Parayı al traduction Anglais
3,003 traduction parallèle
Koltuğun önündeki parayı al.
Remove the front seat money!
Parayı al.
Get the cash.
Sonra parayı alıp geri döneceğim..... ve senin bu kendini beğenmiş kahrolası yüzünü patlatacağım.
Then I'm gonna take that cash money and I'm gonna turn around and I'm gonna blow that smug superior look off your fucking face.
Öyleyse o parayı al.
Take the payday.
Sen parayı al yeter.
Just take the money
Sana gönderdiğim parayı alıyorsun değil mi?
You been getting the money I sent you?
Parayı alabileceğim yerden alırım.
I take money where I can get it.
Aracı geri ver parayı al ve hemen buraya dön.
Take the car back, Authorized get, the money and move-Did that ass here.
Parayı al, sonra bırak da yolumuza gidelim.
Take the money, and let us be on our way.
Parayı al ve şımart onu.
Take the money and spoil her.
Silahlı bir çocuk bir markete girer kasadaki parayı alır ve kaçar.
- Kid with a gun walks into a family grocery store,
- Ben de parayı alıp kaçtım.
- I took off with the money.
Parayı alıp buradan kaybol.
Take the money and get out of here.
Parayı alınca her şey son bulacakmış.
Then he'll stop everything.
Parayı alırsa kanamayı durdurmak için Bjørn'un yanına gidecektir.
Then he must go to Bjørn.
GT'yi. Parayı alırsa kanamayı durduracağına dair söz vermişti.
- He'll stop bleeding when he gets the money.
2 gün içinde kağıtlarını ve parayı alırsın.
You get your papers and dough in 2 days.
Fayda veya zarar gördüklerini zannetmiyorum, ama bence parayı alıp kaçmalılar.
I don't think they're helped or hurl, but I think they should take the money and run.
Eğer seni beğenirse parayı al ve gerisi iş.
If he likes you, get the cash and it's business.
Parayı alıp gidebilirsiniz.
Or you take back your money and leave.
Parayı alıp, onunla yeni bir hayata başlamak istiyorum.
I want to take the money. I want to start a life with her.
İki, bütün parayı alır.
Two's the whole pot.
Gerçekten bir şeyler üretmektense sadece parayı alıp satan,... para ve piyasa sisteminin eşsiz bir melezi olan borsa piyasası var.
you see - there's this unique hybrid of the monetary and market system called the stock market which rather than, you know, actually produce anything real they just buy and sell money itself.
Yap, parayı al.
Do it and take the money.
Para burada, Asu'yu getirin, parayı alın götürün.
Here lies the money. Bring me Asu, take the money.
Tüm yapman gereken, hatunun gülümsemesini yakalamak. Sonra da tüm parayı alıp gidersin.
All you got to do is show me the smile on the lady's face, and you walk away with it all.
Tamam Phillie, sen bu piçle git parayı alın, biz de çocukla duralım.
Okay, Phillie, you go with asshole and get the cash and we'll keep the kid.
- Parayı alıp kaçtın.
So you took the money and ran?
Frank içki içmez de o parayı alır belki.
Maybe Frank will stay sober and get the cash.
Parayı al kaçıranlara ver ve karşılığında Miletti'yi geri al.
Take the money, give it to the kidnappers and get Miletti in return.
Hadi, sen bir polissin, yaptığın bu. Parayı alıp, kanıtlarla oynadın.
Come on, you're a cop, that's what you do, you take the money, you fix the evidence.
İçeri gir, çık, parayı al.
Get in, get out, get paid.
Koltuktaki parayı git de al.
Take money from your seat!
Al. Cebimdeki tüm parayı veriyorum. Hepsini, tamam mı?
I'm giving you everything, all of it, okay?
Kara parayı müşterilerden alıp patronuma götürürüm. Ben sadece kuryeyim, tamam mı?
I'm just a courier, okay?
Parayı ve göl evini al.
Take the money and the lake house.
Delaney parayı uyuşturucu satmaktan aldıysa, alıcı kimdi peki?
If Delaney got this from selling drugs, then who was buying?
Parayı buraya 20 dk uzaklıktaki bir alışveriş merkezindeki şubeden çekmiş.
So Lilah drained this guy's bank account from a branch at a mall up in valley stream about 20 minutes from here.
Bir siyasetçi alıp götürür kısa süre sonra parayı bulur.
Take away a man's politics, he soon turns to money. Is that what happens?
Bak, al şu parayı da buradan gideyim.
Look, just take the cash so I can get out of here.
Gideriz Mevlüt'e de, alırız parayı da.
We will go and take the money.
Tamam Shorty, biz senin adına alırız parayı.
All right, Shorty, we'll take the money for you.
Al şu lanet parayı hemen.
Get the goddamn money now!
Al şu parayı!
Get the fuckin'money now!
Bakın, bakın, bakın... Bul karıyı, al parayı ; bul karıyı, al parayı.
Looky, looky, looky, hey, diddle, diddle, the queen's in the middle.
"Bul Erkeği Al Parayı" oynayalım mı?
You want to play "Who's Hot and Who's Scott?"
Tüm riski biz alıyoruz, tüm parayı da biz alacağız.
We're taking all the risk and we're taking all the money.
Eğer parayı bulursam % 10'unu alırım.
But if I find the money, I get 10 %.
Poker kuralları der ki, kesilmiş oyun başa alınır biz de parayı eşit şekilde bölüşeceğiz.
Now, the rules of poker say that a disrupted game is reset, so we're going to divide the money equally.
Bana fiyatını söyle, parayı yarın alırsın.
Tell me the price and you'll get your money tomorrow.
Bizi arayın, parayı yarın alırsınız.
Call us, you'll have the money tomorrow.
parayı aldın mı 36
parayı alın 20
parayı aldım 19
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
parayı alın 20
parayı aldım 19
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043
alan 546
alarm 144
alvaro 24
allen 166
ally 413
alma 146
allie 67
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043
alan 546
alarm 144
alvaro 24
allen 166
ally 413
alma 146
allie 67