English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Sirens

Sirens traduction Anglais

894 traduction parallèle
" Dünyanın tüm fabrikalarda,
" the sirens resound in all the factories,
Alarmý kapatýn, megafonu kullanacađým.
Turn off the sirens, I'm going to use the loudspeaker.
Arabanın sirenleri çala çala gitmek ne heyecanlıydı, değil mi?
Wasn't it exciting in that car with the sirens screaming?
- Leydim sirenler çalıyor.
- Sirens, milady.
Düşünebiliyor musun polis, sirenler, tüm bunlar, sadece arka farlarımdan biri sönük olduğu için.
Can you imagine a thing like that? Cop, sirens, the whole works! One of my tail lights went out.
- Dinle, hava saldırısı sirenleri.
- Listen, air raid sirens.
Sirenlerinizi çalıştırmayın yoksa silahını atar.
Don't come with your sirens, or he'll throw his gun away.
Bir partiden, bir randevundan, bir kumar masasından dönen çoğu adam kendisini, siren seslerinin yankılandığı bir arabada karakola götürülürken buluyordu.
Many a man returning from a date, a late party, or a poker game... surprisingly found himself in a squad car... its sirens screaming as it brought him to the detective bureau.
Sirenler'e dikkat et!
Beware of the Sirens!
Siren sesi yok.
No sirens.
Paul olmadan, bu araba sadece bir araba donmuş camlar, sadece donmuş birer cam kar sadece bir kar ve itfaiyeci de sadece bir itfaiyeciydi.
But for Paul, the car, and its frosted windows would have been no more than that the snow and police sirens merely snow and police sirens
Çalan sirenleri hatırlıyor musun?
Do you remember hearing the sirens?
Hava saldırı sirenlerine dikkat et.
And pay attention to the air-raid sirens.
Klaus, Dünyadaki en iyi fil terbiyecisi, Olağanüstü fil gösterisini sunar, İncelikle seçilmiş Doğunun gizemli 20 denizkızı fillerin üzerinde,
Klaus, the greatest elephant trainer in the world, presents his marvellous mastodonic mammals, gracefully ridden by 20 sultry sirens from the East, starring Angel, the sultans favourite.
Siren seslerini duymuyor musunuz?
Don't you hearthe sirens?
Git haber ver. Siren çalmadan olabildiğince hızlı burada olsunlar.
Tell'em to get here as fast as they can, but no sirens.
Herhalde o sirenlerin çalması seni ürkütmüş olamaz.
You couldn't possibly be surprised with all those sirens blasting.
Sirenler çalmaya başladığında onları umursamadık.
When the sirens began, we paid no attention to them.
Biliyor musunuz, siz şu sirenlerle birlikte gelmeseydiniz, beni dinlemeğe başlıyordu.
You know, he was beginning to listen to me, until you came up with those sirens.
Sirenleri işitinceye kadar neredeyse dostça davranıyordu.
He was almost friendly, until he heard those sirens.
Polis eskortu eşliğinde gelir. Tüm Beverly Hills'i inletirler sirenleriyle.
The cops bring it by squad car, sirens screaming all the way from Beverly Hills.
( Sirenler çalıyor )
( Sirens wail )
Siren çalınca ölümden kaçmak için saklanması insana çağlar önce öğretilmişti, ama bitti!
It was ages ago that men were taught to hide when the sirens blew to run from death, but it's over!
Bir gece yangını gibi, sanki kafanın içinde çalan siren sesleri gibi.
Like fire in the night and sirens screaming in your head.
Çavuş, bu insanları tutuklayın.
( SIRENS WAILING )
Limanda çalan sirenler sona ermemiştir.
The sirens haven't finished singing in the port.
Sirenler yok, düdükler yok, hiçbir şey yok.
No sirens, no whistles, no nothing.
Polis sirenlerini duyunca kaçtı.
He ran because he heard police sirens.
Sirenler.
The sirens.
Haydi acele edin!
You heard the sirens. Come on!
Kurt Vonnegut'un The Sirens of Titan eserini okudun mu?
Did you read Kurt Vonnegut's The Sirens of Titan?
Sirenleri duymadın mı?
Didn't you hear the sirens?
Çok uzaklardan siren seslerini işittim.
I heard your sirens from quite a ways off.
Siren sesini duydum, sonra da yüzüme yumruğu yedim.
I heard the sirens, and then got Punched in the face.
Saat dokuz gibiydi sanırım, sirenler çalmaya başladı. Anneme seslendim ve merdivenlerden inip geldi.
And when the sirens went, it was somewhere around nine o'clock, I think, I called my mother and she came down the stairs.
Siren sesiyle buraya geleceksin.
You take off with the sirens going.
Tüm bu silah ve siren sesleri arasında sizi duyamıyorum Bay Duffy.
I can't hear you, Mr. Duffy, with all the shooting and the sirens.
Sizi bilmem ama sirenlerin ötmesini kurşunların havada uçup, herşeyin kırılıp dökülmesini bir hayli tahrik edici bulurum.
I don't know about you guys, but with the sirens wailing, the bullets flying, all hell breaking loose I find that sort of stimulating.
Heryerde sirenleri, zilleri ve işaretleri var. Bir de gözcü.
They got sirens and bells and signs all over the place and they got a watchman.
- Sirenleri duydum mu? Ow!
You wanna hear sirens?
Kırmız alarm durumunda hava saldırısı sirenleri çalacak. Bütün ışıklar kapatılmalıdır. Projektörler, gökyüzünde düşman uçağı aramaya başlayacak.
During a red alert, air raid sirens will sound, all lights must be turned out, search lights will scan the skies for enemy aircraft, gun crews will be at ready.
Sirenlerinizi kullanın.
Use your sirens.
ilk komünyonumu... evlendiğim zamanı, birinci dünya savaşının başladığı zamanı, bombardımanları, sirenleri gördüm.
of when I was married, when the first war started, the bombadiers, the sirens,
- Sally, sirenleri duyuyorum.
- Sally, I can hear the sirens coming.
Siren seslerini unut.
Forget the sirens.
Sirenleri de gizli.
It's too secret for sirens.
Sandığımdan akıllı çıktın.
( engine revs and sirens wail ) Hey, you're smarter than I thought.
İşte geliyor.
( sirens wailing ) Hey, it's coming.
Her yanımızı sardılar.
( sirens Wailing ) They're all over us.
Araçları çekin.
( SIRENS STOP ) Move them vehicles.
Girilmez.
( sirens wailing )

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]