English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ M ] / Müsadenle

Müsadenle traduction Anglais

210 traduction parallèle
- Müsadenle.
- Excuse me.
Müsadenle.
With your permission.
Müsadenle...
If you'll excuse me...
Müsadenle.
If you'll excuse me.
- Müsadenle!
Leave me.
Sayın Morlachi, müsadenle kısa bir an seninle konuşmak istiyorum.
Mr Morlachi, I'd Iike to speak to you for a moment if I may.
- O zaman müsadenle.
- Then I'll leave you.
Müsadenle.
Excuse me.
Müsadenle.
Excuse us.
Şimdi müsadenle.
Now if you'll excuse me.
Müsadenle.
Well, if you please.
- Müsadenle.
- If you please.
Müsadenle, sevgilim.
Sorry, darling.
Tabiki, müsadenle.
Of course. Yes, excuse me.
Müsadenle, nerede şu sensör yahu?
If you don't mind, where the hell's the sensor?
Müsadenle Baldrick?
Would you excuse me, Baldrick?
Müsadenle, helaya girmem lazım.
Excuse me, I must go to the lavatory.
- Evet Flash, müsadenle tanıştırayım... nişanlım Kate. - Selam bebek...
Ah yes, Flash, let me introduce my... fiancιe Kate.
Müsadenle, Süslü Püslü.
Excuse me, Frou-Frou.
Şimdi, müsadenle şekerciğime akşam yemeği hazırlamam lazım.
Now, if you'll excuse me, I must go and get dinner for my sugar tush.
Aça şimdi müsadenle, Holling bana taze bir tabak karga hazırlamış.
But now, if you'll excuse me, I believe Holling has prepared a fresh plate of crow for me to eat.
Müsadenle Eve.
Excuse me, Eve.
Müsadenle, canım.
Excuse us, dear.
Müsadenle!
Excuse me!
Müsadenle şunu tam anlayayım.
So let me get this straight.
Müsadenle, eğer kaybederse.
but if he goes down.
- Müsadenle...
- Do you mind if I...?
Müsadenle doğru isim olup olmadığını kontrol edeyim.
Well, let me- - Let me just check and make sure I have the right name.
Müsadenle... rahatsız etmek istemem..... ama bir şekilde Neil'in telefon numarasını almam mümkün mü?
Listen, I... I don't mean to seem forward but is there any way that I could possibly have Neil's phone number?
Müsadenle çıkmadan önce mesajlarımı kontrol edeyim.
Let me just check my messages before we go.
Müsadenle mesajlarımı kontrol edeyim.
Let me just check my messages.
Müsadenle sana bir soru soracağım.
Let me ask you a question.
- anne, müsadenle.
- Mom, let me.
Müsadenle, Feng shui hakkında konuşuyoruz.
Excuse me. We're talking about feng shui here.
Müsadenle oturabilir miyim?
You're kooky. Mind if I sit?
Müsadenle, katlanmam gereken birkaç konuşma var.
Will you excuse me? A dull but necessary conversation awaits.
Müsadenle anahtarını alayım.
So let me have your key.
Şimdi müsadenle arkadaşları bir toparlasak. Ne demek hocam!
If you don't mind, I'll call a meeting.
Müsadenle ifade edeyim ki, Bay D ile yapılan anlaşma ihlal edilemez.
But let me tell you, one does not break a deal with Mr.D.
Senden bir Rock efsanesi yaratacağım, her şeyin olacak, her istediğine sahip olacaksın, müsadenle göstereyim.
I'll make a Rock legend out of you, it would be all yours, everything you ever wanted, let me show you.
Müsadenle.
Excuse me a minute
Şimdi müsadenle.
Now if you will excuse me.
Müsadenle işeyeceğim.
PARDON ME WHILE I TAKE A LEAK.
- Evet. Müsadenle.
- Excuse me.
Müsadenle hayatım.
Right then, dear.
Müsadenle.
Ex... Excuse me.
Müsadenle, Sa Rang.
Excuse us, Sa Rang.
Şimdi, müsadenle...
Now if you don't mind,
Müsadenle, Kızlar tuvaletine gitmeliyim.
Will you excuse me? I have to use the little girls'room.
Müsadenle Jerry.
Excuse me, Jerry.
- Müsadenle.
Uh-huh. - Excuse me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]