Olmalısın traduction Anglais
39,792 traduction parallèle
Sen de Desmond olmalısın.
You must be Desmond.
Bir şeyler konuşmuş olmalısınız.
You must have talked about something, right?
Onlar da bunun için uğraşıyorlar zaten. Sen sakin olmalısın, anladın mı?
Okay, okay, they're doing that, but you need to calm down, okay?
Buradaki tek kişi benim, benimle konuşuyor olmalısın.
Well I'm the only one here, so you must be talking to me.
Muhtemelen Thomas'ı almalısın, çantayı hazırlamalı ve olabildiğince çabuk hazır olmalısın.
You're probably going to have to get Thomas packed and ready as soon as possible.
Dinle, her şey için hazırlıklı olmalısın.
Listen, you're going to have to be ready for anything.
Pekala, eğer ismini biliyorsan, başka bilgiyede sahip olmalısın.
Well, if you have his name, you- - you must have other information.
Benimle dalga geçiyor olmalısın.
You've got to be kidding me.
Çok iyi bir mektup yazmış olmalısın.
That must have been one hell of a letter.
Tedavi olmalısın. Kendini koruma kapasitenin azaldığından bahsedip koruma talep etmelisin.
I think you should plead self-defense in concert with diminished capacity.
H. Robert'a karşı temkinli olmalısın.
You should be wary of H. Robert.
İlk olarak hep şunu söylerim, "Örnek olmalısınız."
And the first thing that I always say is You have to lead by example.
Tıp fakültesinde birkaç kadavra kesmiş olmalısın.
Med school you must have cut up some cadavers.
Sormamın sakıncası yoksa, böyle güzel bir yerde yaşadığınıza göre oldukça iyi kazanıyor olmalısınız.
Uh, I hope you don't mind me saying, but you must make a pretty good living to have an apartment like this.
Yani eğer arkadaş olacaksak bana tam şu an da açık olmalısın!
I mean, if we're gonna be friends, you got to open up to me right now!
- Kızgın olmalısınız.
It is. It must make you angry.
Bunu biliyor olmalısın.
You know that.
Bana ve değer verdiğim herkese yaptığın iğrenç, travmatik, karanlık şeylerin seni sevmeme sebep olacağına inanmak için... iğrenç, travmatik, karanlık birşeyler yaşamış olmalısın.
You must've suffered some sick, traumatic, dark event to believe that the sick, traumatic dark things you've done to me and everyone I care about could ever result in me loving you.
Bunalmış hissediyor olmalısın.
You must be feeling overwhelmed.
Şaka yapıyor olmalısın.
Got to be kidding me.
Harika hissediyor olmalısın.
Must feel amazing...
Hayır, üzgünüm, benzetmiş olmalısın.
No, sorry, you must be confused.
İçimde bir ses, "bovling salonunda çalışan kız olmalısın" diyor.
Part of me wants to just be a girl who works in a bowling alley. But then I met you.
- Sen Chris olmalısın.
You must be Chris.
Böyle sıyrıklarınız olduğuna göre bayağı sert düşmüş olmalısınız.
Well, you had to go down pretty hard to get a scrape like that.
- Onu göreceğin için heyecanlı olmalısın. - Hem de nasıl.
You must be excited to see her.
Buna bayılıyor olmalısınız!
You have got to love that!
Sizler avutkat olmalısın.
You must be the lawyers.
Kesin şeyleri sevdiğini biliyorum ve taviz vermeye razıyım. Ama sen de uzlaşmaya açık olmalısın.
Sheldon, I understand that you like things a certain way and I'm willing to make some concessions, but you have to be open to compromise.
Bunca zaman sonra biliyor olmalısın artık.
After all this time, you must know.
Tam olarak bunun için sen olmalısın.
Well, that's precisely why it has to be you.
Onu şimdiye kadar yaklaşık 1000 kez kurtarmış olmalısın.
You've saved her now about 1,000 times.
- İzin almak için 15 yaşında olmalısın.
Got to be 15 to get your permit.
Daha gerçekçi olmalısın.
I'm saying you have to be practical.
Ünlü jüri sen olmalısın ama.
We need you to be the celebrity judge.
Siz rakibim olmalısınız.
You must be my competition.
Walter pek insanlarla arkadaşlık kuracak tipte biri değildir, yani... sanırım sen bayağı özel bir insan olmalısın.
Walter's not one to, uh, make friends with humans, so... guess you must be a pretty special human.
Şaka yapıyor olmalısın.
Oh-oh Oh, you got to be kidding me.
Sıcaklıkların 21 derecenin altına düşme ihtimaline karşı hazır olmalı.
He has to be ready in case temperatures plunge below 70 degrees.
O adam şu anda onların kalesine sızmış olmalı.
This guy might have already infiltrated the fort.
Hayır, mesajlarını zaman ayarlamalı olarak önceden yazmış olmalılar.
No, they must have preloaded their messages on a timer.
Shadowcat'in modu kameraların görmediği heryeri öğretmiş olmalı.
Shadowcat's mod must have taught her every place the cameras don't see.
Hayattan bezmiş olmalısın.
You must be so tired.
Susamış olmalısın.
No. You won ;
Mesajı duyurmanın başka bir yolu olmalı.
There's got to be another way to get the message out there.
Gabriel'ın tüm hayatını Desmond'a yerleştirmiş olmalı.
He must have put Gabriel's whole life inside of Desmond.
- Bu resmi ben çekmiştim inanır mısınız ama yanlış albüme koymuş olmalıyım çünkü... dördüncü Nutsy Clusters'imi yemişim...
You know, I took that picture, uh, but I must've put it in the wrong album,'cause I had four Nutsy Clusters...
Çok üzgünüm, haklısın orada olmalıydım, merak etme artık hep yanında olacağım.
I'm sorry. I should have been there, and I'm gonna be there.
Bence kurban Trinity'nin hayranlarının tepkilerinden korkuyor olmalı. - Ben de onu koruduğumu hissettirmek istiyorum.
I think she'll be afraid of backlash from Trinity's people, and I want her to feel protected.
Bize yardımcı olmalısın.
You gotta help us here.
Yangın başlamış olmalı ve söndürecek kimse de yoktu.
Fire must've started and I guess there was no one to put it out.