to help Michelle, or maybe because Leni wants to know what kind of man is hidden inside this enemy invader, she decides... to join him for the evening.
Leni çaresizce, peşinden geldiklerinden korkarak, karanlık ve boş sokakta koşuyor.
Leni, desperate, runs along this dark, empty street, but, furious, Clubfoot hobbies after her.
Leni, Werner'e aşık olmak istemiyordu, fakat elinden bir şey gelmezdi.
Leni didn't want to fall in love with Werner, but what could she do?
En yakın arkadaşım öldürüldü.
Leni says... My best friend has been killed.
Leni, Werner'in kollarında, kendini çok güvende hissediyor.
Leni feels so safe, so secure in Werner's arms.
Yumru ayak, Leni'ye, sevgilisinin, hergün vatandaşlarının ölüm emrini verdiğini söylüyor.
The clubfoot told Leni that her sweet lover was ordering the execution of her countrymen every day.
Fakat Leni buna inanmak istemiyor.
But she refused to believe it.
Leni'nin kalbi öyle hızlı atıyor ki, muhteşem göğüsleri, gümüş tabaktaki mezeler gibi, neredeyse elbisesinden dışarı fırlayacak.
Leni's heart was beating so fast, that her swelling breasts leapt out of her low-cut gown, like luscious hors d'oeuvres on a silver platter.
Leni aniden şarap kadehini fırlatıyor ve...
Leni's cold distance... she, suddenly, impulsively... hurls her wine glass across the room and says...
Leni derinden etkileniyor, ve olayları Werner'in gözünden görmeye başlıyor.
Leni is deeply moved and begins to see things through Werner's eyes.
Leni anlıyor ki, Werner'in misyonu, insanlığı adaletsizlikten ve kölelikten kurtarmak.
Leni understood Werner's mission - - to liberate humanity from injustice and domination.
Leni, kalbindeki ıstırabın, tekrar, eski hayranlığa dönüştüğünü hissediyor, fakat bu kez derin bir aşkla beraber yeniden doğuyor.
Leni feels the anguish in her heart being transformed back to her previous admiration, but this time... with the depth of a love... reborn.
Leni!
Leni.
- Öyle değil mi Leni?
- Don't you, darling? - Yes.
Leni burda yok.
Leni, darling...
Henüz umut var.
Oh yes, Leni.
Övüp durma şunu.
You're praising him too much, Leni.
Leni.
Leni.
Werner, Leni'nin soğuk tavırlarını farketmeye başlarken...
As Werner begins to notice