Ne kadar iyi traduction Anglais
7,238 traduction parallèle
Görünüşe bakılırsa bizim kız Justin'in ne kadar iyi olduğunu daha bilmiyormuş.
It looks like homegirl don't know my boy Justin too good yet.
Ormana baktı ve bir kez daha bahanesinin ne kadar iyi olduğunu düşündü.
Him then look out of the woods, thought once more... how good his excuse's been
Ne kadar iyi olduğu umurumda değil.
- I don't give a fuck how good he is.
Beni durdurmaya çalışında basının ne kadar iyi olduğunu size göstereyim.
Try to shut me down, and it'll make for some really good press.
Ne zaman bana ne kadar iyi hamleler yaptığınız göstermeyi bırakıp niçin yaptığınızı göstereceksiniz?
When are you gonna stop showing me how well you move and start showing me why?
Meyveler ne kadar iyi görünüyorsa görünsün fark etmez.
No matter how good that fruit looks.
Düşünüyorum da tek yaptığınız ne kadar iyi içiciler olduğunuz hakkında... böbürlenmek olduğunda alkolik olarak kayıt yapmak... durumunuzu nispeten boşa çıkarıyor.
You know, I think it slightly invalidates your status as a recovering alcoholic when all you do is brag about what a big drinker you were.
Huo An ne kadar iyi tanıyorsun?
How well do you know Huo An?
Senin için ne kadar iyi bir arkadaştı
What a good friend you are
Ama eminim ki daha iyi olacak Caryn bize taşınınca, onun ne kadar iyi bir insan olduğunu görecektir.
But I'm sure he's gonna be fine once Caryn moves in, and he sees what a beautiful person she is.
Ne kadar iyi olduğunu kendi de biliyordu.
He knew himself how good he was.
İnsanlar benim ne kadar iyi olduğumu fark etmiyor.
But people don't realise just how good I am.
Victor, ne kadar iyi bir arkadaşsın.
Victor, you are such a good friend.
Ne kadar iyi kalpliyim.
I have such a good heart.
İyi bir iş ve parasız eğitim isteyenler için buraları mali anlamda güzel bir dönüşümden geçirdim. Kısacası sonuçların ne kadar iyi olduğu gün gibi ortada.
I have worked hard to transform this area into a fiscally sound destination for people who want good jobs, and a good public education, and I think the results speak for themselves.
Yine yanılıyorsun çünkü bu ya da gelecekteki randevuları ne kadar iyi giderse gitsin eninde sonunda Tom'u çıplak görecek.
Wrong again,'cause no matter how good this date goes or any future dates, eventually, she's gonna have to see him naked.
Babamı yalnız görmek çiftlerin ne kadar iyi olduğunu fark etmemi sağladı.
Seeing my dad look lonely makes me realize how good people are in pairs.
Bu, avcının avını ne kadar iyi tanıdığına bağlı.
Well, that depends on how well the hunter knows his prey.
Hatta ne kadar iyi hissettiğim konusunda endişeleniyorum.
I'm actually worried about how fine I feel.
Damadımı ne kadar iyi tanıyorsun bakayım?
How well do you know my son-in-law?
Sonrasında yanına geldi ve sen ona ne kadar iyi olduğunu söyledin.
And afterward, she came up to you and you told her how great she was.
Ne kadar iyi sallandığımı gözlemleyin!
Observe how great I move side by side!
Ama bir sorum var, en iyi gününüzde en çok ne kadar kapattınız?
But I gotta ask you your best day ever, how much did you clear?
Belki bugün iş yapmak için o kadar da iyi bir gün değildir ne dersiniz?
Perhaps today's not such a good day for business after all.
Bu tür siyasi oyunlardan ne kadar uzak kalırsa o kadar iyi.
The further he stays from these political games, the better.
Ne kadar kötü, o kadar iyi.
The shittier the better.
