Odan traduction Anglais
8,861 traduction parallèle
- Bir sürü odanız var.
- There's plenty of room.
Gerçek bir bebek olsaydı, odanın karşı tarafına fırlatmayacağını düşünmek istiyorum.
I'd like to think, if it were a real baby, you wouldn't fire it across the room.
Jones bu odanın ayakkabı dolu olduğunu söylemişti..
Jones said this room was full of shoes.
Çünkü ben röportaj verirken Hopkins odanın diğer ucundaydı.
'Cause / was doing interviews and Hopkins was on the other side of the room.
Odanın bu kısmı biraz daha seksi olmalı.
This side of the room needs to be sexier.
Alt katta da senin odan var.
And down over here, in the inferior is your room,
Odanın havasını değiştirdi.
Look at how everything is tidying up.
Odanın bir ucundan diğer ucuna yürüseler de öpüşmeyi devam ettirip kamerasıyla onları takip eder.
ANDERSON : Even if they go all the way across the room, he is going to move with them in the kiss and the actors are going to say,
İstersen odanı daha konforlu yapması için onu ikna edebilirim.
I can get him to make your room more comfortable if you want.
- Odanız bu tarafta.
Your room is ready.
Odan ikinci katta.
Your room's on the second floor.
Odanın etrafında dolanın.
Just walk around the room.
- Şerif Anderssen, Frank Sutter'ı sizin otel odanızda mı tutukladı?
When sheriff Anderssen arrested Frank Sutter, he arrested him in your hotel room?
Bu odanın evveliyatını bilir misiniz?
Do you know what this room holds?
- Misafir odanız var mı?
- You have a guest room?
Ben daha ziyade, odanın kalabalıklığından ötürü gereğiden fazla tetiklendiğine inanıyorum.
I think it more likely the room was crowded and she became over-stimulated.
Ama her gece uyumadan önce odanın içinde koşup hepsini devirirdim.
But every night before I went to sleep I ran around my room and knocked them over.
Odanı temizledim ama hiç araklamadım.
I cleaned your room and didn't take nothing.
Bebek odanın karşısına fırlayacak!
This baby is gonna shoot across the room!
Eğer hepiniz odanın merkezinde olmazsanız, elektrik çarpılabilirsiniz.
If you're not all in the center of the room, you may be electrocuted.
- Odanın ortasına o halde.
- So, center of the room.
Pekala, odanın merkezine.
All right, center of the room.
Burası değil. Sizin odanız hemen yanda.
This isn't... your room is the next one.
Gördüğüm kadarıyla bu odanın diğer tarafının hapis olduğunu biliyorsun.
The way I see it, you know you got jail on the other side of this conversation.
Odanın tamamını aldık sayılır.
So we have most of the room.
En iyi süit odanızı ayırtmak için telgraf çekmiştim.
I telegrammed through to reserve your best suite.
Odanız burada.
That's your room right there.
Sadece başka bir odanın kapı aralığı.
It's just a doorway to another room.
Odanın oradan geçiyordum dün ve yalnız olmadığını gördüm.
I swung by your room last night. I saw that you had company.
Odanın etrafına gizlenmiş ipuçlarını aramalıyız.
We have to look for the clues hidden around the room.
Odanızı rahat bulduğunuzu umuyorum leydim.
I trust you find your chamber suitable, my lady.
- Burada bir karanlık odan yok mu?
Don't you have a darkroom here?
Tek istediğim o karanlık odanın içine ulaşmaktı.
All I wanted was to get in that darkroom.
- Odanın dönmesinin bitmesini bekliyorum.
_
Odan güzelmiş.
Sweet lair.
Ne kadar güzel bir odan var.
This is a lovely room you have, isn't it?
Ne için bir sürü odanız var?
There's "plenty of room" for what?
Hayır, sizi odanızdan etmeyi hiç düşünmedik.
No, we wouldn't dream of putting you out of your room.
Burası artık senin odan değil.
It's not your room anymore.
Odanın karşısından seni izliyordum da biraz gergin gibisin.
Well, I was just watching you from across the room, and you seem a little jumpy.
Kendi odan olacak.
Well, you have your own bedroom.
Dikkatinizi lütfen insanlık tarihinde daha önce sizin ve hiç kimsenin görmediği olağanüstü bir marifetle şaşırtacağım yere, odanın ortasına yöneltin.
Please direct your attention to the center of the ring, where I will amaze you with a feat so extraordinary, it has never been seen before by you or anyone else in the history of mankind.
Ama... bu bizi odanın içindeki file getiriyor.
But... that brings us to the elephant in the room.
Yatak odanı ben alabilir miyim?
You're leaving the nest.
Odan nasıl?
How's your room?
Odanın tam ortasında, tavandan sallanan muzlara ulaşabilecek şekilde konan bir merdiven varmış.
And in the center of the room, there's a ladder... on top of which a banana dangles from the ceiling.
Her zaman odanın dışında bekleyecek 4 muhafız olmalı.
You should have four guards outside this room at all times.
Hadi gel, sana odanı göstereyim.
Come on, I'll show you to your room.
İşte odanız.
And this is your living room.
Yatak odanız da burası.
And the bedroom.
- Eski yatak odan nerede?
Hey, where's your old bedroom?