Mesela ben traduction Anglais
881 traduction parallèle
Mesela ben.
Why, uh, myself, for instance.
Mesela ben.
You take me.
- Mesela ben.
- Me, for instance.
Mesela ben, savaştan önce federal bir görevli falan değildim.
Take me, for instance. I was no G-man before the war.
Mesela ben.
I, for instance.
Mesela ben.
Now, me, for instance.
- Mesela ben, değil mi?
- Like me, for instance?
Mesela ben varım.
There's me, for instance.
- Mesela ben.
- I, for one, am.
Mesela ben...
As for me...
Mesela Ben Quick'e bak.
Now, you take that Ben Quick.
Mesela ben.
Take me.
Mesela ben. 200 dolarlık takımla Cadillac'a biniyorum.
Now take me for instance. I jump in my Cadillac, I drive down to see him.
Mesela ben kitabına göre uçarım ama Buzz uçağın parçası gibi uçar.
You see, well, I fly by the book but Buzz flies like he's a part of the plane.
Mesela ben de meslek değiştirdim.
I changed trades too.
Mesela ben Stefano ile buluşacağım sonra dans edilecek, şarkı söylenecek, havai fişekler atılacak.
Well, like I'm meeting Stefano and there'll be dancing and singing and fireworks.
Mesela ben.
Like me.
Mesela ben.
Me, for example...
Mesela ben.
Me, for example.
Mesela ben.
I know I did.
Mesela ben şimdi duramıyorum, duramıyorum.
- No, I'm here, Mahmut Beg! - I thought you're literature teacher. - I am.
Her şeyi denedik. - Mesela ben...
We tried everything, for instance, I am...
Mesela ben kısa bir Marlon Brando'yum!
For example, I'm a small Marlon Brando!
Son moda şeyler olabilir, aptal şeyler hakkında kinik, hissiz olabilir, mesela evlilik, ev ve bebekler gibi. Fakat belki de ben son moda şeylerden hoşlanmıyorumdur.
I know it's the very latest style to be cynical and callous about stupid things like marriage and home and babies, but maybe I don't like the very latest style.
Mesela... ben evlenmeden önceki gece yanımda oturur musun?
For instance, the night before I'm married. Will you sit with me then?
Mesela "ben neredeyim?"...
Such as "where am I?"...
Biraz zaman alacaktır tabi, mesela 6 ay, bu sürede eğer ben...
It'll take some time, say six months, to find out if...
Sırada ne olduğunu ben söyleyim Bay Falco, tavuk gibi gıdaklayabilirsiniz mesela.
What you do now, Mr Falco, is crow like a hen.
Mesela, ben meteorolog olabilirdim.
I could be a meteorologist, for example.
Önceki gün Philadelphia'da ben şarkı söylerken mesela. Bu hiç hoşuma gitmedi
The other day in Philadelphia when I was singing, you know, I don't appreciate that at all.
Ben, mesela.
Me, for example.
Eğer ben eğer ben, oraya dönmek zorunda kalmış olsaydım bugün mesela.
Just as if i... just as if i... had gone back there... today.
Mesela, ben Stefan Zweig yüzünden yandım.
For instance, I got burned on Stefan Zweig.
Ben mesela, Amerika'da yaşayan herkes için çalışıyorum bir şekilde pirzola kasap dükkanına ulaşıyor.
Me, I work for everybody in these United States that steps into a butcher's shop for a T-bone steak.
Senin kabullendiklerini ben kabullenemem mesela.
I can't accept everything you accept.
Sen ölünce, mesela. Ben mi?
- Well, let's say you.
Ben mesela, şiir denen beyhude çabayla uğraşıyorum.
I, for example, I do the vain exercise of poetry.
Bana uyardı mesela, çünkü ben çok tembelimdir.
It suits me all right because I'm a lazy sort of a chap.
Bana istediğimi verin ben de size mesela üçte bir oranında pay vereyim.
You give me what I want, and I'll cut you in for, say, a third.
Mesela, ben.
Now, take me.
Senin gibi, Muriel de yazarlık yapmamı istiyor ama ben daha durağan bir iş düşünüyorum mesela Bay Flint'in yanında.
- Like you, MurieI wants me to write. But I prefer a steady job, perhaps... with Mr flint.
Mesela, ben çok korkuyorum... ve sen burada oturmuş sinemayla uğraşıyorsun sanki yakında geliyormuş gibi.
Like, I'm really scared... and you're sitting here rapping theater like it's coming up really soon.
Mesela, ben dışarıdayken siz bir şey saklıyorsunuz.
Say I leave and you hide some object here.
Bazıları meme sever, bazıları popo, .. bazıları da şarap! Ben mesela.
There are those who like tits, those who like asses, and those who like wine!
Siz mesela, savcılıktansınız, ben bir savcının oğluyum.
Take you, you're from the prosecution, I am a son of a prosecutor.
Ben Yahudiler tarafından özgür bırakılmak istemem, mesela.
I don't want to be freed by the Rothschild Bank.
"Nibelungen" ya da "Ben Hur" gibi epik filmlerde ise başka bir müzik daha olurdu. Mesela çello, bas keman ve harmoni. Ya da bazen davullar ve simballar.
And if it was an epic film like "The Niebelungen" or "Ben Hur" there was other music like a cello, a bass fiddle, and a harmonium or maybe drums and cymbals
Gözlerini bir yere sabitliyorsun... mesela, şu duvardaki lekeye... ve ben kalemimle hafifçe masaya vuruyorum.
You fix your eyes on something... say, that little stain on the wall over there... and I tap my pencil on the desk.
Ben mesela, iflah olmaz bir darvinciyim.
As for me, I'm an incorrigible Darwinist.
Mesela gece yemek yediğimde, ben- -
I mean, for example, when I eat at night, I- -
Ben mesela.
Take me.
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
benes 21
bentley 21
ben seni seviyorum 69
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
benes 21
bentley 21
ben seni seviyorum 69
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
bence 1190
bende seni seviyorum 38
beni bırakma 249
ben de seni özledim 83
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
bence 1190
bende seni seviyorum 38
beni bırakma 249
ben de seni özledim 83
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260