Milyonlar traduction Anglais
1,841 traduction parallèle
O patlamayla milyonlar kaybettim.
Hey, hey, hey, I lost millions in that explosion.
Piyangoyu kazanmak herkesin hayalidir. Sayısız milyonların bir gecede kucağınıza düşüvermesi.
It's everyone's fantasy- - winning the lottery- - untold millions falling into your lap overnight.
Şirket de Arsenio da milyonlar kazandı.
The company and Arsenio made millions.
Görüyorsun ya Declan, basit bir icatla milyonlar kazandım :
You see, Declan, I made my millions with a simple invention :
Farklılıkları bir tedavinin bulunmasını sağlayabilir ve gelecekte milyonların hayatı kurtarılabilir.
The differences may point towards a cure, and millions of lives could be saved in the future.
- Monte bu siteden milyonlar kazandı.
- Monte has made millions off of this site.
Birleşik Devletler Ordusu bu prototip için milyonlar harcadı.
The U. S. Military has spent millions to develop this drone.
Sadece bu da değil, sizinle olan davam bittiğinde, şehrin milyonlarını alacağım ve dünyanın en güzel düğününü yapacağım.
Not only that, But when i'm done suing you, I'm gonna take The city's millions And have the most beautiful Wedding ever.
Bu kitap – bu kitap milyonlar değerinde olabilirdi.
This book - - this book was worth Probably millions of dollars.
Evet, gece haberleriyse milyonları ikna ediyor.
Yeah, and the nightly news convinces millions.
Milyonlar!
Millions!
Dana, felç ile yaşayan milyonlar için bitmek bilmez çabaları ile yardımsever dernekler adına bir umut ışığı oldu.
Dana symbolized hope to the million living with paralysis... through her tireless work on behalf of the caregiver community.
Milyonların hayatını kurtarmayı sen istemez misin?
If you could save millions of lives, wouldn't you?
Bu sayede Çin pazarına girip, milyonlar kazandığımda sana da kıyak yapmayı unutmayacağım.
When I'm making my millions in the exploding China market, I'll be sure to cut you in on a little RNB.
.. hepsi yaktığın sigara yüzünden.. Şimdi kaybedilen milyonlar haricinde..
Now excluding the millions in losses you have spent a total of
Şimdi milyonlar kazanan torunlarım var.
Grown and long gone. Now i got grandsons who... Already make millions, you know.
Biri binlerce kişinin hayatını kurtarmaya yardım ederken diğeri milyonların öldürülmesine yardım etti.
One man was responsible for helping save tens of thousands of lives, another man helped kill millions.
İlk kocası tütün işinden milyonlar kazanmış.
Her first husband made millions in tobacco.
Nike, reklam için yüz milyonlar ayırıyor.
Nike spends hundreds of millions for advertising.
Google'da milyonlar kazandığını söylemiş ama tek kuruş almamış.
She claimed to have made millions in google, but she didn't have a dime.
İşte bu yüzden seninle konuşmak istedim. Patronuna milyonlar miras kaldığına göre bence Kathleen'e ödeme yapman için seni gönderdi.
Well, see again, that's why I wanted to talk to you because since your boss just inherited millions,
Bense milyonlar kaybedeceğim, ama babacığın mutlu olacak, değil mi?
I'll lose millions in RD, but hey, daddy's happy, right?
ryanchapelle adeta... bir forklift kazası sonucu oluşan ızdırabına karşılık milyonlar talep eden depo sorumlusunu ifşa etmek çabuk, acısız ve çok kolay olacaktı.
A ² S Team - - = = All-about-Subs.fr = = - -... and the easiest way for private detective Calista Cod to bust a stock clerk claiming millions in pain and suffering as the result of a forklift accident.
Büyük yatırım yapmadan milyonlar kazanabiliriz'
It costs nothing but yields millions!
Mekanize yün topu yapıcısı boşuna didinmiş büyükannelere yeni bir nesil vermekle kalmayıp istenilmeyen hediyeler yapmanın mânâsını da vermişti. 19 yaşındayken, sayısız icatlarından ilki Gustav Hofer'i sayısız milyonların sahibi yapacaktı.
His mechanized yarn-baller not only gave a generation of frustrated grandmothers the means to make unwanted gifts, at the age of 19, it was the first of countless inventions that made Gustav Hofer his first of countless millions.
Alaska'da köprü inşa etmek için milyonlar buldular.
They found millions to build a bridge to nowhere in Alaska.
Demek bir gün içinde milyonlar kazanıp hesabına geçirdin.
So you've scored a million and pulled on the same day.
Milyonlar, tahminim.
Millions is my guess.
Eğer parmağımı kıpırdatırsam siz milyonları kaybedersiniz.
'Lf I move a finger, you all will give me a loss worth millions! '
O mülkleri satın alarak milyonlar kazanırdı.
That would save him millions as he bought back those properties.
Yüz milyonlar, muhtemelen.
Hundreds of millions, potentially.
Bence bu fikir milyonlar değerinde.
I think this idea cobe wons.
Milyonlar satan "Aşk" albümüyle "Kare Pantolon Orkestrası"!
With their million-seller'Love', the'Square Pants Orchestra'!
Ben bir yanlış yaptıysam bile, bankam batarsa milyonlar acı çekecektir.
Even if I've made mistakes, millions will suffer if my bank collapses.
Bu sabah, fiyatların düşeceğine dair bahis oynadı. Şimdiyse hisseleri almak için milyonlarını ortaya koyuyor.
Now, he's taking billions to buy back in.
Milyonları katletmiş bir Zaman Lordu'nun hiddeti.
The rage of a Time Lord who butchered millions.
30 yaşında milyonları vardı. Her şeye sahipti.
Rankin was a real estate investor, worth millions by the time he was 30 had it all,
Üzgünüm Abby'ye milyonlar kaldı.
I'm sorry. Abbie. - Inheriting millions.
İşte bu yüzden insanlar Scylla'ya milyonlar vermeye hazır.
Which would explain why people would be willing to pay millions to get their hands on Scylla.
Bu elmas milyonlar eder!
You can sell this for millions!
Burada milyonlar olmalı!
There must be millions here!
Kalkanımız patlamanın yükünü çekebildi ama bu, diğer gezegenlerde de oluyorsa milyonları öldürebilir.
Our shield was able to take the brunt of the explosion, but if this is happening on other worlds, it could kill millions.
Yaptığınız danışmadan ve sorumluluk almadan milyonların hayatını etkileyen tek taraflı kararlar almaktı.
What you've been doing is making unilateral decisions that affect the lives of millions, without consultation and without accountability.
- Milyonlar değerinde olmalı.
- Must be worth millions.
Şehirdeki bütün dolandırıcılar ve sosyetik fırsatçılar Rosemary'nin milyonlarına konmuşlar.
Every high-end con artist and social parasite in town Was hitting rosemary up for a million.
Her gün bir tek şeyi bilerek milyonlar kazanıyor.
And he makes millions every day simply by knowing one thing :
Bol şans. Kova gibi bir numara, onu yaratan için milyonlar değerindedir.
A trick like Aquarius is worth millions to the guy who creates it.
Çantaların içinde milyonlar olmalı.
Must be millions in these bags.
Milyonlar kaybetti.
Oh, she lost millions.
Ve milyonlar ürperecek,... uykusuz ve kemikleri... sızlayarak.
And millions will shudder, sleepless with a bone gnawing... fear.
Milyonlar değerinde.
It's worth millions.