Maxime traduction Anglais
192 traduction parallèle
Fransız Tiyatrosu'ndan Bay Desjardins Maria Lazare rolünde.
Maxime Desjardins of the Comédie Française as Maria Lazare
Yerel gazetenin dördüncü sayfasında St. Maxime'de restoran sahibi olan Bay Personaz'ın kapı görevlisi ilanını görmüştüm.
On the 4th page of the local paper... Mr. Personaz, restaurant owner in St Maxime... had an opening for a doorman.
St. Maxime'ye geri dönelim.
Let's go back to St Maxime.
Bir sonraki nisan St. Maxime'yi terk edip bellboy olarak çalışmak için o zamanlar gittikçe popülerleşen St. Raphael Grand Hotel'e geçmiştim.
I left St Maxime the following April... to be a bellboy at the St Raphael Grand Hotel... which was flourishing at the time.
Neden suratın asık, canım?
Sulking, Maxime dear?
Ya sen, Maxime?
How about you, Maxime?
Maxime öfkeli ama yardım edemem.
Maxime is furious, but I cannot help that.
Maxime in lobo sinistro pulmones.
Maxime in lobo sinistro pulmones.
Paris, Chez Maxime, cocotte...
Paris, Chez Maxime, cocotte...
Maxime o bir darbe peşinde.
He's plotting a coup
Maxime Maxime sen insanların... romanlardaki gibi davranmalarını istiyorsun.
You want men to act like the heroes in novels
Maxime Komiteler umurumda değil. Ben sana hayranım.
To hell with the Committees l admire you
Tamamen sarhoş olmuşsun. lsrar ediyorsan Maxime.
You're drunk lf you insist...
Maxime başı gerçekten dertte mi?
Maxime, is he really in danger?
Maxime. Hatırla...
Remember, Maxime...
Maxime lütfen yemeden çıkma.
Please, eat before you go
- Yapma Maxime! - İnanın listede o da vardı. O adam orada değildi!
- Come now, Maxime - l swear he wasn't on the list I say he wasn't there
Maxime. Bitti artık! Zaferimiz büyük!
It's over, Maxime, our victory is total, and the people let it happen
Maxime artık diktatörlüğünü kabul etmelisin şimdi.
You must accept the dictatorship now
Simon, Maxime ve Jean.
Simon, Maxime and Jean.
Maxime'i istiyor. Kardeşinin adı Maxime değil mi?
Then he asked to speak to Maxime, your brother.
Bütün ailesini tanıyorum, kardeşlerini, Jean'ı, Maxime'i.
We were neighbors. I know his whole family. I know his brothers, Jean and Maxime.
Ve Jean'la Maxime içinse pek bir şey söyleyemeyeceğim çünkü iyi tanımıyorum.
Jean and Maxime, I couldn't tell you.
Jean'la Maxime'i tanıyor musun, Simon'un kardeşleri?
You know Jean and Maxime, Simon's brothers?
- Merhaba Maxime.
- Hi, Maxime.
- Nasıl gidiyor, Maxime?
- How are things?
- Evet. - Maxime, biz kaçtık. - Teşekkürler.
We're off, Maxime.
- Maxime'e dersini belletmedin umarım?
Did you counsel Maxime?
- Nasılsın, Maxime?
- You OK, Maxime?
Kimsin sen? Adın Maxime.
Who are you?
Simon'un kardeşisin öyle mi? - Evet. Simon.
Maxime, Simon's brother?
Maxime Slimane.
Maxime Slimane...
Akşamüstü Maxime'le telefonda görüştüm. Uzun uzun konuştuk.
"That afternoon Maxime told me on the phone that the bag"
Maxime pazartesi günü kardeşime bıraktığı çantada bir poşete sarılı iki tabanca olduğunu söyledi.
"he gave my brother contained 2 guns."
Maxime yalvarırım, gerçekten çok sıcak oldu.
Maxime, for pity's sake, it's too hot.
Maxime.
Maxime.
Maxime ile birbirimizi çok uzun zamandan beri tanırız, sözlere ihtiyacımız olmaz.
Maxime and I had known each other so long, we didn't need words.
Aile geleneği olan bu işi Maxime devam ettirmektedir.
In this family business, Maxime maintains tradition.
Maxime, onları bir müşteriden ziyade tedavi ettiği hastaları olarak görür.
Maxime sees them more as patients than clients.
Daha kapsamlı tedavi gerektiğinde, Maxime kenara çekilir.
For more extensive treatment, Maxime steps aside.
Maxime, müzisyenlerin alkışa tutulduğu ve gerçekten etkilendikleri yerler olan konser salonlarında, onların yanında olmayı tercih eder.
Maxime preferred musicians. At concert heat, he shared in their emotions... and shared in the applause, genuinely moved.
Maxime'in enerji harcamaya ihtiyacı vardır.
Maxime needs to expend himself.
Maxime, genelde nereye gittiğimi veya ne yaptığımı sormaz ki bu da hoşuma gider.
Maxime never asks where I go or who I see when we aren't together... which is fine by me.
Maxime de mi?
Maxime?
Hayır.
Maxime.
Maxime Macaristan'da bulmuş.
He found it in Hungary.
Sainte-Maxime.
Sainte Maxime.
Maxime sizi görmek istiyor.
Maxim would like to see you.
Seni bulamayınca, Maxime'i soruyor.
Lots of people are called Simon.
- Dünya kadar Maxime de var.
There are tons of Maximes!
Maxime, dinle.
Listen.