Lâzim traduction Anglais
22 traduction parallèle
Birinin annem ve babamla kalmasi lâzim.
Somebody ought to stay with Ma and Pa.
Bundan 200 tane daha ve cephane lâzim.
I'll need 200 more, and ammunition.
Adamlari takdir etmek lâzim.
I can appreciate that.
Geldikleri yöne bakarsak arkanda bir ºey birakmiº olman lâzim.
I mean, by the way they're riding, you left out something.
Onlari görmem lâzim.
I'd like to see them.
- Orada, Amerikalilar'in olduguna dair kanit lâzim.
- It needs proof that Americans are there.
Profesör'ü ziyaret etmemiz lâzim.
The Professor's story has to be checked out.
Bize lâzim olan ikiliyi aldik nasilsa.
We have the two we really wanted.
Neler oldugunu çözmem lâzim!
I've got to figure this out!
Oraya bir bomba koymamiz lâzim, tam zirhin içine.
We have to get a thermite grenade right next to it. Inside the armor.
Beast, acilen buraya gelmen lâzim.
Beast, you are needed, immediately.
Ve de acilen lâzim.
And we shall need it soon.
Ama ne oldugundan emin olmamiz lâzim.
But we want to make sure we know what It Is.
California'dan hemen ayrilmasi lâzim.
He's got to get out of California now.
SU KADAR BUYUK BIR SPOR CANTAYI DOLDURACAK KADAR LÂZIM.
We need enough to fill a duffle bag about yea big.
VE ACIL LÂZIM.
And make it fast.
BANA MAKAS LÂZIM!
I need some scissors!
OLU KAFA HALIMI KESMEM LÂZIM!
I need to cut off my dead skull carpet!
Bir sey almam lâzim.
Got to get him something.
Ama bitirmem gereken bir görevim var ve o gözlükler bana lâzim.
I have a mission to finish. And I need those glasses.
Zaman lâzim.
It takes time.
Kanuni yardima ihtiyaci yok. Ona bir psikiyatrist lâzim.
She doesn't need legal aid, she needs a psychiatrist.