Öyle iyi bir koruyucu temizlikçi bulmak ne kadar zor, biliyor musun?
Do you have any idea how hard it is to find good custodial help?
Ne kadar fazla mesaj gönderirsek de var olmak ve Western Union'ı yenmek için daha iyi bir şansımız olur.
The more we can send, the better our chances of beating western union and staying alive. We're postal telegraph.
Ne kadar çılgınlık o kadar iyi.
The crazier the better.
En sonuncusu olunca ne kadar geç olursa o kadar iyi.
It's gonna matter more later when it's the last one.
O kadar insanın içinde en iyi sen biliyorsun ne olacağını.
Were it anyone else in the world, you would see right through this.
Asıl bağlılığımı ne kadar az insan bilirse o kadar iyi.
The fewer people who know my true allegiance, the better.
Bunlardan ne kadar uzak durursan o kadar iyi.
The further away you get from these guys, the better.
Sadece sen ona ne kadar sert davranırsan, Jasmine ona daha iyi davranacak diyorum.
- Nah, I'm just saying, the harder on him you are, the more Jasmine's gonna wanna be nice to him.
Ne kadar az bilirsen o kadar iyi.
The less you know, the better.
Yalnızca küçük oğlunuzun daha iyi hissetmeden önce ne kadar süre daha burada kalacağını bilip bilmediklerini merak etmiştim.
I was just wondering if your little boy, they know how long he's going to be in here before he's better.
Ne kadar da iyi bir sporcusun.
You are such a good sport.
Bu da ne kadar büyükse o kadar iyi demek.
We need the gas lamps all cleaned and refurbished.
Sadece Birinci Ligte oynamakla kalmayacağım o kadar iyi olacağım ki fotoğrafımı ofisine koymak zorunda kalacaksın. Ve ne zaman içeri girsen sana yukarıdan bakacak.
Not only am I gonna play in the major leagues, but I'm gonna be so good, you're gonna have to put my picture up in your office, and it's gonna look down on you every time you go in there and you close the door
Fell'leri ne kadar iyi tanıyorsunuz?
How well do you know the Fells?
Çerçevenin sınırlan ne kadar keskinse, patlama anı o kadar iyi olur.
See? And the more you restrain, the better it is when the explosion happens.
Yalnızca küçük oğlunuzun daha iyi hissetmeden önce ne kadar süre daha burada kalacağını bilip bilmediklerini merak etmiştim.
I was just wondering if your little boy... If they know how long he's going to be in here Before he's better.
Başta beni bir düzenbaz sandın... her ne kadar çok iyi bir düzenbaz olsam da.
You thought me a fraud at first, albeit a terribly good one.
Ne yapmak istediğimi artık adım kadar iyi biliyorum.
I know exactly what I want to do.
- Ne kadar çılgın, o kadar iyi!
The crazier, the better!
Biz... biz... Hemingway's'de ıstakoz yedik verandadaki sinekliği tamir etmeme yardım etti ve senden bahsettik onun Yale'deki iş teklifini kabul etmesini ne kadar istediğini ve yeni bir başlangıcın ikiniz için de gerçekten çok ama çok iyi olacağını düşündüğünü söyledi.
We... we went over... we had lobsters at Hemingways, and he helped fix the screen door on my front porch, and we talked about you, about how much he wanted that new job at Yale,
Çünkü ne kadar hergele olsam da daha iyi bir tercih konumundayım.
Because even when I'm a complete shit... I am still a much better option.
Ne kadar iyi olabilirsin ki?
How were you be the best?
Ne kadar çabuk yaparsak o kadar iyi.
We need to do it sooner than later.
Paris'e ne kadar çabuk dönersek o kadar iyi olur.
The sooner we return to Paris, the better.
O da sensin, baba, ve ne kadar erken farkına varırsan o kadar iyi edersin.
That is you, Father, and the sooner you realize it, the better.
ne kadar iyisin 19
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19